Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, çekişme konusu taşınmazların imar uygulamasına tabi tutulduğu dosya arasında bulunan tapu kayıtlarından anlaşılmaktadır. ./.. Hal böyle olunca, zilyetlik şerhinin konulduğu tarihin tespit edilmesi, kadastro esnasında konulmuş ise buna ilişkin kayıtların getirtilmesi, çekişme konusu taşınmazın 2-B güncelleme listesinde, imar dağıtım cetvellerinde ve önceki kayıtlarda ne şekilde yer aldığının saptanarak toplanan delillere göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Ancak; Mahkemenin ilk kararında tespit edilip davacı idarece davalı adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalı tarafından bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, fazla paranın ferileri birlikte ödenmesine karar verilmesi ve dava konusu taşınmazın tapu kaydında mevcut olan ipotek şerhinin kamulaştırma bedeline yansıtılmaması doğru değil ise de, bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden gerekçeli kararın 3 numaralı bendinde yer alan "tespitine" sözcüğünden sonra gelmek üzere "tapu kaydında mevcut bulunan ipotek şerhinin bedele yansıtılmasına" ifadesi ile 4 numaralı bendinde yer alan "bedelin ferileri ile" sözcüklerinin yerine "davalı tarafından bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faiziyle birlikte" ifadesinin eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş...

      Ancak; Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan ipotek şerhinin kamulaştırma bedeline yansıtılmaması ve dava konusu taşınmazın tespit edilen kamulaştırma bedelinden, 2942 sayılı Yasanın ....maddesi uyarınca belirlenen bedel farkına faiz yürütülmesi gerekirken tespit edilmiş olan kamulaştırma bedelinin tamamına yönelik faiz hükmü kurulması doğru değil ise de, bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden gerekçeli kararın hüküm kısmının (...) nolu bendinde yer alan "tespit edilen bu bedele" ibaresinin yerine "tespit edilen ....010,95 TL kamulaştırma bedelinden, 2942 sayılı Yasanın ....maddesi uyarınca belirlenen 770.81 TL kamulaştırma bedelinin, farkı olan ....240,00TL fark bedel" ibaresi yazılarak ve hüküm kısmının (...) nolu bendinin sonuna gelmek üzere "dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan ipotek şerhinin kamulaştırma bedeline yansıtılmasına" ifadesinin eklenmesi suretiyle, 6100 sayılı HMK.ya 6217 sayılı Kanunla eklenen Geçici .... madde gözetilerek...

        Ancak; 1-Hükme esas alınan fen bilirkişisi ile bilirkişi kurulunun hazırladığı raporlarda ifraz sonucu oluşan taşınmazlardan dava konusu 1749 parsel sayılı taşınmazın 263,46 m²'sine yol olarak el atıldığının tespit edildiği ve yalnızca bu kısmın bedeline hükmedildiği halde sehven ifraz sonucu oluşan 1750 ve 1751 parsel sayılı taşınmazların da tapusunun iptaline karar verilmesi, 2-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değil ise de, bu yanılgıların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, a)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 4 nolu bendindeki "1750 ve 1751 nolu parseller" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "nolu parsel" kelimelerinin eklenmesi, b)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak "Tapu kaydında bulunan haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılması" kelimelerinin yazılması, Suretiyle 6100 sayılı HMK.ya 6217 sayılı Kanunla eklenen Geçici 3. madde gözetilerek HUMK.nun...

          Davacı ...; Mayıs 1970 tarih 71 sıra nolu tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak 842 ada 1 parsel sayılı taşınmazı tapu maliklerinden 11.05.1970 tarihinde satın aldığı, o tarihten bu yana zilyetliğinde bulunduğu, 842 ada 1 parselin adına tapuya tescili ve taşınmazın beyanlar hanesindeki ...’ın zilyetliğinde olduğu şerhinin silinerek kendisinin zilyet olduğu şerhinin yazılması istemiyle temyize konu davayı açmıştır....

            Davacı vekili tarafından İlk Derece Mahkemesine sunulan 27.05.2022 tarihli İstinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlgili mahkemenin vermiş olduğu kararın kısmen red yönünden hatalı olduğunu, açılan davanın tapu iptali davası olmadığını, davanın tapu kaydında düzeltim davası olduğunu, davada T3 bir işlemi söz konusu olduğunu, ilgili tapu kaydında arazi üzerinde bir ev bulunduğunu, bu ev üzerindeki muhtesat şerhinin hem davacı hem davalı şahıs adına şerh düşüldüğü ve bu şerh işleminin de kurum tarafından yapıldığını, her ne kadar davalı T6 iş bu davayı kabul etse de kabul beyanının yalnızca evin kendisine ait olmadığıyla ilgili olduğu, tapu kaydında muhtesat hanesine bu şerhi yapacak olan kurum davalı T3 olduğunu, bu davalar da birçok Yargıtay kararından da görüleceği üzere T3'ne karşı açıldığını, müvekkili aleyhine kısmi ret nedeniyle vekalet ücreti çıktığından mağduriyet yaşadığını, bu nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile kısmi ret yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep...

            Ancak; Dava konusu taşınmazın tapu kaydında tapu maliki ... hissesinde yer alan ipoteğin bedele yansıtılmaması doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1. bendindeki “ÖDENMESİNE” ibaresinin sonuna ”tapu kaydında mevcut ipotek şerhinin malik ... payı bakımından hükmedilen bedele yansıtılmasına,” tümcesi eklenmek suretiyle 6100 sayılı HMK.ya 6217 sayılı Kanunla eklenen Geçici 3. madde gözetilerek HUMK.nun 438. maddesi uyarınca hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 06.04.2011 gününde verilen dilekçe ile tapuda 1/3 hisse üzerinde bulunan vakıf şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... İdaresi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, 87 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında 2/3 hissesi üzerindeki vakıf şerhinin 1989/200 - 1989/482 sayılı kesinleşen hüküm ile terkin edilmiş bulunduğunu, anılan taşınmazın 1/3 hissesi üzerindeki tapu kaydında "Şehzade Sultan Mehmet Vakfı" şerhinin emsal hükümlere göre gayri sahih nitelikli olduğunu beyanla taviz bedeli ödenmeksizin tapudan terkinini istemiştir. Davalı ......

                Tapu Müdürlüğü tarafından dava konusu taşınmazda lehine verilmiş olan zilyetlik şerhinin silineceğine ilişkin ihtar gönderilmiş ise de, dava konusu taşınmazın fiilen kullanımında olduğunu iddia ederek zilyetlik şerhinin korunması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda “davacının talebinin idari işlemin iptali ile mevcut tapu kaydındaki zilyetlik şerhinin korunması isteminden ibaret olduğu ve idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesi ile davanın usulden reddine” karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edenden alınmasına, 10.04.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....

                  adına 4.4.1984 tarihinde hükmen tescil edildiği,güncel tapu kaydında vakıf şerhinin olmadığı, kadastro tespiti ve tespitin dayanağını teşkil eden tapu kaydında ... Vakfı’ndan icareli şerhinin bulunduğu, 24.02.2012 tarihli kişi kimlik bilgilerinin düzeltilmesi işlemi ile kayıt malikinin ... olarak tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; Vakıf Hukukumuzda, İcareteynli ve mukataalı vakıfların kuru mülkiyeti (rekabesi) vakfa, kullanma (tasarruf) hakkı ise mutasarrıfa ait bulunmakta, mutasarrıfın bu hakkı ölmesi üzerine mirasçılarına intikal etmekteydi. Mutasarrıfın mirasçısının bulunmaması halinde ise vakıf mal mahlulen vakfına dönmekteydi....

                    UYAP Entegrasyonu