Bu nedenle mahkemece, davacının tapu kaydının iptali nedeniyle oluşan gerçek zararına hükmolunması gerektiği düşünülmeden yasal olmayan gerekçelerle, tazminat miktarından indirim yapılması, 3) Dava konusu taşınmazın tapusu iptal edilen bölüm dışında kalan kısmında yapılaşmaya izin verilip verilmeyeceği, veriliyor ise kısmen tapusunun iptal edilmesinden önceki durumundan farklı olarak kısıtlama getirilip getirilmediği hususları ilgili Belediye Başkanlığından sorularak, sonucuna göre arta kalan bölümde değer kaybı oluşup oluşmayacağı araştırılmadan eksik inceleme sonucu karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın vekalet görevinin kötüye kullanıldığı gerekçesi ile 435 parsel yönünden tapu iptal ve tescil isteminin; diğer taşınmazlar, yargılama sırasında Hazine adına orman vasfı ile tescil edildiğinden bu taşınmazlar bakımından bedel isteminin kabulüne dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi, yerel mahkeme kararını kaldırıp HMK'nın 353/1-b bendi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurarak, 435 parsel yönünden tapu iptal ve tescil isteminin kabulüne, diğer taşınmazlar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ......
karar verildiğini, tapu kayıtlarında kısıtlayıcı şerh bulunmamasına rağmen sonradan tapusu orman vasfı ile iptal edilen kişilerin zararının tazmin edilmesi gerektiğini belirterek Yalova ili, Termal ilçesi, Akköy köyü hudutları dahilinde kalan 6.300,00 m2 yüz ölçümündeki 1467 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tapu kaydının iptali sebebi ile fazlaya ilişkin dava ve hakları saklı kalmak üzere davacıların tapu iptali sebebiyle uğramış oldukları maddi zararlara karşılık her bir davacı adına 5.000 TL olmak üzere toplamda 10.000 TL maddi tazminatın tapu iptal tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte d avalı idareden tazmin ve tahsil edilerek müvekkiline veraset ilamındaki hisseleri oranında verilmesine, tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece; tapu kayıtlarının bedelsiz iptal edilemeyeceği, tapusu iptal edilen taşınmazın dava tarihindeki değerine hükmedileceği, tapu iptali ve tescil davasında yapılan giderlerin istenemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 114.562,79.-TL tazminat bedelinden 4.990.-TL'nin dava tarihinden, 109.562,79.-TL'nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir....
Dosya kapsamından, .... yılında tapulama komisyonu kararı ile 10.900 m² yüzölçümü ve koruluk vasfıyla ....adına tapu kaydı uygulanarak tescil edildiği, tapu kaydına 1991 tarihinde "orman sınırları içindedir" şerhi yazıldığı, intikal yoluyla 1997 tarihinde davacıya geçen taşınmazın yenileme kadastrosu ile 2003 yılında 105 ada 21 sayılı parsel olarak 11.085 m² yüzölçümü ile davacı adına tescil edildiği, Orman Yönetimi tarafından tapu maliki ...'e açılan tapu iptal davası sonucu..... 2005/352 E. - 2007/72 K. sayılı 04/04/2007 tarihinde kesinleşen kararıyla taşınmazın tamamının tapusunun iptal edilerek orman olarak tesciline karar verildiği ve eldeki davanın 02/06/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır....
Bu nedenlerle iptal/terkin kararı kesinleşmeden davalının tapu kaydının(mülkiyet hakkının) kendisine sağladığı korumaya dayalı olarak taşınmazı kullanmaya devam etmesi hakkı olduğu gibi, aynı nedenle üzerindeki muhtesatın yıkımına da karar verilemez Diğer yandan; davalı arazi(arsa) üzerinde mevcut tapu kaydına güvenerek muhtesat inşa ettiğine göre; iyiniyetli (TMK. md. 3) sayılmadır. Tapu kaydını iptal ettiren Maliye Hazinesi'nin TMK. 723. maddesine göre iyiniyetli malzeme sahibi konumuda olan davalıya “uygun bir tazminat” ödemesi gereklidir. 04.03.1953 t. ve 1952/10 E. 1953/2 K. Sayılı Y.İBK.da da işaret edildiği gibi, karşı dava açılması bile gerekmeksizin, arazi maliki bu uygun tazminatı depo etmediği takdirde yıkım kararı verilemez. Mahkemece iptal/terkin kararı verilebilir; ancak bu karar kesinleşmeden el atmanın önlenmesi ve yıkım kararı verilmesi isabetli olmaz....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/128 E-2012/61 K sayılı ilamıyla 113 ada 41 parselin 31.924,06m2 yüzölçümlü kesiminin ... olduğu gerekçesiyle tapu kaydının iptaline, ... niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verildiği, temyiz incelemesinden geçerek 07.02.2013 tarihinde kesinleştiği, hükmün infaz edilerek ... yapılan kesiminin 113 ada 80 parsel numarasıyla ... niteliği ile Hazine adına tescil edildiği, eldeki davanın ise 12.05.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; Devlet ormanları özel mülkiyete konu olamayacak ise de, genel arazi kadastrosu sırasında taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün gerçek kişi adına oluşturulduğu, bu şekilde tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararının tazmininin gerektiği açıktır. Tapusu iptal edilen taşınmazların arazi niteliğinde oldukları hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak, gerçek zararın, tapu iptal kararının kesinleşme günündeki net gelir metoduna göre hesaplanması zorunlu iken, mahkemece dava tarihi olan 2014 yılı resmî rakamları esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre hüküm kurulması doğru değildir....
Aile Mahkemesinde açılan tapu iptal ve tescil davasının mahkemece aralarında fiili ve hukuki bağlantı bulunması nedeniyle ... Aile Mahkemesinde devam eden boşanma davası ile birleştirilmesine karar verildiği,bu kararın davalılarca temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 21.04.2008 tarihli ilamıyla “birleştirme kararlarının ancak hükümle birlikte temyiz edilebileceği” gerekçesiyle temyiz isteminin reddedildiği, ... Aile Hakimliğince verilen ek kararda ise;boşanma davasının tapu iptal ve tescil istemli davadan daha sonra 2007 yılında açıldığı, birleştirme kararı verilmeden önce mahkemeden görüş alınmadığı ve birleştirme şartlarının bulunmadığı gerekçesiyle birleştirme kararının kabul edilmeyerek dosyanın yargı yerinin belirlenmesi için Yargıtay’a gönderildiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı; maliki olduğu beş parça taşınmazının, vermiş olduğu genel vekaletnameye istinaden vekili ve eşi olan davalı ... tarafından, diğer davalı ve ...in ... olan ...'ye satış suretiyle temlik edildiğini, işlemin hile ve vekalet görevi kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirildiğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescile olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Davanın kısmen kabulüne dair önceden verilen kararın Dairece “…tapu iptal ve tescil isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir…” gerekçesiyle bozulması üzerine, mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda tapu iptal ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir....