Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, düzeltilmesi istenen kayıt maliki ... oğlu ...in, kök kayıt maliki ...in kızı ...'nin eşi ... olduğu, tanıklarca taşınmazların belirli bir bölümünün ölünceye kadar ... tarafından, ölümünden sonrada mirasçıları tarafından kullandığının ifade edildiği, tüm delillerle ... İli, ... köyü 110,111,112,113 parsel sayılı taşınmazlarda (15/360) paydaş ... oğlu ...'nun, davacıların miras bırakanı ... Oğlu ... olduğu saptanmakla nüfus kaydına uygun olarak tapu kaydındaki "..." soyadının "..." olarak düzeltilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddedilmesi doğru değildir. Anılan bu husus karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşılmıştır....

    Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, "Somut olayda, yukarıda açıklanan dava dilekçesi içeriği ve dosya kapsamı ile davacılar dava konusu edilen ... ada ... (ifrazla ... ada ...) parsel sayılı taşınmazda paydaş olarak yer alan kayıt maliki ile murislerinin aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini istediklerine göre, mahkemece, istek doğrultusunda tespit kararı verilmesi ile yetinilmesi gerekirken talep aşılmak suretiyle yazılı şekilde hem ... ada ... hemde ... ada ... parsel bakımından tapu kayıtlarının düzeltilmesine hükmedilmiş olması doğru olmadığı gibi malik isimleri düzeltilen parsellerin ada numarasının ... yerine 471 olarak yanlış yazılması da isabetsizdir." gerekçesiyle bozulmuş olup, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüyle kayyımlığın kaldırılmasına, ... ada ......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESPİT Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, 106 ada 9 parsel sayılı taşınmazın hükmen vakıf adına tesciline karar verilmesinden önceki kayıt maliki olan... ile ... 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/36 E -2011/1101 K sayılı mirasçılık belgesindeki kendilerinin murisi olan ...in aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davada Tapu Müdürlüğü'nün hasım gösterilmesi gerektiğini, taşınmazın vakıftan önceki maliki ... ile davacıların murisi ...n doğum ve ölüm tarihlerinin faklı olduğunu, yine tapu maliki olan ...ile evli olduğuna dair nüfus kaydında şerh olduğunu, davacıların murisi ...'nin kocasının isminin ise ... olduğunu, tapu maliki ... ile davacıların murisi aynı kişiler olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

        numaralı tapu kaydı ile üçüncü kişiye sattığını, Eylül 1972 tarihli ve 2 sıra numaralı tapu kaydı ile geri kalan 1/6 payını oğlu ...’e kayden bağışladığını, Eylül 1972 tarihli ve 4 sıra numaralı tapu kaydı ile de kök tapu maliki ...’dan 2/81 hisseyi satın aldığını, sonuç itibariyle kök muris ...’ın uhdesinde 11/81 payın kaldığı anlaşılmasına rağmen Mahkemece, kök muris ...’ın uhdesinde kalan 11/81 pay üzerinden davacıların miras paylarına isabet eden kısmın adlarına tescili, geri kalan payların tamamının davalılar adına bırakılması gerekirken, davalılar aleyhine olacak şekilde hatalı pay hesabı yapılarak karar verilmiş olmasının isabetsizliğine” değinilerek İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur....

          Kütükteki bilgi ve belgelerden, gerekli dikkati gösteren herkesin malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde ve malik sütununun boş bırakılması, malik adının müphem ve yetersiz gösterilmesi, malik adının silinmiş ve yenisinin yazılmamış olması gibi hallerde malikin tapu kütüğünden anlaşılamadığı sonucuna varılabilir. Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, tapu kaydında 1/2 pay maliki ... oğlu ...’in, aynı oranda pay sahibi olan ve davacıların kök miras bırakanı ... oğlu ölü Hasan’ın biraderi olduğu anlaşıldığına ve davacılar lehine anılan maddede yazılı kazanma koşullarının gerçekleşmediği belirlendiğine göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Dava, TMK.nun 713/2. fıkrasında yer alan; “… maliki tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan …” hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1–2. fıkraları uyarınca açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır....

            Davalılardan ... ile ...6.5.2005 tarihli yargılama oturumunda dava konusu yerin babaları ...’dan kaldığını, yapılan tespitin doğru olduğunu açıklamışlar ve davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Diğer davalılara dava dilekçesi yöntemine uygun bir biçimde tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamışlardır. Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacıların miras bırakanı ... ...’dan kaldığı gerekçesi ile 432 ada 36 sayılı parselin tapu kaydının iptali ile tamamı 12 pay olmak üzere 1/12 payın ..., 1/12 payın Zeynep Erdoğan ( Güçlü) adlarına tapuya kayıt ve tesciline, 10/12 payın ise kayıt maliki ... üzerinde bırakılmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ...tarafından temyiz edilmiştir. Dava; kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır....

              Taşınmazın bulunduğu nüfus müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmamış, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmemiş, Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmamış, düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmemiş, dinlenen tanıkların beyanlarının yeterli olmadığı görülmüş, davacının eşi ... .’ın soyadı değişikliği yaptığı yolunda tanık beyanı olmasına karşın, bu husus mahkemece araştırılmamıştır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.5.2005 gününde verilen dilekçe ile muris ile tapu kayıt malikinin aynı kişi olduğunun tespiti ve isim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.10.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 6 parsel sayılı taşınmaz kayıt maliki “... oğlu ...” in Kadıköy Asliye 6. Hukuk Mahkemesinin 18.9.2000 tarihli ve 359/808 sayılı kararı ile tapu kaydında adının “ ...” olarak düzeltildiğini, malikin soyadının “Buğra” olduğunu ileri sürerek tapu kaydında soyadı düzeltilmesi ve “ ...” ile “... ... Buğra”nın aynı kişi olduğunun tespiti isteğinde bulunmuştur. Mahkemece davanın kabulü ile, 6 parsel sayılı taşınmaz maliki “...” ile “... ......

                  tan gelen miras payının davacıların iddia ettikleri gibi 1/5 olmadığı, 14/120 olduğu, yine aynı şekilde annelerinin payını satın aldığını iddia ettikleri halaları ...'nin de miras hissesinin 1/5 değil 14/120 olduğu, adları geçen her iki mirasçının kök muristen gelen miras payları toplamının 28/120 olacağı, davacıların tespitteki payı ise 30/120 olacağından, miras payından fazlasının zaten adlarına tespit gördüğü, nitekim davacıların anneleri olan ..., terekeye karşı üçüncü kişi durumunda olduğundan, ...'nin kök muristen gelen payını tapu dışı yolla satın aldığı kabul edilse bile mirasçıların üçüncü kişilere yaptıkları hisse satışlarının geçerli olmayacağı, öte yandan davacıların dayandıkları tapu kaydı pay tapusu olup, bu tapu kaydına göre anneleri ...'nın ...'den satın aldığı pay 63/14040 oranında olup, tapu kaydında kök muris ...'un toplam payının ise 840/14040 oranında olduğu, tapunun her iki taşınmaza uyduğu ve taşınmazların tamamen kök muristen kaldığı ve ...'...

                    tan gelen miras payının davacıların iddia ettikleri gibi 1/5 olmadığı, 14/120 olduğu, yine aynı şekilde annelerinin payını satın aldığını iddia ettikleri halaları ...'nin de miras hissesinin 1/5 değil 14/120 olduğu, adları geçen her iki mirasçının kök muristen gelen miras payları toplamının 28/120 olacağı, davacıların tespitteki payı ise 30/120 olacağından, miras payından fazlasının zaten adlarına tespit gördüğü, nitekim davacıların anneleri olan ..., terekeye karşı üçüncü kişi durumunda olduğundan, ...'nin kök muristen gelen payını tapu dışı yolla satın aldığı kabul edilse bile mirasçıların üçüncü kişilere yaptıkları hisse satışlarının geçerli olmayacağı, öte yandan davacıların dayandıkları tapu kaydı pay tapusu olup, bu tapu kaydına göre anneleri ...'nın ...'den satın aldığı pay 63/14040 oranında olup, tapu kaydında kök muris ...'un toplam payının ise 840/14040 oranında olduğu, tapunun her iki taşınmaza uyduğu ve taşınmazların tamamen kök muristen kaldığı ve ...'...

                      UYAP Entegrasyonu