Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesinin Tapu Sicil Müdürlüğüne hitaben gönderilen 28.11.2008 tarihli yazılarından dosyanın 09.10.2008 tarihinde karara çıkması üzerine kararla birlikte devamına karar verilmediğinden tedbirin kendiliğinden kalktığı bildirilmiş olup davacının taşınmazı satın aldığı 14.04.2009 tarihinde tapu kaydında herhangi bir şerh veya takyit bulunmamaktadır. Davalı ..... tarafından açılan dava sonucunda 12.07.2010 tarihli kararla ihalenin feshine karar verilmiş, 09.12.2011 tarihinde karar kesinleşmiş ve 01.06.2012 tarihinde tapu kaydına ihalenin feshedildiğine ilişkin şerh konulmuş ise de davacının taşınmazı satın aldığı tarihte tapu kaydında herhangi bir şerh mevcut olmayıp davacının kötüniyetli olduğu da kanıtlanamamıştır. Bu durumda mahkemece tapu kaydındaki şerhin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Dava, kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan tapu kaydındaki bağımsız bölüm üzerinde kayıtlı haciz şerhlerinin terkini ile davalı arsa sahibi adına olan tapu kaydının iptali ve davacı yüklenici adına tapuya kayıt ve tescili istemine ilişkin olup; mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın davalı ... adına kayıtlı olan 1134/4536 pay üzerindeki davalı kurum lehine konulan tüm haciz şerhlerinin iptali ile ...’e ait hissenin tapusunun iptâli ve davacı adına tapuya tesciline dair verilen kararın davalı vekilleri tarafından temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nce davalı ... Başkanlığı vekilinin tüm, davalı ...’in sair temyiz itirazları reddedilip verilen 12.09.2019 gün, 2016/5696 Esas, 2019/ 3580 Karar sayılı düzelterek onama ilâmına karşı davalı ......

      Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Haciz şerhinin lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür. Tapu kaydındaki şerhlerin kaldırılmasına ilişkin davalarda husumetin kural olarak tapudaki şerhin lehtarına yöneltilmesi gerekir....

      Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, tapu kaydındaki haciz şerhlerinin terkini istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1009 uncu maddesi uyarınca; "... şerhedilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer haklar tapu kütüğüne şerhedilebilir. Bunlar şerh verilmekle o taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir." 2.4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1023 üncü maddesi uyarınca; "Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.” 3....

        Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı ... temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-TMK’nun 1009. maddesinde arsa payı karşılığı inşaat, taşınmaz satış vaadi, kira, alım, önalım, gerialım sözleşmelerinden doğan haklar ile şerh edilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer hakların tapu kütüğüne şerh edilebileceği hükme bağlanmıştır. Davacıda usulüne uygun olarak düzenlenmiş satış vaadi sözleşmesinin tapu kaydına şerh verilmesi için Tapu Sicil Müdürlüğüne başvuruda bulunmuş, ancak taşınmaz kaydındaki kamu hacizleri nedeni ile şerh istemi reddedilmiştir. Taşınmaz kaydındaki kamu hacizlerinin satış vaadi sözleşmesinin şerhine engel teşkil etmeyeceği kuşkusuzdur. Mahkeme de bu gerekçelerle davayı kabul etmiştir....

          Tapu müdürlükleri, Türk Medeni Kanununun 997 ve devamı maddeleri uyarınca tapu sicilinin tutulması ve bu sicillerinin yasalara uygun oluşması konularında görevli ve sorumludur. Şerhin terkinine ilişkin davaların şerh lehtarına husumet yöneltilerek açılması gerekmekte olup şerh lehtarının yapılan tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi halinde tapu sicilinin doğru tutulmasından sorumlu tapu müdürlüğüne husumet yöneltilmelidir. Somut olaya gelince; dosya içerisinde bulunan dava konusu taşınmaz üzerindeki şerhlerin yazıldığı ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 956/1056 Esas, 957/421 sayılı Kararı incelendiğinde; davacıların ..., ..., ..., ..., ..., davalının ise ... ...; davanın tapu iptali, dava tarihinin 11.12.1956 olduğu, 21.05.1957 tarihinde 2377 ada 2 parsel sayılı sicilin iptali ile taalluk ettiği yerin 22.12.959 tarih ve 396/892 sayılı mirasçılık belgesinde yazılı payları oranında Zehra mirasçıları olan davacılar adına tapu siciline tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır. ......

            Kat 34 no'lu dairenin haciz ve takyidatlar kaldırılmak suretiyle iptal ve tescilini istemiştir. Söz konusu edilen daireye ait tapu kaydı incelendiğinde 3. kişilere ait çok sayıda icrai haciz şerhlerinin bulunduğu sabit niteliktedir. Tapu kaydındaki şerhin terkin edilmesi davasında pasif dava ehliyeti şerh lehdarına aittir. Bu minvalde tapudaki şerh lehdarlarının davada yer almaksızın taleple ilgili esasa dair hüküm tesisi isabetli bulunmamıştır. Bu nedenle dava konusu 34 no'lu bağımsız bölüm üzerinde lehine haciz ve kısıtlama şerhi konulan kurum ya da kişiler tespit edilip bu kişiler hakkında da dava açmak üzere davacıya uygun bir süre verilip taraf teşkili yerine getirildikten sonra 34 no'lu bağımsız bölüm üzerindeki tüm hacizlerin ve takyitlerin kaldırılması talebiyle ilgili olarak HMK’nın 26. maddesine uyarınca inceleme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu konuda inceleme yapılmamış olması doğru görülmemiştir. (bknz....

            Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, tapu kaydındaki haciz şerhlerinin terkini istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun); a) "Tasarruf yetkisinin kısıtlamasında" kenar başlıklı 1010 uncu maddesi şöyledir: "Aşağıdaki sebeplere dayanan tasarruf yetkisi kısıtlamaları, tapu kütüğüne şerh verilebilir: 1. Çekişmeli hakların korunmasına ilişkin mahkeme kararları, 2. Haciz, iflâs kararı veya konkordato ile verilen süre, 3. Aile yurdu kurulması, artmirasçı atanması gibi şerh verilmesi kanunen öngörülen işlemler. Tasarruf yetkisi kısıtlamaları, şerh verilmekle taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir." b)"Yolsuz tescilde" kenar başlıklı 1025 inci maddesi ise şöyledir: "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir....

              tan satın aldığını, dava konusu taşınmazların tapu kaydındaki beyanlar hanesinde bulunan şerhin kaldırılmasını istemiştir. Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazların tapu kaydındaki beyanlar hanesinde bulunan şerh lehtarlarının veya mirasçılarının davaya dahil edilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dava konusu 154 ada 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazların 29.04.2013 tarihinde tevhit edilerek 154 ada 47 parsel sayılı taşınmaz numarasını aldığı anlaşılmaktadır. Tevhitten önce çıkartılan ve dosya içerisinde bulunan 154 ada 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında her ne kadar şerhin olmadığı belirtilmekte ise de tevhitten sonra oluşan 154 ada 47 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında şerhin bulunduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                Bu hak tapu kütüğüne tescil edilmediği, başka bir anlatımla tapu kaydının maliki kütükte davalı belediye olduğu sürece üçüncü kişiler Türk Medeni Kanununun 1020.maddesinde hükme bağlanan “tapu sicilinin aleniliği” kuralına dayanarak kayıt maliki aleyhine işlem yapabileceği gibi, somut olayda olduğu üzere kamu alacaklısı olan idare de tapu kaydına haciz şerhi işletebilir. Bütün bu nedenlerden dolayı çekişme konusu 4352 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki davalılardan kamu alacaklısı yararına konulduğu anlaşılan haciz şerhinin terkinine olanak yoktur. Mahkemece yapılan bu saptama bir yana bırakılarak, tapu kaydındaki haciz şerhinin terkinine de karar verilmesi doğru olmamıştır. Hüküm açıklanan nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu