bulunmadığını, intifa hakkının süresi dolmadan önce davacı tarafından kaldırılması halinde işlememiş intifa süresinin bedelinin müvekkilince davacıya ödeme sorumluluğunun bulunmadığını, davacının müvekkile keşide ettiği Kadıköy 15....
Davacılar açmış oldukları bu dava ile dava konusu taşınmazın paydaşlığının satış yolu ile giderilmesini talep etmiş, yargılama sırasında davacı ... vekili 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 700. maddesine göre intifa hakkının bedel üzerinde devamına karar verilmesini istemiştir. Olaya uygulanması gereken 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 700.maddesi " bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa, satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı buna düşecek bedel üzerinde devam eder" hükmünü taşımaktadır. Bu düzenleme ile bir pay üzerinde intifa hakkı kurulması halinde diğer paydaşlardan biri üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa, satış yoluyla yapılacak paylaşmada pay üzerinde intifa hakkı bulunmaksızın satışın yapılması ve intifa hakkının söz konusu paya düşen bedel üzerinden devam etmesi esası getirilmiştir....
Yine davacı ... ile ... 3344 parsel sayılı taşınmaz üzerinde intifa hakkı sahibi olduklarını, davalıların intifa haklarını kullanmalarını engellediğini iddia ile elatmanın önlenmesi talebinde bulunmuşlardır. Davalılar, davacı ...’ın taşınmazda 1/3 pay sahibi olduğunu ancak kendisine yasal engeller nedeniyle tapuyu veremediklerini, bu nedenle intifa hakkı tesis ettiklerini, davacının taşınmazın kullanımına ilişkin anlaşmaları ihlal ettiğini, anlaşmaya uyar ise tapuyu devredeceklerini savunmuşlardır. Mahkemece, intifa hakkına elatmanın önlenmesi ve taşınmaz üzerindeki 3 numaralı binanın ...’a ait olduğunun tespitine, tapu iptali ve tescil isteğinin ise mülkiyet hakkının geçirilmesine ilişkin sözleşmelerin resmi şekilde yapılmadığı gerektiği gerekçesiyle reddine dair verilen karar Dairemizce özetle “...davacının dayandığı belgelerin, inanç anlaşması niteliğinde olduğu kuşkusuzdur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, tapu kaydına tescilli "intifa hakkının" iptali ile 900 TL kira bedelinin tahsili isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 14. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davacı ile davalı arasında 14/09/2007 tarihinde intifa sözleşmesi yapıldığını, davacıya ait taşınmazın intifa hakkını 17 yıllığına, 300.000 TL bedelle intifa hakkının davalıya verildiği, davalının 14/09/2007 tarihinden 16/10/2012 tarihine kadar kullandığını ancak intifa bedelini ödemediğini, intifa bedelinin en geç tescil anında ödenmesi gerektiğini, bu nedenle davalının mütemerrit olduğunu, davacının davalının fiili kullanım süresine ilişkin ödenmeyen intifa borcunun tahsili için başlattığı takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Yasanın 796. maddesi uyarınca da intifa hakkı, konusunun tamamen yok olması ve taşınmazlarda tescilin terkini, yasal intifa hakkı sebebinin ortadan kalkması, sürenin dolması hak sahibinin vazgeçmesi ya da ölümü gibi sebeplerle sona erer. Davacı bu sebeplerin varlığı iddiasına dayanmamıştır. Davada intifa sözleşmesinin muvazaalı olarak kurulduğu ileri sürüldüğünden, intifa hakkının lehtarına yararlanma yetkisi sağlama vasfı itibariyle intifa ile ilgili haklarda Türk Borçlar Kanununun 19. maddesi ve muris muvazaasına ilişkin 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanma yeri bulunmamaktadır. Kaldı ki, intifa hakkının terkini istemiyle açılan davada şerhin muvazaalı olarak işlendiği kanıtlanamamış olup davanın reddi gerekirken soyut değerlendirmelerle şerhin terkinine dair hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir....
Bu nedenle, mahkemece öncelikle yapılacak iş, tapu paydasının kim olduğunun belirlenmesi ve tespit edilecek tapu paydaşının öncelikle davaya katılmasının sağlanması gerekir. Ayrıca, tapu kayıtlarındaki şerhler hanesindeki beyana göre, davacı ... ... in payında, ... lehine 07.02.2011 tarihinde intifa hakkı tesis edildiği anlaşılmaktadır. 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 700 maddesi “bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı buna düşecek bedel üzerinde devam eder” hükmünü taşımaktadır. Bu durumda dava intifa hakkı sahibinin haklarını yakından ilgilendirdiğinden satış yoluyla paydaşlığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde intifa hakkı varsa bu hak sahibinin davaya dahil edilmesi zorunludur....
Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hâle gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hâkimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir. 5. Kaldı ki, bu gibi durumlarda intifa hakkı sahibinin hakkın sürdürülmesini istemesi hakkın kötüye kullanılmasıdır. Her ne kadar intifa hakkının sona ermesi sebeplerini sayan Türk Medeni Kanunu'nun 796 vd. maddelerinde eşyaya bağlı irtifak haklarında olduğu gibi şahsi bir irtifak hakkı olan intifa hakkının sona erdirilmesini malikin talep edebileceğine ilişkin bir hüküm yoksa da burada Türk Medeni Kanunu'nun 785 inci maddesinin kıyasen uygulanması gerekir. 3. Değerlendirme 1....
Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceği kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir. Kaldı ki, bu gibi durumlarda intifa hakkı sahibinin hakkın sürdürülmesini istemesi hakkın kötüye kullanılmasıdır. Her ne kadar intifa hakkının sona ermesi sebeplerini sayan Türk Medeni Kanununun 796. v.d. maddelerinde eşyaya bağlı irtifak haklarında olduğu gibi şahsi bir irtifak hakkı olan intifa hakkının sona erdirilmesini malikin talep edebileceğine ilişkin bir hüküm yoksa da burada Türk Medeni Kanununun 785. maddesinin kıyasen uygulanması gerekir....
Olayımıza gelince; dava konusu taşınmazın davacı ve davalı adına paylı mülkiyetle tapuda kayıtlı olduğu, dosya arasına alınan tapu kayıt örneğinde Mehmet Civan adına intifa hakkı şerhinin bulunduğu, Dairemizce taşınmaz üzerindeki şerhin devam edip etmediğinin ve güncel tapu kaydının gönderilmesi için ilgili tapu müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, Kemer Tapu Müdürlüğü'nün 25/07/2022 tarihli cevabı yazısında taşınmaz üzerinde intifa hakkı şerhinin olduğunun bildirildiği görülmüştür. Ancak dosya arasına alınan nüfus kayıt örneğine göre intifa hakkı şerhi sahibi Mehmet Civan'ın 09/11/2021 tarihinde vefat ettiği anlaşılmış olup intifa hakkı kendiliğinden sona ermiştir. ( Emsal Yargıtay 7....