Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, bu şekilde tapusu iptal edilen taşınmazların zemin değeri, üzerindeki mütemmim cüz, muhdesat ve sökülemeyen teferruatları esas alınarak, tapu sahiplerinin oluşan gerçek zararlarının saptanması gerekmektedir....

    Tapu iptal ve tescil talebi yönünden dava dilekçesinde gösterilen 10.000 TL üzerinden nispi harç alınmıştır. Oysa, taşınmazın tapudaki satış değeri 53.000 liradır. O halde, tapu iptal ve tescile konu taşınmazın tapudaki satış bedeli üzerinden hesaplanacak nispi peşin harcın eksik kalan kısmı tamamlatılmadan, yargılamaya devam edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize konu diğer itirazların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01.03.2016 (Salı)...

      Değerlendirme ve Gerekçe Dava; tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sonrası uğranılan zararın TMK m.1007 gereğince tazminine ilişkindir. Yalova 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/25 Esas 2017/497 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; dava konusu taşınmazın tamamının tapusunun iptal edilerek orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiği, kararın 10.07.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır....

      KARAR : Davanın tapu iptal ve tescil talebi yönünden reddine, kira alacağı yönünden kabulüne Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil ile vaktinde teslim edilememesi nedeniyle kira alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın tapu iptal ve tescil talebi yönünden reddine, kira alacağı yönünden kabulüne karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA 1.Asıl Dava: Davacı vekili dava dilekçesinde; Diyarbakır ili, Kayapınar ilçesinde bulunan 1845 ada 2 parselde yapılan Metropol-Life sitesinin D blok 7....

        Davacı ..., tapu kaydına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile 477 ada 9 parsel, 469 ada 1 ve 2 parsel, 494 ada 1 ve 2 parsellere ilişkin 06.01.2014 havale tarihli bilirkişi raporunda yeşil renk ile krokide (A) harfi ile gösterilen 601,54 metrekarelik kısma ilişkin davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile iptal edilen kısmın davacı adına tapuya tesciline, 06.01.2014 havale tarihli bilirkişi raporunda krokide yeşil renkte ve (B) harfi ile gösterilen 70,13 metrekare büyüklüğündeki patika yola ilişkin önceki kaydın iptali ile eski yerin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı, delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....

          Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/680 E. 2015/485 K. sayılı kararının incelenmesinde; davacı Orman Genel Müdürlüğüne izafeten Yalova Orman İşletme Müdürlüğü tarafından iş bu dosyanın davacısı aleyhine tapu iptal ve tescil davası açıldığı, davanın kabulü ile Çiftlikköy İlçesi, Gacık köyü, 186 ada 79 parsel sayılı taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına Orman vasfı ile yeniden tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, kararın 25/05/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davacıya ait taşınmazın tapu kaydının iptalinden kaynaklı zarardan davalı Maliye Hazinesi'nin sorumlu olup olmadığı, tazminat miktarı ve hesaplama yöntemine ilişkindir. Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır....

          Somut olayda; dava konusu taşınmazın ıslah imar uygulaması sonucu oluştuğu, ancak bu uygulamanın idari yargı yerinde iptal edildiği ileri sürülerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunulmuştur. Dava dilekçesinde, idari işlemin iptali yönünde talep bulunmadığı gibi, imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edilip, kararın kesinleştiği açıkça belirtilmektedir. O halde, dava dilekçesi içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, davanın sicile yönelik olduğu ve mülkiyet hakkından kaynaklandığı açık olup, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği kuşkusuzdur. Bu durumda eldeki tapu iptali ve tescil davasının Adli Yargıda görülmesi ve çözüme kavuşturulması gerekir. Öte yandan; kesin hükümden söz edilebilmesi için, tarafların, hukuki sebebin ve konunun aynı olması zorunludur....

            Bundan başka, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak, birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, kadastro kayıtlarından kaynaklanan hatalardan da TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Zira, kesinleşen kadastro işlemi sonrasında, bu işlem esas alınarak tapu sicili oluşturulmaktadır. Bu itibarla, tapu sicili kavramı geniş anlamda kadastro işlemlerini de kapsamaktadır. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında Mahkemece tapu kaydınn iptali sebebiyle davacıların oluşan zararından Hazinenin sorumlu olduğunun kabulünde bir isabetsizlik bulunmamadığından Hazinenin bu yöndeki temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır....

              Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; Devlet ormanları özel mülkiyete konu olamayacak ise de, genel arazi kadastrosu sırasında taşınmazlar hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün gerçek kişi adına oluşturulduğu, bu şekilde tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararının tazmininin gerektiği açıktır. Tapusu iptal edilen taşınmazların arazi niteliğinde oldukları hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak, gerçek zararın, tapu iptal kararının kesinleşme günündeki net gelir metoduna göre hesaplanması zorunlu iken, mahkemece dava tarihi olan 2014 yılı resmî rakamları esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre hüküm kurulması doğru değildir....

                Bu itibarla, tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin malvarlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tespit edilebileceği miktar olmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu