Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bankasından aldığı krediye karşılık banka lehine taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiğini belirterek ipoteğin kaldırılmasını ve adı geçen taşınmazın müvekkili adına kayıt ve tescilini talep etmiştir. Davalı banka vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu iptali ve tescili ile ipoteğin kaldırılması talepleri tefrik edilerek ipoteğin kaldırılması talebi yönünden 6100 Sayılı HMK'nin 150/5. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili, temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanununun 858.maddesi hükmü “taşınmaz rehni, tescilin terkini veya taşınmazın yok olmasıyla sona erer. Kamulaştırmaya ilişkin kanun hükümleri saklıdır” şeklindedir. Yasanın bu hükmüne göre taşınmaz rehnini sona erdiren nedenler; tescilin terkini (çizimi), taşınmazın tamamen yok olması ve kamulaştırılmasıdır. Ancak, uygulamada taşınmaz rehnini sonlandıran başka nedenlerin varlığı da kabul edilmektedir....

    Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “ Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “ Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1027. maddesinde, “ İlgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararıyla düzeltebilir. Düzeltme, eski tescilin terkini ve yeni bir tescilin yapılması biçiminde de olabilir. Tapu memuru, basit yazı yanlışlıklarını, tüzük kuralları uyarınca resen düzeltir.” düzenlemelerine yer verilmiştir....

      Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Tapu kaydındaki ipoteğin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru değilse de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3. bendinin sonuna (Tapu kaydındaki ipoteğin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahallesi, 695 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Tapu kaydında yer alan ipoteğin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; 2 nolu bendinin sonuna (dava konusu taşınmazın tapu kaydında yer alan ipoteğin hükmedilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahallesi 102 ada 46 parsel (eski 1240 parsel) sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki ipoteğin hükmedilen kamulaştırma bedeline yansıtılmaması, Doğru değil ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasnın 1 nolu bendinin 2. paragrafının sonuna (Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki ipoteğin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahallesi 102 ada 41 parsel (eski 593 parsel) sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki ipoteğin hükmedilen kamulaştırma bedeline yansıtılmaması, Doğru değil ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasnın 1 nolu bendinin 2. paragrafının sonuna (Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki ipoteğin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin eklenmesine, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Arsa niteliğindeki ... mahallesi 219 ada 19 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Davalının tapu kaydında mevcut ipoteğin tespit edilen bedele yansıtılmaması, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ayrı bir bent olarak eklenmek üzere (Davalının tapu kaydında mevcut ipoteğin tespit edilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “ Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “ Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1027. maddesinde, “ İlgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararıyla düzeltebilir. Düzeltme, eski tescilin terkini ve yeni bir tescilin yapılması biçiminde de olabilir. Tapu memuru, basit yazı yanlışlıklarını, tüzük kuralları uyarınca resen düzeltir.” düzenlemelerine yer verilmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMES:Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 6.6.2005 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 24.11.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 450 ada 25 parsel kaydında bulunan ipotek şerhinin terkini istemiyle açılmıştır.Mahkemece sınırlı bir ayni hak olan ipoteğin kaldırılması davasının 3402 sayılı Kadastro Kanununun 25.maddesi gereğince Kadastro Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş, hükmü davacılar temyiz etmiştir.450 ada 25 parselin tapulaması 1978 yılında yapılarak, 14.3.1978 tarihinde davacıların mirasbırakanı adına tescil edilmiştir....

                    Dava, yolsuz olarak tescil edilmeyen ipoteklerin tapuya tescili istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 1020. maddesine göre “tapu sicili herkese açıktır. İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin kendisine verilmesini isteyebilir. Kimse, tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez.” Buna “tapu sicilinin kamuya açıklık ilkesi=aleniyet prensibi” denilir. Yasanın 1021.maddesine göre de “kurulması kanunen tescile tabi ayni haklar, tescil edilmedikçe varlık kazanamaz.” Buna da “tapu siciline tescil ilkesi” adı verilmektedir. Sınırlı bir ayni hak olan taşınmaz rehni de Türk Medeni Kanununun 856.maddesi hükmü gereği, bazı istisnalar dışında tescille kazanılır. Böylelikle tescil edilen taşınmaz rehni alenileşmiş olur ve bundan sonra taşınmaz üzerinde hak kazanmak isteyen üçüncü kişiler rehin hakkını görerek işlem yaparlar....

                      UYAP Entegrasyonu