Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı ile davalı şirket arasında iki adet dükkanın satımı konusunda 07.07.2011 tarihinde iki adet “Akkoza Evleri 2B Dükkan Satım Sözleşmesi” yapıldığı, bu sözleşmeler harici adi gayrimenkul satım sözleşmeleri olduğundan, kanuni zorunlu şekil şartlarını haiz olmadığı, adi şekilde yapılmış ve geçersiz olan taşınmaz satış sözleşmelerine bağlı olarak kararlaştırılan cezai şarta ilişkin hükümler de geçersiz sayılacağından davacının şekle aykırı sözleşmeden kaynaklı kira kaybı ve cezai şart alacaklarına ilişkin olarak her iki alacak talebinin de yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde ... ve güveni koruma, toplam düzenini sağlama uğruna tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin iyiniyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Yukarıda açıklandığı üzere davacılar, dava konusu payı 5.8.1991 tarihinde düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile satın aldıklarını, sözleşme tapuya şerh edilmiş olduğu halde davalının kötüniyetle söz konusu payı satın aldığını belirterek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. Mahkemece davalının taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten satış vaadi sözleşmesi, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Dava, gayrimenkul satış vaadi sözle şmesinden kaynaklanan tapu iptali tescil isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 16.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.12.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil kabul edilmediği takdirde alacak istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın tapu iptali ve tescil talebi yönünden reddine, arsa sahiplerine karşı yöneltilen alacak talebinin husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 20.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 17.03.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan davalılar ... ve ... vekili Av. ... ve davalı ... vekili Av. ... geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra genelerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
Dava, satım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil veya tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalılardan ... yönünden davanın reddine, ... yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ... ile davalılardan ... arasında 16.11.2010 tarihli yazılı satış sözleşmesi imzalanmıştır. Uyuşmazlığa konu taşınmaz tapuda .. 12 ada 474 sayılı parsel üzerinde 1 no'lu bağımsız bölüm olup, dava açma tarihinde davalılardan ... adına kayıtlıdır. Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması resmi şekilde düzenlenmiş olmalarına bağlıdır (TMK m. 706 ve BK m. 237/1). Kamusal biçime uymayan satım sözleşmesi geçersizdir. Her ne kadar ... ile ... arasında 02.06.2010 tarihli satış vaadi sözleşmesi aktedilmiş ise de 16.11.2010 tarihli adi yazılı satım sözleşmesinde satışın satış vaadi sözleşmesine istinaden yapıldığı belirtilmemiştir....
Davanın konusunun, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi dolayısıyla ve sözleşmeden kaynaklı yüklenicinin sözleşme gereği alması gerekli taşınmazın tapu kaydının iptali ile tescili talebini içerir tapu iptal ve tescil davası, birleşen davanın konusunun da eser sözleşmesinden kaynaklı inşaat ipoteği tesisi, birleşen diğer davanın konusunun da eser sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali, sözleşmenin iptali dolayısıyla tapu iptal ve tescil, bu talep kabul görmediği takdirde tazminat istemine ilişkin alacak davası olup, her ne kadar mahkemece alacağa hükmedilmiş ise de temelde davanın tapu iptal ve tescile ilişkin olduğu, taşınmazın aynına ilişkin olması nedeni ile kesinleşmeden takibe konulmasının da mümkün olmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince takibin iptaline yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan, davalının istinaf talebinin HMK 353(1)-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, Dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan adi yazılı satım sözleşmesinde KDV'nin satım bedeline dahil olduğunun kararlaştırıldığını, sözleşmenin tapu devri öncesinde başlangıçta geçersiz olsa bile tarafların edimlerini yerine getirmesiyle birlikte adi yazılı sözleşmenin de geçerlilik kazandığını, vergi mevzuatının mükellef ile vergi dairesi arasındaki ilişkinin düzenlenmesini amaçladığını, bu nedenle eldeki davada vergi mevzuatının değil TBK hükümlerinin uygulanması gerektiğini, gayrimenkul satımının 12/01/2021 tarihinde yapıldığını, ancak davacının düzenlediği faturanın 28/01/2021 tarihli olduğunu ve VUK'nun 231/5 hükmüne aykırı olarak 16 gün sonra düzenlenmesi sebebiyle iade edildiğini, bir an için adi yazılı sözleşmenin geçersiz olduğu kabul edilse dahi KDV'nin satım bedeline ilaveten ödeneceğine ilişkin satım sözleşmesinde hüküm bulunmaması halinde davacının satım bedeli üzerine KDV ilave ederek alacak talep edemeyeceğini savunarak davanın reddine...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Amasya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/325 esas, 2022/290 karar sayılı dava dosyasında verilen harici satım sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil, terdiden ödenen bedelin iadesi talebinin reddine karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; harici satım sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil, terdiden ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "... -Davanın tapu iptali ve tescili talebi yönünden esastan REDDİNE, -Davanın ödenen bedelin iadesi yönünden HMK madde 114/1- d ve 115/2 gereği dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE," karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava yükleniciden harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil, terditli olarak taşınmaz bedelinin tahsili talebine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı, davalı Şule İnşaat Ltd. Şti ile 16/10/2012 tarihinde 134.000,00TL bedelle bağımsız bölüm satışına ilişkin adi yazılı sözleşme imzaladığını, sözleşme kapsamında 80.000,00TL ödeme yaptığını, bağımsız bölümün üçüncü kişiye satılarak tapuda devredildiğini ileri sürerek tapu iptali tescil ve terditli olarak taşınmaz bedelinin tahsili talebinde bulunmuş, davalılar davanın reddini talep etmiş, mahkemece taşınmaz satışına ilişkin şekil şartının gerçekleşmediği, tarafların verdiklerini iade ettikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil ile alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, tescil talebinin reddine, alacak talebinin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, dava konusu taşınmazın, ... tarafından ihale yolu ile dava dışı ... 'ye satıldığını, daha sonra 07/12/1992 tarihli harici satım sözleşmesi ile taşınmazın...tarafından kendisine satıldığını, taşınmaz üzerinde zilyet olduğunu ileri sürerek kazandırıcı zilyetlik yolu ile taşınmazın tescilini, 12/02/2014 tarihli ıslah dilekçesiyle de; tescil talebinin kabul edilmemesi halinde, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla 13.150 TL arsa bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini istemiştir....