Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, dava konusu taşınmaz hakkındaki kadastro tespiti 18/11/2009 tarihinde kesinleşmiştir. Görülmekte olan davada davacı, kadastro tespitinden önceki hukuki sebebe dayanarak tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Tespitin kesinleştiği 18/11/2009 tarihinden işbu dava tarihi olan 26/02/2020 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş bulunmaktadır. Bu durumda tutanağın kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeni ile davacının kadastro öncesi sebebe dayalı talepleri yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Çekişmeli taşınmazların kadastro tespitinin 11.08.1073 tarihinde yapıldığı, davacıların kadastro tespitinden sonra düzenlenen 31.08.1982 tarihli satış senedine dayanarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açtıkları, çekişmenin kadastro tespitinden sonraki nedene dayalı olup 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14.maddesi ve Başkanlar Kurulu Kararı gereğince temyiz incelemesi görevi 1.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 1. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE 10.06.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

    Sayılı ilamı ile askı ilan süresinin son gününden sonra dava açılması nedeniyle davanın görev yönünden reddine karar verildiği ve hükmün 14/03/2011 tarihinde kesinleştiği, bu hali ile taşınmazın kadastro tespitinin kadastro mahkemesine dava açma süresinin geçmesinden sonra olağan usullere göre 15/10/2009 tarihinde kesinleştiğinin kabulünün gerektiği, tapu kayıtlarında kadastro mahkemesi kararının kesinleşme tarihinin taşınmazın tespitinin kesinleşme tarihi olduğu izlenimi verecek şekilde hatalı gösterim yapıldığı, bu durumun davacı yana hak bahşetmeyeceği gibi bu tarihin kadastro tespitinin kesinleştiği tarih olarak kabulünün de mümkün olmadığı, zira Uludere Kadastro Mahkemesinde süresinden sonra açılan dava öncesinde tespitin zaten hukuken kesinleşmiş durumda olduğu, eldeki dosyada davacı yanın, kadastro tespitinden önceki hukuki sebebe dayanarak 11/01/2021 tarihinde harç yatırarak eldeki tapu iptal ve tescil davasını açtığı, bu durumda tutanağın kesinleştiği tarihten davanın açıldığı...

    Sayılı ilamı ile askı ilan süresinin son gününden sonra dava açılması nedeniyle davanın görev yönünden reddine karar verildiği ve hükmün 14/03/2011 tarihinde kesinleştiği, bu hali ile taşınmazın kadastro tespitinin kadastro mahkemesine dava açma süresinin geçmesinden sonra olağan usullere göre 15/10/2009 tarihinde kesinleştiğinin kabulünün gerektiği, tapu kayıtlarında kadastro mahkemesi kararının kesinleşme tarihinin taşınmazın tespitinin kesinleşme tarihi olduğu izlenimi verecek şekilde hatalı gösterim yapıldığı, bu durumun davacı yana hak bahşetmeyeceği gibi bu tarihin kadastro tespitinin kesinleştiği tarih olarak kabulünün de mümkün olmadığı, zira Uludere Kadastro Mahkemesinde süresinden sonra açılan dava öncesinde tespitin zaten hukuken kesinleşmiş durumda olduğu, eldeki dosyada davacı yanın, kadastro tespitinden önceki hukuki sebebe dayanarak 11/01/2021 tarihinde harç yatırarak eldeki tapu iptal ve tescil davasını açtığı, bu durumda tutanağın kesinleştiği tarihten davanın açıldığı...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Davacının iddiası ve mahkeme gerekçesindeki nitelendirmeye göre, taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro tespitinden sonra yapılan satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın 04/07/1979 tarihinde tespiti yapılmış, itiraz üzerine Kadastro Komisyonu tarafından 26.12.1985 tarihinde karar verilmiş, Hazine tarafından komisyon kararına karşı 05/03/1986 tarihinden açılan tespite itiraz davası üzerine çekişmeli 146 ve 954 parsel sayılı taşınmazlar hakkında verilen karar 29/01/1996 tarihinde Yargıtay 7. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleşmekle taşınmazlar tapuya kayıt ve tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların 17/10/1986 tarihinde tespit maliki Hafize Yalçın tarafından kendisine satış suretiyle verildiği iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açmıştır....

      Mahkemece, çekişmeli taşınmazların murisin sağlığında davalı adına tespit edildiği, tespitlerin 1983 ve 1991 yıllarında kesinleşerek tescil edildiği, murisin 06.07.1992 tarihinde öldüğü, mirasçıların muris muvaazasından kaynaklanan haklarının ölümden sonra doğacağı, muris tespitten sonra öldüğüne göre eldeki muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasında hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı ancak çekişmeli taşınmazların tapusuz olması nedeniyle muvazaa iddiasının dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava kadastro tespitinden önceki nedene ve murisin tespitten sonra ölmesi nedeniyle miras yolu ile gelen hakka dayalı olarak açılmıştır. Tespitten önce taşınmaz tapuda kayıtlı olmadığına göre mahkemenin de kabulünde olduğu gibi somut oluyda muvazaa iddiasının dinlenme olanağı bulunmamaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Yerel Mahkemece asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü; I....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın onanmasına ilişkin yukarda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi ... vs. tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dosya içeriğine, mahkeme kararında belirtilip, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve davanın kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak açıldığının belirlenmesine göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440.maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanun'un 442.maddesi uyarınca 264.60 TL para cezası ile aşağıda yazılı bakiye red karar düzeltme harcının düzeltme isteminde bulunanlardan alınmasına, 24.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Dava, kadastro tespiti sırasında tespit harici bırakılıp, bilahare yörede yapılan imar uygulaması sonucunda ihdasen Belediye adına tescil edilen taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle ihdasen tescilinin Hazine adına yapılması gerekirken, Belediye adına tescil edilmesinin yolsuz olduğu iddiasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup; uyuşmazlık açıklanan bu niteliğine göre, kadastro öncesi sebebe dayalı olmayıp; kadastro tespit çalışmalarından sonra yapılan imar uygulamasının hatalı olduğu iddiasıyla açılan yolsuz tescil iddiasından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır....

              DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 191 ada 20 parsel sayılı taşınmazının kadastro çalışmaları öncesinde 113 m² olduğunu, kadastro çalışmaları sonucunda kamulaştırma işlemine tabi tutulmaksızın 39 m²’lik alanın ana gayrimenkulden ifraz edilerek yol olarak ayrıldığını, aradan geçen süre içerisinde ifraz işlemine tabi tutulan kısmın yola dönüşmediğini bu nedenle kamu malı niteliği de kazanmadığını ileri sürerek, kadastro paftasında yol olarak ayrılan 39 m²’lik alanın tapu kaydının iptaliyle dava konusu yer ile birleştirilmek suretiyle adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, hak düşürücü süre itirazında bulunup davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar 16. Hukuk Dairesince; “... Davacı ......

                UYAP Entegrasyonu