WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece dava dosyası ile Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/193 Esas sayılı dosyası arasında tarafların aynı olması, davaya konu edilecek borç ve alacak miktarlarının aynı bayilik sözleşmesinden doğması ve her ikisinin de aynı dönemi kapsayacak borç ve alacak iddiası bulunması dikkate alındığında, her iki dava arasında HUMK.nun 45.maddesi anlamında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir dosyada verilecek karar diğerini etkileyecek mahiyette olup, ilk dava dosyası olan Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/193 Esas sayılı dosyası ile bu dosyanın birleştirilmesi gerektiği gerekçesi ile birleştirme kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece birleştirmeye karar verilmiş ise de, ilk dava dosyası olan menfi tespit davasının karara bağlandığı ve temyiz aşamasında olduğu anlaşıldığından, menfi tespit davasının sonucunun beklenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

    Bu nedenle davacının açtığı menfi tespit davasında Tüketici Mahkemesi'nin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

      Mal veya hizmet alımına dair bir ilişkinin Tüketici Kanunu kapsamında kabul edilebilmesi için, satıcı/sağlayıcı kişinin "Ticari veya mesleki amaçla hareket eden" bir kişi, mal veya hizmet alan kişinin ise "Ticari veya mesleki amaçla hareket etmeyen" bir kişi olması ve taraflar arasında sözleşme veya hukukî işlem bulunması gerekmektedir. Somut olayda, davacının davalı banka tarafından dava dışı ...'a kullandırılan 50.000,00.-TL limitli tüketici kredisine kefil olmadığının tespiti ve bu sözleşmedeki kefilliğin iptali talebiyle menfi tespit davası açtığı anlaşılmaktadır. Dava, tüketici kredisi sözleşmesinden kaynaklandığına göre, uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince... 9. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 30/01/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        Ancak senedin teminat senedi olduğuna daire senet üzerinde bir açıklama yada başkaca bir yazılı belge yoksa, kambiyo senetlerine özgü yoluyla başlatılan takibe karşı artık borçlu senedin bir borcun teminatı için verildiğini ve senet dolayısıyla borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açabilir. Menfi tespit davası sonucunda verilen kararlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olduğundan artık davada, sadece senedin teminat senedi olması davanın kabulü için yeterli olmayıp, davacının aynı zamanda senet dolayısıyla borçlu olunmadığını da ispat etmesi gerekir. Senedin bir alacağın teminatı için verildiği iddiası ile açılan menfi tespit davalarında da mahkemenin görevi, senedin verildiği iddia edilen hukuki ilişkinin niteliğine göre belirlenir....

        TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 24/02/2022 NUMARASI : 2021/709 ESAS - 2022/125 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (Satıcının Açtığı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesi uyarınca dosya incelendi....

        -TL. borçlu olduğuna karar verildiği bu hükmün de kesinleştiğini, davalının bu durumda fazla tahsilat yapacağını ileri sürerek mahkemenin müvekkili hakkında verdiği ilamın kaldırılarak yargılamanın yenilenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıya icra dosyasında ödeme emri gönderildiğini ve davacının itiraz ettiğini, aynı adreste dava dilekçesinin tebliğ edildiğini, usulsüz tebligatın söz konusu olmadığını, davacı abonenin elektrik bedelinden kullanıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğunu, davacı hakkında açılan itirazın iptali davası ile dava dışı kişinin açtığı menfi tespit davası sonucunda verilen hükümlerin ancak tarafları bağlayacağını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacı vekilinin dava dilekçesinde ileri sürdüğü sebep ve açıklamaların HUMK.nun 445. maddesinde belirtilen sebeplerden hiçbirisine girmediği gerekçesiyle iade-i muhakeme talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

          Davacı istinaf dilekçesinde özetle; kararın hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, kararın sonuç kısmında davacı vekilinin yüzüne davalının yokluğunda ibaresi olduğunu oysa ki bu davada vekili bulunmadığını, yerel mahkemece her ne kadar dava konusunun abonelik sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davası olduğunu ve TKHK 73/A-1 hükmünde geçen istisnalardan olmadığını ve bu nedenle ara bulucuya başvurmanın zorunlu olduğu belirtilse de menfi tespit davaları için arabulucuya başvurmasının zorunlu olmadığını doktrin ve Yargıtay içtihatları ile sabit olduğunu, menfi tespit davalarının niteliği itibariyle bir alacak veya tazminat davası değil tespit davasının bir türü olduğunu, menfi tespit davalarının karşı tarafın parasal bir edime mahkum edilmesi şeklinde bir hüküm içermediğinden arabuluculuk Kanunu md. 18/A'nın açık lafzı karşısında hüküm yorum yoluyla genişletilmesinin mümkün olmadığını, ilgili maddenin hukuki temeli dava konusunun karşı tarafı bir edime mahkum etme çabası içinde olduğunu,...

          DELİLLER: Yazılı beyanlar ve tüm dosya kapsamı. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, su kullanımından kaynaklı faturalar nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355....

          Mahkemece, davacının davalılar aleyhine açtığı tapu iptal tescil davasının reddine,davalılardan ... aleyhine açtığı tazminat davasının kabulüne,300.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,diğer davalılar aleyhine açılan tazminat davasının husumet yokluğundan reddine,karar verilmiş;hüküm,davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı asıl davada,tapu iptali ve tescil,olmadığı taktirde ifa yoksunluğundan kaynaklanan menfi ve müspet zararının tahsiline karar verilmesini istemiş ve birleşen .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/272 esas 2007/320 karar sayılı dosyası ile tapu iptal ve tescil,.... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/36 esas 2011/1 karar sayılı dosyasında ise,tapu iptal ve tescili,olmadığı taktirde kamulaştırma bedelini davalılardan tahsilini istemiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine asıl dosyada 26.11.2008, birleştirilen dosyada 03.01.2012 gününde verilen dilekçe ile asıl dosyada gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, birleştirilen dosyada tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın husumet yokluğundan reddine, birleştirilen davanın esastan reddine dair verilen 09.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Asıl dava; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemi, birleştirilen dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili; davalı ....'nin müvekkiline .... 2....

              UYAP Entegrasyonu