Mahkemece, haciz lehtarlarının iyiniyetli olduğu, ihtiyati tedbir kararının haczi engellemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacılar temyiz etmişlerdir. Dava, haciz şerhinin terkini istemine ilişkindir. Haciz, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara alacaklının icra müdürlüğü aracılığı ile el koymasıdır. İcra İflas Kanununun 91.maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında kurulan ilişki Türk Medeni Kanununun 1010.maddesi uyarınca tapu kütüğüne şerh verilmekle de sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı ileri sürülebilir hale gelir. Somut olayda da, dava konusu taşınmazların tapu kaydında değişik tarihlerde konulmuş haciz şerhleri bulunmaktadır. Bu durumda, davalı alacaklının bu hakkını taşınmazın mülkiyetini sonradan kazanan kişilere karşı da ileri sürebilme olanağı elde ettiğinden söz edilebilir....
Somut olayda; 47 ada 51 parsel tapu kaydının beyanlar hanesine miktar fazlası şerhinin Hazine tarafından tutanağın kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık süre içerisinde işlendiğine, kadastro tutanağı 04.01.1955 tarihinde kesinleştiğine, dava ise, 12.05.2005 tarihinde açıldığına göre, hak düşürücü sürenin varlığı nedeniyle davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Diğer taraftan davacı, Hazine’ye ait tarım arazilerinin satışı hakkındaki 4070 Sayılı, tapu fazlalıklarının Hazine’ye ait olduğuna ilişkin tapu kayıtlarında şerh bulunan taşınmaz mallardaki fazlalıkların bedeli karşılığı tapu maliki veya mirasçılarına satılmasına dair 4706 ve 4706 Sayılı Kanunda değişiklik yapan 4916 Sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvurulduğunu da ileri sürmemiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/379 Esasına kayıtlı ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilmesinin üzerinden 5 yıl geçtiği için etkisini kaybettiğini ve bu şerhe dayanılarak tapudaki takyidatların kaldırılmasının talep edilemeyeceğini, satış vaadi sözleşmesinin muvazaalı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Birleştirilen dosyada davalı ...’nin 30.03.2015 havale tarihli yazısında 21.02.2014 tarihli yazılarıyla ..... tapu Müdürlüğü’nden lehlerine olan ihtiyati haciz şerhinin kaldırılmasını talep edildiğini, ..... Tapu Müdürlüğü’nün 24.03.2014 tarih 2962 yevmiye numaralı yazılarıyla da bahse konu taşınmazlar üzerindeki ihtiyati haczin terkin edildiğinin bildirildiğini, davada taraf olma durumunun 24.03.2014 tarihi itibariyle ortadan kalktığını belirtilmiştir. Yerel mahkemece açılan ve birleştirilen davanın kabulü ile dava konusu ...., ... İlçesi, .... Mahallesi, 520 ada, 17 parsel sayılı taşınmazda 4. Kat, 13....
, davalı ancak iddia ettiği zararını taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin diğer tarafından talep ettiğini, müvekkili bankaya husumet yöneltilmesi haksız ve hukuka aykırı olup, davanın husumet sebebiyle de reddine karar verilmesini talep ettiğini, taşınmaz kaydındaki ipotek tesis tarihinde davacının taşınmaz kaydında ayni ve şahsi hiç bir hakkı bulunmadığını, dava konusu taşınmaz kaydındaki ipotek tapuya güven ilkesi gereğince hiçbir kayıt tapu kütüğüne şerh edilmeyen ön ödemeli konut satış sözleşmesi sonradan kazanılan hak sahiplerine karşı ileri sürülemeyeceğini, kaldı ki davacılar taşınmaz kaydındaki ipotek tesisinden sonra sözleşme imzalandığını, davacılar kendi kusurlu davranışı sebebiyle iddia ettiği zararını iyiniyetli müvekkili Bankadan talep ettiğini, tapu kaydına bakmadan sözleşme imzalayan davacıların, uğradıklarını iddia ettiklerini zarardan ancak sözleşmenin karşı tarafı mesul olabileceğini, bu maddeden de açıkça anlaşıldığı üzere Noterde tanzim edilmemiş olan ve tapu kütüğüne...
, noterler tarafından tanzim edilen gayrimenkul satış vadi sözleşmeleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri de, taraflardan biri isterse gayrimenkul siciline şerh verilebilir ve şerhten itibaren beş yıl içinde satış yapılmaz veya irtifak hakkı tesis ve tapuya tescil edilmezse, işbu şerh tapu sicil müdürü veya tapu sicil görevlileri tarafından re'sen terkin olunur....
Dosyanın tetkikinde, davalı alacaklı tarafından, dava dışı borçluya karşı genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, takibin kesinleşmesi üzerine aralarında şikayete konu taşınmazın da bulunduğu mallara haciz konulmasının talep edildiği, icra müdürlüğünce 20/12/2017 tarihinde haciz kararı verildiği ve aynı tarihte haciz müzekkeresinin yazıldığı, tapu müdürlüğünce haciz şerhinin 25/12/2017 tarihinde tapu kaydına şerh edildiği, davacı üçüncü kişi tarafından şikayete konu taşınmazın haciz şerhi bulunduğu halde satış suretiyle devralındığı, alacaklı tarafından ilk olarak 24/04/2018 tarihinde satış talep edildiği ancak satış avansı yatırılmadığı, akabinde 24/12/2018 tarihinde tekrardan satış talep edildiği ve aynı tarihte bir miktar satış avansının yatırıldığı anlaşılmıştır. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin yerleşik içtihatları ile kabul edildiği üzere, haciz tarihi, icra müdürlüğünce haciz kararı verilen tarihtir....
Gerek ihtiyati tedbir kararı, gerekse ihtiyati haciz kararı verildikten sonra bu kararın ilgili tapuya işlenmesi sonucu ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararları TMK m.1020 hükmü gereğince “tapu sicilinin açıklığı” prensibi uyarınca aleniyet kazanır ve bundan sonra hiç kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez. Bunun dışında o tapuyla ilgili işlem yapan herkesin kaydın nedenini araştırması, halin icabı ve hayatın olağan akışı gereğidir. Yoksa ne ihtiyati tedbir kararının ne de ihtiyati haciz kararının bir önemi, tapu siciline şerh edilmesinin bir anlamı kalmaz. Somut uyuşmazlıkta; davacının mülkiyet aktarımı için açtığı dava sebebiyle lehine sağladığı ihtiyati tedbir kararı 13.06.2006 tarihlidir. Bu karar tapuya işlenip aleniyet kazandıktan sonra tedbir kararının varlığı davacıyı dava konusu hakka ilişkin ileride doğacak tehlikelerden korur....
Davacı vekili birleşen ----- dosya dava dilekçesinde özetle; ----esas sayılı dosyası ile ------- aleyhine tapu kayıtlarının iptali talepli dava açıldığını, mahkeme tarafından HMK 31 maddesi uyarınca tapuda mevcut hangi şerh, haciz ve takyidatların kaldırılmasını talep ettiğini açıklaması ve kaldırılmasını talep ettiği şerh, haciz ve takyidatların lehtarları aleyhine birleştirme talepli dava açmak üzere süre verildiğini, mahkeme tarafından verilen ihtiyati tedbir kararının -------- tarihinde tapu kaydına işlendiğini, davanın açıldığı ve davalıdır şerhinin tapu kaydına işlendiği tarih ile tedbir kararının tapuya işlendiği tarih arasında davalılar adına haksız ve hukuka aykırı şekilde hacizlerin dava konusu taşınmazın tapu kaydına işlendiğini, tedbir kararının tapuya işlendiği tarihten önce işlenen hacizlerin lehtarlarına karşı iş bu davanın açıldığını, müvekkilinin dava konusu taşınmaz bedelini ödediğini ve ---yılından bu yana taşınmazda oturduğunu, ancak ---- taşınmazın tapusunu müvekkiline...
Hukuk Dairesinin 2017/531E- 2017/662K sayılı kararı ile davalı idare vekilinin istinaf isteminin reddine, tapu kaydındaki haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına ilişkin düzeltmenin mahkeme kararına şerh edilmesine karar verilmiş, bu karar davalı idare vekilince temyiz edilerek Dairemizin 2017/31802E-2019/13013K sayılı ilamı ile 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesinden verilen kararın takyidatların bedele yansıtılmasına ilişin bölümünde kanunun olaya uygulanmasında hata edildiği gerekçesiyle yapılan düzeltmenin yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle yapılması gerektiğinden bahisle ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bozma kararımız uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulması gerekirken, Gaziosmanpaşa 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESPİTTEN ÖNCEKİ HUKUKİ SEBEBE DAYALI ŞERH İPTALİ İSTEMLİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; tapu kaydındaki intifa hakkının terkini istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 03.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....