WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

orman sınırı içine alınmadan önce tapuda kayıtlı olsa dahi, tapu kaydı özel mülkiyete konu olmayan orman sayılan yerde oluşturulduğu için yolsuz tescil niteliğinde olacağından, yine bu tapu kaydına değer verilemeyeceği ve o yerin mülkiyetinin tapu sahiplerine intikal etmeyeceği, 1744 Sayılı Yasanın 2/6 maddesi gereğince çıkartılan ve 22 Temmuz 1974 tarihli Resmi Gazete Yayınlanarak yürürlüğe giren "Orman Sınırları Dışına Çıkartılacak Yerler Hakkında Tüzüğün"ün 34. maddesinin "Orman Kadastro ekipleri; düzenleyecekleri tutanaklarda orman sayılmaması gerektiği ve tapulu bulunduğu halde, orman sınırları içine alınmış ve sahibi tarafından itiraz edilmediği için orman sayılan yer haline dönüşmüş ve fakat 6831 Sayılı Orman Yasasının değişik 2. maddesine göre orman sınırı dışına çıkarılması gerekli olan yerleri, tapu sahibi kimliğini, tapunun tarih ve numarasını yazmak suretiyle ayrı bir madde halinde belirler....

    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır. Mahkemece infaza elverişli sicil oluşturulmamıştır. Şöyle ki, mahkemece hükme dayanak alınan 16/05/2014 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide 885 ada 1 sayılı parsel (1A ve 1C) ve sırasıyla 7467,90 m² ve 1855,33 m² yüzölçümlerinde; 885 ada 2 sayılı parseli ise (2A ve 2C) ve sırasıyla 5550,42 m² ve 3740,66 m² yüzölçümlerinde her iki parseli de iki parçaya ifraz edilerek gösterilmiştir. Bozma öncesi hükme dayanak alınan 26/11/2010 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide ise 885 ada 1 sayılı parsel (1A, 1B ve 1C) ve sırasıyla 1549,32 m², 5915,46 m² ve 1858,45 m² yüzölçümlerinde; 885 ada 2 sayılı parsel ise (2A ve 2B) ve sırasıyla 5545,47 m² ve 3745,61 m² yüzölçümlerinde göstermişlerdir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tesil ile şerhin silinmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi gerçek kişiler vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R ... Köyü 1628 sayılı parsel hakkında taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil ve şerhin silinmesi istemli davada mahkemece gerçek kişilerin davalarının kabulü, Hazinenin tapu iptali ve tescil davasının reddi yolunda verilen karar Yargıtay 20. Hukuk Dairenin 06/06/2006 gün 373-3315 sayılı kararıyla bozulmuştur....

        sınırlarına göre davalı adına tapuya tescil edildiği, davacı Hazinenin islah-imar planı uygulamasının yanlışlığından ... bir hakka değil, kadastro öncesi orman olan ve daha sonrada 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazda mülkiyet hakkına dayalı olarak iptal ve tescil istediği, Anayasanın 169 ve 170. maddeleri ile 6831 ve 2924 Sayılı Özel Yasalarda düzenlenen orman alanlarının ve 2/B madde alanlarının ıslah-imar ve imar uygulaması yapılamayacağı, yapılmış olsa bile işlemin yok hükmünde olduğu, 1960 yılında yapılan arazi kadastrosunun 1942 yılında yapılan orman kadastrosu karşısında ikinci kadastro olduğu ve mülkiyet hakkına dayalı olarak tapu sicilinde değişiklik yapılması görevinin adli yargıya ait olduğu gözönünde bulundurularak Hazinenin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

          Hukuk Dairesinin 21.12.2010 tarihli ve 2011/10342 Esas, 2011/15319 Karar sayılı kararı ile ''Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli olmadığı, davacının 1946 yılında yapılan orman kadastrosuna itiraz davası sonucu orman sınırları dışında bırakılmasına karar verilen kendisine ait taşınmazın 2/B uygulaması sırasında Hazine adına tapuya tescil edildiği iddiasıyla iptal ve tescil davası açtığı, dosyaya ibraz edilen Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesinin 1949/271-1950/7 sayılı kararında davacının babası ... ...ve ... ...tarafından Orman İdaresi aleyhine açılan orman sınırlandırılmasına itiraza ilişkin dava sonucunda mahkemece Temmuz 1945 tarihli ve 15 numaralı tapu kaydı sınırları kapsamında kalan 148.327 metrekare yüzölçümlü taşınmaz hakkında yapılan orman sınırlamasının iptaline karar verildiği halde mahkemece yapılan 24.11.2010 tarihli keşif sırasında kesinleşen mahkeme kararı ve krokisi uygulanmadan tapu kaydının çekişmeli taşınmazla birlikte 200 ada 1...

            Mahallesi sınırları içinde kalan ve kadastro sırasında 11 numaralı kadastro adasında tesbitleri yapılan parsellerin, nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan birçok ifraz parseli hakkında Orman Bakanlığı ve Hazine tarafından kişiler aleyhine Gebze 1, 2 ve 3 numaralı Asliye Hukuk Mahkemelerinde birçok tapu iptali ve tescil davası açıldığı, bu davaların bir kısmının sonuçlandığı bir kısmının halen devam ettiği, 10) Çekişmeli parselin Mustafa Paşa Mahallesi 321 ada 80 ve 90 sayılı kadastro parsellerinin tevhid ve ifrazından oluşturulduğu ve 321 ada 80 parselin Ağustos 1952 tarih 224, 321 ada 90 parselin Ocak 1940 tarih 14 nolu tapu kayıtlarının revizyon görmesi sonucu tapuya tescil edildiği, 1944 yılında kesinleşen orman sınırları içinde iken kadastroca 1971 yılında tapu oluşturulmasının (parsel hakkında hukuken geçerli bir makiye ayırma işlemi bulunmadığından) Hukuk Genel Kurulunun 19.02.2003 gün ve 2003/20-102-90 sayılı kararında belirtildiği gibi...

              Çünkü, 1744 Sayılı Yasanın 2/2. maddesinde yazılı “Evvelce sınırlaması yapılmış ve fakat yukarıdaki fıkra hükümlerine (aynı maddenin birinci fıkrası) uymadığı .... anlaşılan sınırlamaların düzeltilmesi sonucu orman sınırları dışına çıkartılacak yer, sınırlaması itirazsız kesinleşmiş tapulu arazi ise, mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal eder” hükmü, sadece ilk orman kadastrosunun yapıldığı tarihten daha önceki zamanlarda ve öncesi de orman olmayan yerler için oluşturulan tapu kayıtlarına ilişkindir. Taşınmazın öncesinin orman sayılan yer olması ve 1744 Sayılı Yasanın 2/1. maddesi gereğince 15.10.1961 tarihinden önce nitelik kaybetmesi nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılması halinde, o yer orman sınırı içine alınmadan önce tapuda kayıtlı olsa dahi, tapu kaydı özel mülkiyete konu olmayan orman sayılan yerde oluşturulduğu için yolsuz tescil niteliğinde olacağından, yine bu tapu kaydına değer verilemez ve o yerin mülkiyeti tapu sahiplerine intikal etmez....

                Çekişmeli taşınmaz, yurdu terkeden kişilerden Hazineye kalan yerlerden olduğundan, 1938 yılında 2510 Sayılı İskan Yasası hükümlerine göre kişi adına tapu kaydı oluşturulmuş, satın alma sonucu davacıya geçmişse de, eski tarihli resmi belgelerin uygulanması sonucu öncesinin orman olduğu, 2510 Sayılı Yasanın 21. maddesinde ormanların dağıtılacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığından, orman olan taşınmazlar hakkında oluşturulan tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde olduğundan yasal değerinin bulunmadığı, orman sınırları dışına çıkartılmış ve çıkartılacak yerlerde zilyetliğe, tapuya ve iskan kayıtlarına değer verileceğine ilişkin 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesindeki hükümler Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K., 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edildiği, iptal edilmeyen hükümlerin de 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırıldığı, yolsuz olarak oluşturulan tapu kaydının davacılara hiçbir zaman mülkiyet ... kazandırmayacağı...

                  Çekişmeli taşınmaz, yurdu terkeden kişilerden Hazineye kalan yerlerden olduğundan, 1938 yılında 2510 Sayılı İskan Yasası hükümlerine göre kişi adına tapu kaydı oluşturulmuş, satın alma sonucu davacıya geçmişse de, eski tarihli resmi belgelerin uygulanması sonucu öncesinin orman olduğu, 2510 Sayılı Yasanın 21. maddesinde ormanların dağıtılacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığından, orman olan taşınmazlar hakkında oluşturulan tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde olduğundan yasal değerinin bulunmadığı, orman sınırları dışına çıkartılmış ve çıkartılacak yerlerde zilyetliğe, tapuya ve iskan kayıtlarına değer verileceğine ilişkin 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesindeki hükümler Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K., 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edildiği, iptal edilmeyen hükümlerin de 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırıldığı, yolsuz olarak oluşturulan tapu kaydının davacılara hiçbir zaman mülkiyet ... kazandırmayacağı...

                    Çekişmeli taşınmaz, yurdu terkeden kişilerden Hazineye kalan yerlerden olduğundan, 1938 yılında 2510 Sayılı İskan Yasası hükümlerine göre kişi adına tapu kaydı oluşturulmuş, satın alma sonucu davacıya geçmişse de, eski tarihli resmi belgelerin uygulanması sonucu öncesinin orman olduğu, 2510 Sayılı Yasanın 21. maddesinde ormanların dağıtılacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığından, orman olan taşınmazlar hakkında oluşturulan tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde olduğundan yasal değerinin bulunmadığı, orman sınırları dışına çıkartılmış ve çıkartılacak yerlerde zilyetliğe, tapuya ve iskan kayıtlarına değer verileceğine ilişkin 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesindeki hükümler Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K., 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edildiği, iptal edilmeyen hükümlerin de 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırıldığı, yolsuz olarak oluşturulan tapu kaydının davacılara hiçbir zaman mülkiyet ... kazandırmayacağı...

                      UYAP Entegrasyonu