Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Taraflar arasındaKİ uyuşmazlık şahsi hakka dayanan tapu iptal ve tescil veya olmadığı takdirde bedele ilişkin olup, davacının temyizi tapu iptal ve tescil talebini de karşıladığından kararın temyizen incelenmesi görevi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14.maddesi uyarınca Yargıtay 14.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 14.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21.3.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.04.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptal, tescil veya alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 04.11.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 29.09.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK -KARAR- Dava, tapu iptal tescil olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkin olup yargılama sırasında iptal ve tescil isteğinden feragat edilmiş, mahkemece tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 4.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 20.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece ilk olarak, davacının tapu iptal ve tescil isteminin reddine, davacının alacak isteminin kabulü ile 138.000,00-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir. Davalılar vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 13.04.2015 tarihli, 2014/19725 Esas, 2015/11850 Karar sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının tapu iptal ve tescil isteminin reddine, davacının alacak isteminin kabulü ile 138.000,00-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili duruşmalı olarak temyiz etmiştir....

          Bozma kararına uyan mahkemece; davacının tapu iptal tescil talebinin reddine, 68.182,14 TL alacağın 12.000 TL'sinin dava tarihinden, kalan kısmının ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Dava; davalılara (satıcı) ait tapulu taşınmazın, davacıya (alıcı) satışı için haricen imzalanan sözleşme nedeniyle ödenilen bedelin, yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir. Davaya konu 03/02/1999 tarihli sözleşme; TMK'nın 706, TBK'nın 237, Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89 uncu maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmadığı için geçersizdir....

            TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemiyle değerlendirme yapılarak gerçek değer belirlenmelidir. Dava konusu gayrimenkulün değerinin zirai net gelire göre hesaplanmasında yöntem olarak yanlışlık yapılmamış, bu dosyada tespit edilen 80,63 TL/m2 2019 yılı bakımından sonuç olarak makul ve adildir. Bu nedenle m2 birim bedeline yönelik istinaf isteminin reddi gerekmiştir. II....

            Temyiz Sebepleri Davalılar vekili temyiz dilekçesinde, davanın hileye dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğunu, 1 yıllık hak düşürücü süre içinde davanın açılmadığını, diğer davalı ... tarafından ortaklığın giderilmesi davası açılması üzerine, müvekillerinin satın alma talebinde bulunduğunu, davacı ile davalı arasındaki tapu işleminde müvekkillerinin üçüncü kişi konumunda olduğunu, herhangi bir hileli işlem varsa bundan diğer davalı ...'in sorumlu olması gerektiğini, davanın müvekkileri yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının tapu iptal ve tescil davasından feragat etmesine rağmen, yanlızca alacak davasından reddedilen kısım üzerinden lehlerine vekalet ücreti hükmedildiğini, tescil davası yönünden de vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, hükmün bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil, Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak ... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil, mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının tapu iptal-tescil talebi yönünden reddine, alacak talebi yönünden kabulüne dair ... 7....

                İdarelerin tapu iptal ve tescil davalarına dayanak yaptığı; Kamulaştırma Kanununun 38.maddesi Anayasa Mahkemesinin 04.11.2003 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan kararı ile iptal olmuştur. 30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kanuna eklenen Geçici 6.madde ile; Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması hallerinde, hak sahiplerine idare ile uzlaşma ve uzlaşılmaması halinde dava açma hakkı tanınmış olup, idarenin Kamulaştırma Kanununun 38.maddesine dayalı olarak tapu iptali ve tescil davası açma imkanı kalmamıştır....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali-Tescil, Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm * eşler arasındaki mal rejiminden kaynaklanan tapu iptal ve tescil, olmadığında bedel tahsili istemine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 26.01.2009 tarih ve SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay *8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.25.05.2009 (Pzt.)...

                    UYAP Entegrasyonu