Dava, ipotek şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. Somut olayda, davacıya ait 115 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydından “(B), ipotek: 06.11.1991 tarihli, birinci dereceden, 9YKrş. bedelli faizsiz ve (C), ipotek: 06.11.1991 tarihli, birinci dereceden, 76,50 YKrş. bedelli faizsiz davalılar yararına” kanuni ipotek şerhi bulunduğu anlaşılmaktadır. İmar uygulaması nedeniyle tesis edilmiş olan kanuni ipoteğin bedeli karşılığında kaldırılması talep edildiğine göre ipotek bedelinin dava tarihindeki rayiç bedeli belirlenerek hüküm kurulması gerekir....
Kısaca, ipoteğin üst sınır ipoteği olması durumunda borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Diğer taraftan taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur. İpotek akit tablosunda eğer bir süre kaydı konulmuşsa bu kayıt o süre geçmeden ipotek alacaklısının icra takibi yapmayacağı anlamına gelir. Yoksa ipotek hüküm ve sonuçlarını terkin edilinceye kadar devam ettirir....
Ancak; Kamulaştırılan taşınmazın tapu kaydında mevcut olan ipotek şerhinin tespit edilen kamulaştırma bedeline yansıtılması gerektiğinin dikkate alınmaması doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının 3 nolu bendinin sonuna “tapuda mevcut ipotek şerhinin kamulaştırma bedeline yansıtılmasına” sözcükleri eklenerek hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 29.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; 1)Taşınmazların tapu kaydında bulunan ipotek şerhinin bedele yansıtılmaması, 2)Tespit edilen bedelden acele el koyma bedelinin mahsubundan sonra kalan fark bedele dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin dolduğu tarihi takip eden 02.02.2016 tarihinden karar tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi gerektiği halde, faiz başlangıç ve bitiş tarihinin hüküm fıkrasında açıkça gösterilemeyerek infazda tereddüte yol açılması 3)Kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, a)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2 nolu bendine ayrı bir paragraf olarak (Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin eklenmesine, b) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3 nolu bendine (ödenmesi) kelimesinden sonra...
Ancak ; 1-Davacı idare adına tesis edilen daimi ve geçici irtifak hakkının, tapuya tesciline karar verilmemesi, 2-Tapu kaydındaki ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, 3-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılmadığından, kamulaştırma bedeline dava tarihinden itibaren dördüncü ayın sonundan başlayarak karar tarihine kadar faiz işletilmesi gerekirken faiz başlangıç tarihinin hatalı olarak belirlenmesi ve infazda tereddüt yaratacak şekilde faiz bitiş tarihinin gösterilmemesi, 4-Davanın niteliği gereği kendisini vekil ile temsil ettiren davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; a)1 nolu bendinde (TESİSİNE) kelimesinden sonra gelmek üzere (ve TAPUYA TESCİLİNE) kelimelerinin yazılmasına, b)2 nolu bendinin sonundaki...
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen Kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerekirken faize hükmedilmemesi, tapu kaydında bulunan ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, doğru değilse de bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK.ya 6217...
Bu nedenle ... oğlu ... mirasçıları tarafından tapu iptali ve tescil davası açmışlarsa veya açarlarsa o davanın sonucunun beklenmesi, açmamışlarsa veya açmazlarsa davacıların eldeki vakıf şerhinin terkini davasının esasına girilerek incelenmesi gerekir. Diğer yandan davalı Tapu Sicil Müdürlüğünün ... Böle Müdürlüğüne yazmış olduğu 24.09.2001 tarih 2876 sayılı yazısında "6 sayılı prasel üzerindeki vakıf şerhinin 03.01.1951 tarih ve 364 yevmiye ile terkin edildiği ancak yaptıkları incelemede dosyasında böyle bir çeşit terkin evrakı olmadığı gibi yevmiye defterinin incelenmesinden bu yevmiyenin ipotek işlemi ile ilgili olarak başka bir taşınmaz ait olduğu tespit edilerek sonuçta vakfıyesinin terkin edilmediği " bildirilmiştir. Bu yazı üzerine tapu kaydına 26.07.2002 tarih 2133 yevmiye numarası ile " bir muamele esnasında taviz bedeli ile ilgili olarak ... Bölge Müdürlüğüne sorulacaktır, yazı dosyasındadır" şerhinin tapu kaydına idarece işlendiği görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.01.2013 gününde verilen dilekçe ile ipotek tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 30.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, terkin edilen ipotek şerhinin yeniden tesisi istemine ilişkindir Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, beyanlar hanesindeki şerhin yeniden tesisi isteminin idari makamın görevine girdiğinden bahisle davanın "yargı yeri nedeniyle" reddine karar verildiği görülmüştür. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri ve idari yargı yetkisi açıkça düzenlenmiştir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ: TESPİT İSTEMLİ KARAR- Dava; tapu kaydından terkin edilen payın zilyetlik sebebiyle tescili istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun İş Bölümüne İlişkin 23/01/2020 tarihli ve 2020/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz incelemesi Yargıtay 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır.Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 8.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 16/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
nin de sicilden terkin edildiğini, ipotek fekki için yasal yollara başvurulacağından davalı şirketin sicil kaydının ihyası gerektiğini belirterek, tasfiye neticesi sicil kaydı terkin edilen Tasfiye Halinde ... Merkezi Roma İstanbul Şb. ünvanlı ticaret şirketinin sicil kaydının ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafça, cevap dilekçesi ibraz edilmemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 03/06/2021 tarih ve 2021/123 Esas - 2021/466 Karar sayılı kararı ile; "... açılan dava terkin edilen tüzel kişiliğin yeniden ihyası istemine ilişkin olup ek tasfiye işlemlerinin tamamlanması ve davacıların murisi ......