Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı taraf dava konusu parselin kadastro tespitinden önce ortak muristen gelip daha fazla hisseleri olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescili davası açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda Davacılar T1 ve T2 davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine, Davacı T3'ın davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm, davacılar T1 ve T2 vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dava, kadastro tespitinden önceki nedene ve murisin tespitten sonra ölmesi nedeniyle miras yolu ile gelen hakka dayalı olarak açılmıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde yer alan düzenlemeye göre bu nitelikteki davalar kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık süre içinde açılabilir....

Dava esasen, 6292 sayılı Yasa gereği davalılara yapılan satış işleminin ve bunun sonucu oluşan tapu kaydının yolsuz şekilde oluştuğu iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, kadastro öncesi hukuki sebebe dayanmamaktadır. Bu nedenle, Kadastro Kanunu'nun .../.... maddesinde öngörülen hak düşürücü süre burada uygulanamaz. Hal böyle olunca işin esasına girilerek araştırma ve inceleme yapılıp bir karar verilmesi gerekirken Mahkemece davanın nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, ....06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, eldeki dava muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olmayıp, kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğuna ve dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin kesinleştiği 11.10.2007 tarihinden, eldeki davanın açıldığı 18.11.2017 tarihine kadar, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığına göre, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil ... ile ..., ... ve dahili davalı Hazine, aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ......

        Tarih ve sayılı ilamları). Somut olayda, dava konusu taşınmazın kadastro işlemi sonunda 20.09.1988 tarihinde davalı Hazine adına tespit gördüğü, kadastro tespitinin 16.02.1989 tarihinde kesinleşmesi üzerine taşınmazın tapuda davalı adına tescil edildiği ve halen aynı şekilde tapuda kayıtlı olduğu, davacı yanın, kadastro tespitinden önceki hukuki sebebe dayanarak 19.11.2021 tarihinde harç yatırarak eldeki tapu iptal ve tescil davasını açtığı, bu durumda tutanağın kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeni ile davacı yanın kadastro öncesi sebebe dayalı talepleri yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

        Davacı taraf dava konusu parsel ile kendi murislerine ait 110 ada 36 parselin murisleri zamanında taşınmazların eşit şekilde kullanıldığı iddiasıyla 37 parselde 350,00 m2 lik kısmın kendi taşınmazlara eklenmesi iddiasıyla tapu iptali ve tescili davası açmıştır.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dava kadastro tespitinden önceki nedene dayanılarak açılan tapu iptali ve tescili davasıdır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde yer alan düzenlemeye göre bu nitelikteki davalar kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık süre içinde açılabilir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, sav ve savunmaya, mahkemece saptanan hukuki niteliğe göre uyuşmazlık, "kadastro tespitinden önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteminden kaynaklanmaktadır. Davada Orman Yönetimi ve Hazine taarf olmadığı gibi, orman araştırmasını da gerektirir bir durum bulunmadığından, 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun ilgili kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay Yüksek 8. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 27.09.2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

          Şöyle ki; davacının maliki olduğu 103 ada 6 parsel sayılı taşınmazı 1994 yılında yapılan kadastro tespitinden sonra, 12.3.1996 tarihinde çapa dayalı olarak satın almış olduğu anlaşılmakta olup, kadastro tespitinden sonra taşınmazı çapa dayalı olarak satın alan kişinin, kadastro tespitinden önceki nedene dayanarak hak talep etmesi mümkün olmayıp, hakkının satın aldığı çapla sınırlıdır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil Uyuşmazlık, kadastro tespitinden önceki hukuki nedene dayanarak açılan tapu iptali ve tescili istemlerine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 14.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Şöyle ki; davacı tarafça dava dilekçesinde dayanılan hukuki sebep açıkça belirtilmemiş olup mahkeme tarafından da davanın, TMK 713/2. maddeye istinaden, tapulu taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yoluyla iktisabı sebebine mi dayalı, yoksa, kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davası mı olduğu hususunda tereddüt yaşandığı açıkça belirtildiği halde, HMK 31.madde uyarınca hakim tarafından davacı tarafa bu hususta açıklama yapmaları için imkan tanınmadan bir sonuca varılması hatalıdır. Kaldı ki, davacı tarafça sunulan istinaf başvuru dilekçesinde, TMK 713/2. maddeye dayanılarak iş bu davanın açıldığı, zilyetliğin başlangıç tarih ve sebebini açıklama için kadastrodan önce satın almaya ilişkin bilgilerin verildiği, bu davanın kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davası olmadığı açıkça belirtilmiş olup; dava dilekçesinde ileri sürülen maddi vakıalar da bununla uyumludur....

            UYAP Entegrasyonu