Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a ait olan 192/3840 hissenin, ...Tapu Müdürlüğü'nün 18.02.2012 tarih 564 yevmiye numaralı satış işlemi ile Selahattin Nerede (Mehmet oğlu) adına tescil edildiği, eldeki davanın 24.08.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı TMK'nun sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde "Tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararlardan devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder" hükmü yer almakta olup, tapu işlemleri kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK'nun 1007. maddesi anlamında devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir....

    Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımamakta, sadece Devletin memuruna rücû halinde, iç ilişkide etkisi söz konusu olmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1007. maddesinde (743 sayılı TKM m.917) yer alan “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder” hükmü gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....

      Davacı, tapu kaydına güvenerek satın aldığı taşınmazların, orman sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptaline karar verildiğini, tapu kayıtlarının doğru tutulmamasından dolayı oluşan tüm zarardan Medeni Yasa'nın 1007. maddesi gereğince davalının sorumlu olduğunu belirterek, uğradığı zararın davalıdan alınmasını istemiştir. Davalı ise, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Yerel mahkemece, taşınmazların bulunduğu yerin orman sınırları içinde kaldığı kesinleşmiş olmasına karşın daha sonra yapılan kadastro çalışması sırasında hukuki değerini yitirmiş gibi önceki tapu kaydı esas alınarak yeniden dava dışı 3. kişi adına tescil edilerek yasal dayanağı bulunmayan tapu oluşturulduğu, uyuşmazlık kadastro işleminden kaynaklandığından Medeni Yasa'nın 1007. maddesi anlamında tapu sicilinin tutulması nedeniyle sorumluluğa ilişkin düzenlemelerin uygulanamayacağı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir....

        Davacı, tapu kaydına güvenerek satın aldığı taşınmazların, orman sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptaline karar verildiğini, tapu kayıtlarının doğru tutulmamasından dolayı oluşan tüm zarardan Medeni Yasa'nın 1007. maddesi gereğince davalının sorumlu olduğunu belirterek, uğradığı zararın davalıdan alınmasını istemiştir. Davalı ise, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Yerel mahkemece, taşınmazların bulunduğu yerin orman sınırları içinde kaldığı kesinleşmiş olmasına karşın daha sonra yapılan kadastro çalışması sırasında hukuki değerini yitirmiş gibi önceki tapu kaydı esas alınarak yeniden dava dışı 3. kişi adına tescil edilerek yasal dayanağı bulunmayan tapu oluşturulduğu, uyuşmazlık kadastro işleminden kaynaklandığından Medeni Yasa'nın 1007. maddesi anlamında tapu sicilinin tutulması nedeniyle sorumluluğa ilişkin düzenlemelerin uygulanamayacağı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir....

          Somut uyuşmazlıkta, Hakem Sıfatıyla yargılama yapan yerel mahkemece davaya ilişkin hukuki niteleme "davacı tarafın iddiası tapu kaydını tutmakla yükümlü olan davalının hatalı tuttuğu tapu kaydına dayalı olarak yapılan fazla ödemeler sebebiyle zarara uğranıldığına ilişkindir." şeklinde yapılmıştır. Hal böyle olunca, yukarıda da belirtildiği üzere, davacı tarafın tapu sicilinin hatalı tutulması iddiasına dayalı olarak uğranılan zararın, TMK'nun 1007. maddesi gereğince tahsili talebiyle eldeki davayı açtığı ve taşınmazın aynına yönelik bir uyuşmazlığın sözkonusu olmadığı anlaşılmaktadır....

            Mustafakemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/446 E. 2010/207 K. sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı T6ne izafeten Mustafakemalpaşa Mal Müdürlüğü tarafından iş bu dosyanın davacıları aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, Güvem Köyü 107 ada 32 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesi neticesinde 22.04.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Dava konusu taşınmazların tapu kaydının incelenmesinde, hükmen tescil ve kadastro işlemleri sonucu davacılar murisi adına tescil edildiği, anlaşılmıştır. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....

            A.. ve diğeri aleyhine 23/05/2013 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 04/03/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle ödenen tazminatın davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, dava dışı taşınmaz sahibi Cemil adına satışı yapılan taşınmazın hisse oranının hatalı tescil edilmesi nedeniyle Cemil tarafından idare aleyhine açılan ve kabul ile sonuçlanan tazminat davası sonucunda uğranılan zararın davalı Tapu Müdürlüğü görevlilerinden rücuen tahsilini istemiştir. Davalılar ise, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

              Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/452 E. -2014/943 K. sayılı ilamıyla 812 ada 32 sayılı parselin tapu kaydının iptaline, sicilden terkinine karar verildiği, kararın tapu müdürlüğünce vekalet ücreti yönünden temyiz edildiği, kesinlemediği, alıcı ...'nın temyize konu davadaki iddialarla 812 ada 32 parsel yönünden idarenin hizmet kusuru sebebiyle 60.000.-TL tazminat istemiyle tapu müdürlüğü ve ... aleyhine idari yargıda tazminat davası açtığı, ......

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK.nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasının reddine dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla duruşma için belirlenen 12.03.2012 günü usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediklerinden taraf vekillerinin yokluklarında incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilerek dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı T.M.K.'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. 4721 sayılı T.M.K.'...

                  İstinaf yoluna başvuran; İstinaf kanun yoluna davalı vekili tarafından başvurulmuştur. İleri sürülen istinaf sebepleri : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; raporda çelişkiler olduğunu, taşınmazların değerinin yüksek belirlendiğini, objektif değer artış oranı uygulanmaması gerektiğini, vekalet ücretinin maktu olması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Değerlendirme ve Gerekçe: Dava TMK 1007. Maddede düzenlenen tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir. Dava konusu edilen taşınmazların davacılar adına olan tapu kaydının kıyı kenar çizgisi içinde yer alması sebebiyle iptaline karar verildiği, kararların 2014, 2015 ve 2016 yıllarında ayrı yarı tarihlerde kesinleştiği anlaşılmıştır. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur....

                  UYAP Entegrasyonu