Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydındaki şerhin terkini davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetki ve görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, müvekkilleri ile dava dışı yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereği tüm taşınmazlara veraset ilamındaki hisseler oranında hisseli tapu çıkarıldığını, ama bu hisseler üzerinde arsa sahibi ...’in alacaklısı davalı ... .... Ticaret ve Sanayi A.Ş....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece "...Tüm dosya kapsamına göre; dava tapu kaydındaki şerhin terkinine ilişkindir. Tapu kaydının incelenmesinde, dava konusu taşınmaz üzerine konulan şerhlerin Şişli 2. Asliye Hukuk mahkemesi ve İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından konulduğu, mahkememizce konulmuş bir şerh bulunmadığı, davacı vekili her ne kadar tapu üzerinde bulunan şerhlerin kaldırılması için mahkememize dava açmış ise de, tapu kaydındaki şerhlerin konulduğu mahkemelerden bunu talep etmesi gerektiği, bu konuda mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerektiği" gerekçesiyle; Davanın görevsizlik nedeniyle USULDEN REDDİNE, HMK'nın 20'inci maddesi gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık yasal süre içinde başvuru halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesine (Şişli 2....

    Türk Medeni Kanunu'nun 1020. maddesi uyarınca tapu sicili aleni olup, hiç kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez. İcra müdürünün haciz işlemini gerçekleştirdiği sırada, bir başka anlatımla haciz tarihinde, taşınmazın borçlu adına kayıtlı olması zorunlu ve yeterlidir. Böyle olduğu takdirde icra müdürünün haciz işleminde bir usulsüzlük bulunmadığı sonucuna varılmalıdır (HGK. nun 13.6.2001 tarih, 2001/12- 461 E. - 2001/516 K.). Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3. kişinin açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi dahi, haczin kaldırılması sonucunu doğurmaz. Bu durumda, haczin kaldırılması istemi ancak 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabilir....

    kaydına bu takip sebebiyle konulan haczin kaldırılması talebine ilişkindir....

    Sonradan tapu iptal ve tescil kararına dayalı olarak taşınmazın maliki olan 3. kişinin, haczin kaldırılması için, Hukuk Genel Kurulu'nun 13.06.2001 tarih ve 2001/12-461 esas 2001/516 karar sayılı kararı ve Dairemizin süreklilik arzeden içtihatları doğrultusunda genel mahkemede mülkiyet hakkına dayalı olarak dava açması gerekir. O halde mahkemece istemin bu nedenlerle reddine karar verilmesi gerekirken, haczin kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı ... Varlık Yönetimi A.Ş.nin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davalı vekilinin, yukarıda sözü edilen 23.07.2007 tarihli faksta 45.000 YTL.nin ödenmesi halinde haczin kaldırılacağına dair beyanı ve faks fotokopisi taraflar arasındaki 70.000 YTL.lik borç ilişkisinin 45.000 YTL. olarak yenilendiğini kanıtlayan bir belge niteliğinde değildir. Ayrıca, davalı yan belge içeriğini kabulde etmemektedir. Hal böyle olunca, taşınmaz kaydındaki haczin dayanağı borcun ödendiğinin kabulü ile haczin terkini doğru olmamıştır. Karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 30.05.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Dosya üzerinde yapılan yargılama sonucunda; mahkemece taraf delillerinin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin değerlendirildiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda özetle; davacının ipoteğin ve haczin kaldırılması olarak iki ayrı talepte bulunduğu, İpoteğin kaldırılması yönünde ipotek T7 ait olup, bu davalının borcun bulunmadığına ilişkin 22/02/2018 tarihli cevabi yazısı, 16/07/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının davalı T7.'ye borçlu olmadığının tespiti, ödeme dekontları ve tüm dosya kapsamından; dava tarihi öncesi en son 09/01/2017 tarihli çek ödemesi ile davacının borcunun tamamını ödediği, bu şekilde ipoteğin fekki şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla, davanın bu yönden kabulü ile ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği, Davacının taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması talebi yönünden ise, haczin T4.'...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.03.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki şerhin terkini istenmesi üzerine bozma ilamına da uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.03.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, tapu kaydındaki şerhin kaldırılması isteğine ilişkindir....

          'ye de yöneltmiş, satın aldığı ve adına tapuda tescil edilen dairenin tapu kaydındaki davalı bankanın alacaklı olduğu hukuka aykırı ve kötüniyetle tesis edilen hacizler ve ipotekler nedeni ile hukuki ayıplı bulunduğunu iddia ederek tapu kaydındaki hacizlerin ve ipoteklerin kaldırılmasını yani bu hukuki ayıbın giderilmesini, olmadığı taktirde taşınmazın rayiç değerinin tahsilini istemiştir. İddia olunan bu hukuki ayıp niteliği gereği sınırlandırma alacaklılarını etkilediğinden zorunlu olarak dava davalı haciz alacaklısı T6 ve ipotek alacaklısı İşbankası AŞ'ye de yöneltilmiştir. Tüketicinin aldığı mal ya da hizmetten faydalanma olanağını azaltan ya da tamamen ortadan kaldıran hukuki yasaklama ya da sınırlamaların varlığı halinde hukuki ayıp söz konusu olur....

          Ancak; Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki haczin bedele yansıtılmaması,Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının ayrı bir bent olarak (dava konusu taşınmazda davalı ...'nun hissesi üzerinde yer alan haczin hükmedilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin eklenilmesine,Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 08/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu