in babası ... ile aynı kişi olduğunun tespiti ve tapu kayıtlarının da bu şekilde tashihini istemişlerdir. Davalı idare vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davalı idare vekili temyiz etmiştir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Tapuda isim düzeltilmesi davalarından amaç tapudaki kayıtların nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Mahkemece kayıt malikine ait nüfus kaydının varlığı araştırılmamıştır. Ancak Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/1688-2008/786 sayılı dosyasında, davacılar murisi ...'in babası ...'e ait veraset ilamı talep edilmiş, ...'in babası ...'in nüfusa kayıtlı olmadığı belirlenmiştir.Yine aynı dosya kapsamında, davacılar murisi ...'in babası ...'in çocuklarının ... ve ... olduğu bildirilmiştir....
Tapu kaydında isim düzeltme davalarındaki amaç tapu kayıtlarının nüfus kayıtları ile uyumlu hale getirilmesidir. Tapu kayıt malikinin bir şekilde nüfusa kaydı yapılmadan ölümü halinde tapu kaydının düzeltilmesi isteminin kabulüne olanaklı değildir. Fakat, yapılacak araştırma ve incelemeler sonucu tapu kayıt maliki ile davacının murisinin aynı kişi olduğunun anlaşılması halinde tespit hükmü kurulmalıdır. Somut uyuşmazlıkta, davacının murislerinin nüfus kayıtları Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü (Mikrofilm Arşiv Şube Müdürlüğü)nden istenilmeli, mülkiyet nakline neden olmayacak biçimde gerekli araştırma ve inceleme yapılarak, davacının murisleri ile tapu maliklerinin aynı kişi olduğu sonucuna varıldığında tespit hükmü kurulmalı, aksi halde davanın reddine karar verilmelidir. Mahkemece, yukarıda yapılan saptamalar bir yana bırakılarak yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 109 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında 5 yaşında ölen ve kendisi ile aynı ismi taşıyan kardeşinin doğum tarihinin yazılı olduğunu ileri sürerek, ölen kardeşinin doğum tarihinin kayıttan iptali ile 08.05.1967 olan doğum tarihinin kayda ilavesi ve ayrıca T.C. Vatandaşlık numarasının da işlenmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Tapu kaydında bulunması zorunlu olmayan bilgilerin düzeltilmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen karar, 14.Hukuk Dairesince "davacı ile tapu malikinin aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde çoğun içinde azı da vardır kuralı gereği bu yönde bir tespit kararı verilmesi gerekliliğinden" sözedilerek bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde tapu maliki ile davacının aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmiştir....
TC kimlik numaralı 1966 doğumlu ... kızı ... olarak gösterildiği tapu malikinin ise ... kızı ... olduğu anlaşılmıştır....
DAVALI : Tapu Müdürlüğü Taraflar arasındaki davada Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk ile Şanlıurfa 2. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kayıt malik ile veraset ilâmındaki kök murisin aynı kişi olduğunun tespiti ile tapu kaydında yer alan ismin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, tapu kaydında düzeltim davasının çekişmesiz yargı işi olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesince ise, davacının talebi için yapılacak araştırma ile veya hak sahibi olduğunu iddia eden bir kişinin itirazı üzerine ortaya bir çekişmenin çıkması durumunda mülkiyet aktarımına neden olunacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda davacı, tapu kaydındaki malik olarak gözüken kişi ile murisinin aynı kişi olduğunun tespitini talep etmiştir....
Davacıların sunduğu bu tapu kaydının taşınmaza revizyon alınıp alınmadığı araştırılmalıdır. Dayanak tapu revizyon alınmamış ise, taşınmaza uyup uymadığı ve davacıların murisi ile tapu kayıt malikinin aynı kişi olduğunun belirlenmesi için mahallinde keşif yapılarak tanıklar ile varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenmelidir. Ayrıca, davacıların murisinin kök nüfus kayıtları getirtilerek tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmelidir. Mahkemece, açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulüne, aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....
DAVALI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ: Mahkemece yeterince araştırma yapılmadığını, delillerin takdirinde isabetsizlik olduğunu, tapuda kimlik bilgilerinin düzeltilmesi ve tespit davalarında kimlik bilgileri düzeltilirken tespit yapılırken tapu malikinin değişmemesinin mülkiyet hakkının nakli sonucunun meydana gelmemesi gerektiğini, dava konusu kişi ile kayıt malikinin aynı kişi olduğunun açıklıkla belirlenmesinin ve araştırmalar neticesinde teyit edilmesinin gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir, İSTİNAF TALEBİNE KARŞI VERİLEN CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Müvekkilinin murisi ile tapu kaydındaki kişinin aynı kişi olduğunun tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edildiğini, taraflarınca idari başvuru yollarının tüketildiğini ve olumlu bir neticeye varılmadığını, davalının iddia ettiği Mehmet Ülgenç ile Mehmet Püyan'ın aynı kişi olmasa idi bu zamana kadar davanın açılmasının gerektiğini belirterek, davalı tarafın istinaf talebinin reddine...
Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacının murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmesi gerekir iken mahkemece davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Dairemizce ilk derece mahkemesi kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelenmiş olup tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve yasal gerektirici nedenlere göre, ilk derece mahkemesi kararında belirtilen eksiklikler tespit edilmiştir. Bu durumda mahkemece davacının talebi tapu kayıt maliki ile miras bırakanının aynı kişi olduğunun tespiti davası olarak görülmesi ve buna göre davacının delilleri toplanarak hüküm kurulması gerekmektedir....
Kayyım atanan tapu malikleri ile davacıların miras bırakanlarının aynı kişi olduklarının tespiti, kayyımlığın kaldırılması bakımından zorunludur. O halde, dava konusu taşınmazın ilk tesis tarihinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte tapu kaydı ile tapulamasına esas tapulama tutanakları ve dayanağı tüm bilgi ve belgelerin ilgili tapu müdürlüğünden getirtilmesi, davacıdan delillerinin sorulup toplanması, gerektiğinde re'sen delil toplanması, aynı isimde başka kişi olup olmadığının Nüfus Müdürlüğünden araştırılması, gerekirse tutanaktaki tanıkların dinlenmesi, mahallinde keşif yapılması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekir. İlk derece mahkemesince yapılan araştırma ve inceleme kayyımlık kararının kaldırılması için yeterli değildir. Kayyımlık kararı kaldırılırken mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekmektedir....
ın aynı kişiler olduğunun iddia edildiği ancak bu kişilerin isimleri ile T.C. numaralarının farklı olduğu,... Müdürlüğü'nün iki kayıt üzerinde yapılan incelmeler sonucunda kişiler arasında herhangi bir bağ bulunmadığının bildirdiği, davacının murisi "..."nin baba adının "..." anne adının ise "..." olup üst soy nüfus kayıt örneklerine ulaşılamadığı, "..."'nın ise baba adının "..." anne adının "..." olup "..., ..., ..." isimlerinde kardeşlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda; nüfus kayıtlarından "..." ile "Menekşe Haydaran"'nın iki faklı kişi olduğu, bu kişilerin aynı kişiler olduğuna dair tanık beyanlarının nüfus kayıtları karşısında yeterli olamayacağından, davacının kayıt malikinin murisi olduğuna yönelik iddiasını ispatlayabildiği söylenemez. Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru değildir. Davalının, temyiz itirazları yerindedir....