Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir.Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemiyle değerlendirme yapılarak gerçek değer belirlenmelidir. Devlet ormanlarının mülkiyeti Maliye Hazinesi'ne ait olduğundan ve TMK'nun 1007 maddeden doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğu belirtildiğinden davalı tarafın husumete yönelik itirazı yersizdir. Yalova 1....

Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır....

    Mahkemece, idare mahkemesinin iptal kararından sonra belediyesince iptal kararı doğrultusunda Belediye tarafından işlem tesis edilmeden davalılar adına kayıtlı tapunun iptal edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Bilindiği üzere; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil ... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair .... .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ....02.2014 gün ve 92/63 sayılı hükmün ...'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 154 ada ... parselin ....400 m2'lik bölümüne ilişkin olarak, kendisinin ve sahibi evvellerinin ... yılı aşkın süredir malik sıfatı ile nizasız ve fasılasız zilyetliklerinin bulunduğunu, tapu malikleri ..., ......., ..... ve .....'nün en az 30 sene evvel öldüğünü açıklayarak sözkonusu parselden ....400 m2'lik yerin ifrazen iptaliyle adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davada dayanılan hukuki sebebin TMK'nun 713/......

        Ayni haklar tescil ile doğmakla beraber (TMK. m.705/1, 1021), tescilin ayni bir hüküm ve sonuç doğurabilmesi için geçerli bir hukuki sebebe dayanması gerekir. Bu bakımdan tescil illi bir hukuki muameledir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 1015. maddesinin birinci fıkrasına göre tapu sicilinde tescil, terkin ve değişiklik gibi tasarruf işlemlerinin yapılabilmesi, istemde bulunanın, tasarruf yetkisini ve hukuki sebebi belgelemiş olmasına bağlıdır. 15. Tescilin geçerli ve haklı bir sebebe dayanması zorunluluğu, TMK'nın 1024. maddesinin ikinci fıkrasında "Bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan veya hukuki sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur" şeklinde açıklanmıştır. 16. Yasa maddesindeki bu tanımdan anlaşılacağı gibi gerçek hak durumuna uymayan tescil, yolsuz tescildir....

          Davacılar tarafından dava konusu 1214 (889 ada 52) parsel yönünden davalı ... aleyhine açılan davada tereke adına tapu iptal ve tescil talep edilmesinde ve dava dışı mirasçı ...'in de muvafakatı alınarak tüm mirasçıların davada yer alması sağlanıp yazılı şekilde tapu iptal ve tescil kararı verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki, davalı ... aleyhine, dava konusu 4110 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel ile 4112 ada 3 ve 274 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar bakımından açılan davada, davacılar pay oranında tapu iptal ve tescil talep ettikleri buna karşın davaya muvafakat eden ... tarafından usulüne uygun açılmış bir davanın da bulunmadığı gözardı edilerek davada taraf olarak yer almayan ... lehine de hüküm kurulması doğru değildir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Davacı-davalı ... vekili tarafından, davalı ... aleyhine 21.11.2000 ve 15.06.2001 gününde verilen dilekçeler ile tapu iptal tescil veya tazminat birleşen dava ile de davacı ......

              ve tescil istemine ilişkindir....

                Bu nedenle öncelikle davacıya tapu iptal ve tescil davası açması konusunda davanın mahiyetine göre makul ve usule uygun şekilde süre verilmesi, tapu iptal ve tescil davası açılması durumunda anılan dava sonucunun bekletici mesele yapılarak oluşacak sonuca göe karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 28/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil ..., davaya katılanlar ... ve müşterekleri ile davalı ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair İhsaniye Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 07.05.2009 gün ve 119/56 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalılar tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dava dilekçesinde kadastro sırasında davalı adına tesbit ve tescil edilen 118 ada 9 parselin kök murisleri olan ...'a ait iken 1940 yılında ölümü ile tüm mirasçılarına intikal ettiğini, taksim edilmediğini iddia ederek tapu kaydının iptali ile muris ...'ın tüm mirasçıları adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, cevap dilekçesinde dava konusu taşınmazın ...'...

                    UYAP Entegrasyonu