Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, kök muris Durmuş Örnek'in terekesinin rıza ile pay edildiğini ve bu paylaşıma davacıların itiraz etmediğini, temliken tescil davasının koşullarının oluşmadığını, davacıların iyi niyetli olmadığını, taşınmazın çapa bağlanan bir taşınmaz olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

Yine davacıların dava dilekçesi ekinde sunmuş oldukları Mesut Dağlı adına düzenlenmiş tapu senedinin “Gayrimenkulün İktisabı” bölümünde ... parselde 140 m2, v parselde... m2, ... parselde... parselde... olarak dört parça halinde esasen uhdesinde iken bir parça olarak tevhiden ve üzerinde bina yaptığı talebinden anlaşılmakla cinsinin tashihinden tescil olundu şeklindeki kayıttan, taşınmazın ,... sayılı parseller iken ...tarafından arsa vasfı ile satın alındığı ve üzerindeki yapıların sonrasında yapılarak tevhid ile ... parsele dönüştüğü anlaşılmaktadır. Tüm bu kayıt, belge ve taraf beyanları karşısında, davaya konu parsel üzerindeki muhdesatların, parsellerin ... numaraları ile davalılar murisleri adına kayıtlı iken mevcut olmadığı, davacılardan ...'nın murisi ... tarafından satın alındıktan sonra oluşturulduğu, kaldı ki ...'nın malik olmasından önce davalılar murisi tarafından oluşturulmuş olsa dahi ...'...

    Dava konusu 170 parsel sayılı taşınmaza ait tapulama tespit tutanağı ve dayanak kayıtları getirtilmeli, tapuda malik olarak görünen "... oğlu ... .." adlı bir kişinin mevcut olup olmadığı nüfus müdürlüğünden sorulmalı, taşınmazın bulunduğu yerde zabıta araştırması yapılarak tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olup olmadığı konusunda bir sonuca ulaşmak gerekir iken eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 30.03.2010 günü oybirliği ile karar verildi....

      Hukuk Dairesinin 14/12/2020 tarihli, 2019/1670 Esas, 2020/1356 Karar sayılı kararıyla, “Yolsuz tescile dayalı tapu iptal ve tescil davasının tüm mirasçılarla birlikte açılması gerektiği gibi herşeyden önce davacı tarafın kayıt malikinin kendi murisleri Ali oğlu ... olduğunun tespitine ilişkin dava açarak kayıt maliki ile aralarındaki irs ilişkisini ispat etmeleri gerekmektedir. Açılacak tapu kaydında düzeltim davasında husumetin ilgili tapu müdürlüğüne yöneltilmesi gerekmekte olup o davanın tarafı ve yargılama usulü farklıdır. Kayıt maliki ...'ın davacıların murisi Ali oğlu ... olduğunun tespiti yönünde alınacak karar sonrası ancak işbu yolsuz tescil davası açılabilecektir. Davanın ön şart yokluğundan reddi gerekir iken esasa girilmek suretiyle yukarıda belirtildiği üzere karar verilmesi hatalı olmuştur” gerekçesiyle HMK'nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kesin olarak kaldırılmasına karar verilmiş, Çerkezköy 2....

        Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....

          Davacıların murisi .. ile davalılar arasında imzalanan 05.05.1997 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 17 ve 19 parsel nolu taşınmazın 1.000.000.000 TL ya(eski TL) satışının vaat edildiği, taşınmazın intikal öncesi kayıt maliki kök muris İsmail Balkaya'nın veraset ilamına göre de davacıların murisi Osman Şükrü Balkaya ile satış vaadinde bulunan davalıların(... ve ölü Asiye Bozkurt) kök muris İsmail'in mirasçıları oldukları anlaşılmaktadır. Davacılar taşınmazın zilyetliğinin murisleri ... devredildiği iddiasındadır. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

            Açıklanan nedenlerle mahkemece; tapu kayıt maliki olduğu iddia edilen ... ... oğlu ...'ın üstsoyunu (dede, baba ve babasının kardeşlerini) gösterir şekilde nüfus aile kayıt tablosu celp edilerek tespit tutanağındaki bilgilerle bağlantı kurulacak şekilde incelenmeli, zabıta aracılığı ile taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde kayıt maliki " ..." ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı araştırılmalı, yapılan araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de refakate alınarak taşınmazlar başında keşif yapılmalı, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik araştırma ve inceleme sonucu verilen karar bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 05.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Bu hususlar gözardı edilerek ve 112 hanede ... isimli şahsın kaydına rastlanmamış olması, yersel yazım tarihinde evli olması nedeniyle koca hanesinde kaydedilmiş olabileceği ihtimali dikkate alınmadan yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 21.10.2011 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir....

                Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir....

                  Bunun yanı sıra, tarafların kök murisinin Ali Çındık ve eşi Cemile Çındık olduğu, davacı tarafça taşınmazın kök murislerine ait olduğu ve taşınmazda miras paylarını olduğunu ileri sürüldüğü, davalı tarafın ise taşınmazın kök murislerinin terekesine dahil olmadığı, taşınmazın 1975 yılında tapuda bağış yolu ile murisleri Mehmet Cındık ve diğer erkek kardeşleri tarafından edinildiği, daha sonra burayı kendi murisleri Mehmet Cındık'ın kullanmaya devam ettiği, tespitin de onun adına yapıldığı ileri sürülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık öncelikle, dava konusu taşınmazın öncesinde kök murislerine ait olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı taraf süresinde sunduğu cevap dilekçesinde 368 çilt 26 sayfa 131 sıra no.lu tapu kaydına dayanmasına rağmen bu tapu kaydının taşınmazı kapsayıp kapsamadığı yöntemince araştırılmaması hatalı olup, karar bu yönü ile eksik ve hatalı olmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu