WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Belediyesi tarafından konulan haciz şerhinin ise terkinine karar verilmiş, hükmü davalılar temyiz etmişlerdir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalıların diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Dava, haciz şerhinin terkini isteğine ilişkindir. Bu tür davalarda dava değeri haczin dayanağı alacak miktarına göre belirlenir, yargılama giderlerinden olan vekalet ücreti hesabında da bu miktar nazara alınır. Somut olayda; davacı, tapu kaydındaki iki ayrı haciz şerhinin terkini için dava açmıştır. Haciz işleminin dayanakları ve taraflarının farklı olması nedeniyle davada objektif dava birleşmesi oluşmuştur. Bu nedenle de her bir dava yönünden yargılama giderleri ve bu kapsamda vekalet ücreti dava değerine göre ayrı ayrı belirlenmeli, sorumlu tutulan kişiler de açıkça gösterilmelidir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu Kaydındaki Haciz ve Şerhlerin Kaldırılması Güvenlik Merkezi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından haciz ve şerhlerin kaldırılması kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı 23/06/2016 tarihli dava dilekçesinde dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazda dava dışı eşinin paylı malik olduğunu, eşinin dava dışı ... Temizlik Hiz. ve Tic. Ltd....

      Ancak, Türk Medeni Kanunu'nun 1009. maddesi uyarınca bir hakkın tapu kütüğüne şerh edilmesi halinde üçüncü kişilere karşı ileri sürülmesi imkanına kavuşur. Bu durumda üçüncü kişiler Yasanın 1023. maddesi korumasından yaralanamazlar. Eldeki dava konusu haciz şerhlerinin usulsüz konulup konulmadığının tespiti bakımından üzerinde durulması gereken sorun davalı haciz lehtarlarının iyiniyetli olup olmadıklarının saptanmasıdır. Bir tanımlama yapmak gerekirse iyiniyetten maksat “hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinmemesidir.” Belirtilen ilke, Türk Medeni Kanunu m. 1010/son’da aynen “Tasarruf yetkisi kısıtlamaları, şerh verilmekle taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir.” şeklinde yer almıştır....

      Ancak; Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki mevcut ipoteğin tespit edilen kamulaştırma bedeline yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi doğru değil ise de; bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının (2) numaralı bendinin sonuna "tapu kaydındaki ipotek ve haciz şerhlerinin bedele yansıtılmasına" ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 14.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        vergi borcundan dolayı haciz uygulanamayacağı gerekçesiyle haciz işleminin iptaline karar vermiştir....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayda davacının davalı dairenin taşınmaz haczi işlemine itirazı konusunda vergi mahkemesinin görevli olduğunu, gayrimenkulün haciz tarihinde dava dışı mükellef Ali İhsan Yılmaz adına kayıtlı olduğunu, haczin hukuka uygun olduğunu, tapuda malik olarak tapu sicilinde dava dışı mükellef Ali İhsan Yılmaz görünse de davalı idarenin hacizlerinin tapu siciline güven ilkesi gereğince geçerli olduğunu, zira davalı dairenin tesis ettiği haciz işleminde tapu kaydının esas alınmış olup dairenin henüz tapu kaydına yansımayan tapu değişikliğini bilmesi veya bilmemesinin hukuken mümkün olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayda davacının davalı dairenin taşınmaz haczi işlemine itirazı konusunda vergi mahkemesinin görevli olduğunu, gayrimenkulün haciz tarihinde dava dışı mükellef Ali İhsan Yılmaz adına kayıtlı olduğunu, haczin hukuka uygun olduğunu, tapuda malik olarak tapu sicilinde dava dışı mükellef Ali İhsan Yılmaz görünse de davalı idarenin hacizlerinin tapu siciline güven ilkesi gereğince geçerli olduğunu, zira davalı dairenin tesis ettiği haciz işleminde tapu kaydının esas alınmış olup dairenin henüz tapu kaydına yansımayan tapu değişikliğini bilmesi veya bilmemesinin hukuken mümkün olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: İstinaf konusu; Takip alacaklısı tarafından tapu siciline geriye doğru 09/09/2021 tarihli haciz şerhi işlenmesi talebine ilişkindir. Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre, ilk derece mahkemesince de belirtildiği üzere Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin emsal içtihatlarında da belirtildiği üzere taşınmazın usulüne uygun haczi için icra dairesince haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin tamamlanması ve geçerliliği için ayrıca tapu sicile şerh verilmesi gerekmemektedir. Tapu siciline şerh kurucu unsur olmayıp, bildirici nitelik taşımaktadır. Konya 6. Dairesince davacı alacaklı tarafın haciz talebi 09/09/2021 tarihinde kabul edilip, aynı tarihte tapu sicil müdürlüğüne haciz müzekkeresi yazıldığından taşınmazlar üzerine 09/09/2021 tarihi itibariyle usulüne uygun haczin konulmuş olduğu anlaşılmakla, alacaklının haciz tarihinin düzeltilmesine yönelik iş bu şikayetin de hukuki yararı bulunmamaktadır....

          Yukarıda açıklaması yapılan HMK 355. maddedeki düzenleme gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde; İstinaf incelemesine konu dava taşınmazın tapu kaydına konulan 31/b şerhinin kaldırılması talebine ilişkindir. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7.maddesinde kamulaştırmadan önce idarenin yapacağı işlemler ve idari şerh düzenlenmiştir. Anılan madde hükmüne göre, idare kamulaştırma kararı verdikten sonra kamulaştırmanın tapu siciline şerh verilmesini kamulaştırmaya konu taşınmaz malın kayıtlı bulunduğu tapu idaresine bildirir. İdare tarafından, şerh tarihinden itibaren altı ay içinde 10. maddeye göre kamulaştırma bedelinin tespiti ile idare adına tescili isteğinde bulunulduğuna dair mahkemeden alınacak belge tapu idaresine ibraz edilmediği takdirde bu şerh tapu idaresince resen sicilden silinir.” hükmü yer almaktadır....

          HD. 2019/10277 E. - 2020/4670 K. ) Somut olayda, davacı tarafın, borçlunun taşınmazlarının haczedilmesi talebi üzerine icra müdürlüğünce, davacının 28/07/2016 tarihli talep dilekçesi üzerine icra müdürünün kaşesinin basılarak aynı tarih atılıp imzalandığı ve derkenar ile talep gereğince işlem yapılmasına karar verildiği, taşınmazın haczi için haciz müzekkeresi yazılmadığı, görülmektedir. Her ne kadar davacı tarafından, haciz tarihinin müdürlük tarafından haciz taleplerinin kabul edildiği karar tarihi olduğu, bu nedenle haczin geçerli olduğu, tapu müdürlüğüne şerh verilmesinin zorunlu olmadığı ileri sürülmüş ise de ve haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesi zorunlu değilse de, 3. kişilere karşı ileri sürülebilmesi için haczin tapu siciline işlenmesi gerektiğinden, davacının tapuya işlenmiş mevcut haczi bulunmadığı için, icra dosyasında İİK 100....

          UYAP Entegrasyonu