ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/10/2019 NUMARASI : 2019/247 ESAS, 2019/776 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 22/a çalışması sonucu ekli renkli krokide 1- 2- 3- 4 harfleri ile gösterilen ve haksız yere hazine arazisi vasfından çıkarılarak nizalı 118 ada 1(950) parsele ve nizalı 101 ada 1699(426) parsele eklenen kısımların tapusunun iptali ile hazine adına tapuya kayıt ve tescilini, bu yerlerin yeniden 118 ada 2(425) parsel sayılı hazine taşınmazına eklenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir....
Bundan ayrı, eldeki dosyada davacılar Kadastro Mahkemesindeki 1955/462 ve 1999/169 Esas sayılı dava dosyalarında vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve müşterek muris Hasan Karamehmet’in davalılar lehine 1964 tarihinde düzenlediği hibe senedinin geçersiz olduğu iddiasına dayanarak tespitten sonraki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunduklarına göre dayanılan hukuki sebebin de farklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda kesin hükmün varlığından söz edilemez....
Dava konusu 126 ada 62 parsel sayılı taşınmazın 25,06 m2 ve 126 ada 60 parsel sayılı taşınmazın 126,50 m2'lik kısımlarının tapu kayıtlarının iptali ile yol olarak terkin edilmelerine yönelik istinaf incelemesinde; tapu iptali ve terkin istemiyle açılan davaların çekişmeli taşınmazların dava tarihindeki tapu maliklerine, bu kişilerin ölmüş olmaları halinde ise mirasçılarına karşı açılmaları gerekmektedir. Davalı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, çekişmeli 126 ada 60 ve 62 parsel sayılı taşınmazların tapu maliki yada hissedarı değildir. Hal böyle olunca, tapu iptali ve terkin istemi yönünden davalı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın tüm davalılar yönünden kabulüne karar verilmesi isabetsiz ise de bu hatanın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmemektedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, 2010 yılında kesinleşen kadastro tespitinden sonra 2011 yılında yapılan taksime ve yine tespitten sonra 14.09.2011 yılında davacı ... ile davalı ... arasında yazılı olarak düzenlenen miras payının devrine ilişkin sözleşmeye dayalı olarak tapu iptali ve tescili istemiyle açılmış olduğuna göre Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.12.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve yol olarak terkin istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu iptali ve yol olarak terkin isteğine ilişkindir. Davacı vekili, mülkiyeti ... adına kayıtlı olup 1/1000 ölçekli ...... Revizyon Uygulama İmar Planında bitişik nizam 3 kat konut alanında ve yolda kalan .... ada 2 parsel sayılı taşınmazın yolda kalan kısmının müvekkili idare adına 3194 sayılı İmar Kanunu 11. maddesi uyarınca yol olarak terkin edilmesi için ...... ..... Daire Başkanlığı'na yazı yazıldığını, ...... .........
Kanunu'nun 12/3. maddesinde tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere d...arak itiraz olunamayacağının ve dava açılamayacağının düzenlendiği, askı ilanının 30 gün yerine 29 gün süreyle bir gün eksik olarak yapılmasının, usul ve şekle ilişkin bir eksiklik olduğu ve ilanın bu şekilde yapılmasının ilanın yok hükmünde sayılmasını değil, sadece tutanağın kesinleşme tarihinin bir gün sonraya ertelenmesini gerektirdiği, somut olayda askı ilanının bir gün sonra sona ermiş olduğu kabul edilse dahi, ne askı ilan süresi içinde, ne de 10 yıllık hak düşürücü süre içinde davacı tarafından dava açılmadığına göre, taşınmazla ilgili ... tespitinin kesinleştiği ve bu haliyle davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....
Maddesi uyarınca tapu maliklerinin kamulaştırma bedelini kabul etmemeleri halinde usulüne uygun olarak yapılan noter tebligatından itibaren 30 günlük hak düşürücü süre içerisinde idareye karşı dava açmaları gerekmekte olup aksi halde kamulaştırma işlemi kesinleşmiş olacağını, açıklanan tüm bu nedenlerle taşınmazın müvekkil idarece kamulaştırılan kısmının tapu kaydını iptal edilerek davacı idare adına takyidatlardan ari olarak tapuya tesciline ve yol olarak terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf davaya cevap vermemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 13.05.2000 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali yol olarak terkin istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, tapu iptali ve yol olarak terkin istemi ile açılmıştır. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından bahisle dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16. maddesi hükmüne göre yollar kamunun yararlanmasına tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan taşınmazlardır....
Diğer taraftan, davacı taraf, 15.11.2007 ve 17.03.2008 havale tarihli dilekçelerinde de, açıkça davanın 4721 sayılı TMK’nın 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğunu bildirmişlerdir. Şu haliyle, iddianın ileri sürülüşüne ve dosya kapsamına göre, eldeki dava, 4721 sayılı TMK’nın 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, kadastro tespitinden önceki hukuki sebeplere dayanılarak açılan bir tapu iptali ve tescil davası bulunmadığına göre, Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanma olanağı bulunmamaktadır....
İhyası istenen şirket, ticaret sicilinden tasfiye ile terkin edilmediğinden dava ek tasfiye davası olarak nitelenemeyeceğinden TTK 32 vd maddeler ile TTK geçici 7. maddesine dayalı itiraz davası olarak nitelenmiş olup, TTK 32 vd. maddeler gereğince basit yargılama usulünde görülmüştür. Diğer yandan ihyası istenen şirketin terkinden önceki sicil adresinin mahkememiz yetki alanında kaldığı anlaşıldığından mahkememiz görevli ve yetkilidir. Bilindiği üzere 6102 Sayılı TTK'nın geçici 7. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 01.07.2015 tarihine kadar aynı maddede sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır....