Usulüne uygun olarak yeniden tebliğ edilmesi, onun yönünden de temyiz müddetinin beklenmesi, 2-Taşınmazın intifa hakkı...’ye ait olmak üzere çıplak mülkiyetinin davalıya devredildiği dosyadaki tapu kaydında belirtilmiştir. Bu devre ilişkin 28.05.2003 tarihli 3058 yevmiye numaralı resmi akit örneğinin Tapu Sicil Müdürlüğünden istenip dosyaya alınmasından sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi.22.11.2013 (Cuma)...
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davacının temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2- Türk Medeni Kanununun 795.maddesi uyarınca intifa hakları tapu kütüğüne tescil ile kurulur. Aynı Yasanın 803.maddesi uyarınca da intifa hakkı sahibi hakkın konusu olan malı zilyetliğinde bulundurma, yönetme, kullanma ve ondan yararlanma hakkına sahip olup, bu haklarını akidine karşı ileri sürebileceği gibi üçüncü kişilere karşı da ileri sürebilir. Dava dışı Hazinenin maliki olduğu 282 (eski 216) parsel sayılı taşınmaz üzerinde davacı yararına tesis edilmiş olan intifa hakkı tapu kütüğüne tescil edilmiş ve davacı sınırlı ayni hak kazanmış bulunduğundan bu hakkını Türk Medeni Kanununun 803.maddesi uyarınca üçüncü kişi durumunda olan davalıya karşı ileri sürebilir....
Az yukarıda da değinildiği gibi intifa hakkı da taşınmaz üzerinde tesis edilen ve ondan yararlanma hakkı tanıyan bir irtifak türü olup, bu haktan kaynaklanan davaların dahi taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerekir. Somut olayda da; dava konusu taşınmaz ... ... İlçesi tapu siciline kayıtlı olup, yetkili mahkeme ... Mahkemeleridir. Nitekim, daha önce davalı tarafından açılan intifa hakkının terkinine ilişkin davada ... Mahkemelerinde görülmüştür ve halen de derdesttir. Mahkemece, davanın taşınmaz üzerindeki intifa hakkına ilişkin olduğu, elatmanın önlenmesi isteminin bu hakkın sağladığı yararlanma yetkisinden kaynaklandığı gözardı edilerek yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine, 07.05.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Hemen belirtilmelidir ki, kural olarak ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı olarak pay oranında açılan tapu iptal ve tescil istekli davaların dinlenmesine olanak yoktur. Ancak bu ilke üçüncü kişilere karşı açılacak davalar için geçerli olup, mirasçılar arasında görülen davada miras payı oranında tapu iptal ve tescil talebinde aykırı bir yön bulunmamaktadır. Somut olayda, davacıların kendileri gibi mirasçı konumunda olan davalıya husumet yöneltmek suretiyle miras payı oranında tapu iptal ve tescil istemli dava açtıkları, mirasbırakanın işlem tarihinde fiil ehliyetine haiz olmadığının Adli Tıp Kurumu raporu ile saptandığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir....
Öte yandan, dava konusu 1077 ada 4 parsel sayılı taşınmazda 15.09.1956 tarihinde ... lehine kurulmuş intifa hakkı bulunduğu anlaşıldığından mahkemece bu hak sahibinin davaya dahil edilmesi gerektiği ve satış suretiyle ortaklığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde 4721 sayılı TMK'nın yürülüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden önce kurulmuş bir intifa hakkı bulunduğundan taşınmazın 14.3.1960 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca intifa hakkı ile yükümlü olarak satılması gerektiği göz ardı edilerek hüküm kurulması hatalı bulunmuştur. Diğer taraftan, (kapatılan).... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/84 Esas sayılı dosyası ile dava konusu 1077 ada 4 parsel sayılı taşınmaz paydaşlarından bir kısmı, paydaş Esme Yılmaz mirasçılarına karşı, taksim sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil davası ikame etmişlerdir....
ile ... ...’nin ise 15.05.2006 tarihinde Davalı ...Ş. lehine 22.11.2022 tarihine kadar geçerli olmak üzere intifa hakkı tesis ettirdikleri, ... ... payını 17.11.2009 tarihinde davalı ... Petrolleri ...ye, ...’nin payını 03.07.2007 tarihinde ...’e intifa hakkı ile yükümlü olarak sattığı anlaşılmıştır. Türk Medeni Kanununun 794. maddesinin 2. fıkrasında intifa hakkı “aksine düzenleme olmadıkça bu hak sahibine konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar” şeklinde ifade edilmiştir. Kuşkusuz intifa hakkı ayakta bulunduğu sürece üzerine yüklendiği mülkiyet hakkını içi boşalmış bir duruma sokar. Bu hak kurulurken hakka konu mal üzerindeki hak sahibinin yetkisi tamdır. İntifaya konu mal üzerinde intifa hakkı sahibinin kullanma ve faydalanma yetkileri de daraltılamaz. İntifa hakkı herkese karşı ileri sürülebilir. İntifa hakkı kurulurken mülkiyet hakkı sahibinin kullanma ve yararlanma bakımından var olan yetkileri ne ise intifa hakkı sahibi de o yetkileri kazanır....
İntifa hakkı; bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü ya da tüzelkişi ise tüzelkişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer. Kanuni intifa hakları hariç (TMK m. 495 vd.) intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Az önce sözü edildiği üzere, intifa hakkını sona erdiren nedenlerden birisi de hakkın konusu olan şeyin yok olması, kısaca hak sahibinin artık ondan yararlanma olanağının kalmamasıdır. Somut olayda da, kanuni intifa hakkı tapuda (incir bahçesi) niteliğinde yazılı 159 parselin 1/2 payına konulmuştur. Ne var ki, dosya kapsamındaki delillerden 159 parsele sonradan malik olan davalının intifa hakkı konusunu yok ettiği, eylemli olarak bu parsel üzerine incir ağaçlarının kesilerek binalar yapıldığı anlaşılmaktadır....
Ancak; 1)Davacılardan ..., ..., ... ve ... hissesi üzerinde dava dışı ...lehine intifa hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, tapu kaydında lehine intifa hakkı bulunan ...'...
. - K A R A R - Davacı vekili, Petrol Ofisi markası altında bayilik faaliyeti gerçekleştirilen taşınmazda davacı şirket lehine intifa hakkı verilip, bu hakkın tapu siciline tescil edildiğini, intifa hakkı bedelinin davalıya ödendiğini, Rekabet Kurumunun kararları gereği intifa hakkının 18.09.2010 tarihinde sona ereceğini, davacının ödediği (intifa ve kalıcı teknik yatırım bedelleri) meblağların davalı açısından sözleşmenin geçersiz kılındığı dönem için sebepsiz zenginleşmesine yol açtığını, 18.09.2010 tarihi sonrası döneme tekabül eden intifa hakkı ile teknik yatırımlar için ödenen bedellerin davalı tarafça iadesi gerektiğini belirterek, 124.049,13 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, zaman aşımı itirazında bulunmuş, bununla birlikte sözleşmenin halen sürdüğünü ve 18 yıl için intifa hakkının verildiğini belirterek davanın reddini istemiştir....
Somut olayda, tahliyesi istenen taşınmaz, 24/01/2017 tarihinde yapılan ihale ile İrfan Palabıyık'a ihale edilmiş ve ihalenin kesinleşmesi sonucunda icra müdürlüğünce taşınmazın kaydında bulunan tüm takyidatların kaldırılarak alıcı adına tescil işleminin yapılması için Tapu Müdürlüğü'ne yazı yazılmıştır. Taşınmazın tapu kaydında bulunan davacıya ait intifa hakkı 18/02/2019 tarihinde satış nedeniyle terkin edilerek taşınmaz ihale alıcısı adına takyidatlar kaldırılmak suretiyle tescil edilmiştir. Bu durumda tahliye emrinin düzenlendiği tarihte tapu kaydında davacı adına intifa hakkı şerhi bulunmadığı, davacı tarafça İİK'nun 135/2 maddesi kapsamında bir belge ibraz edilmediği, davacının intifa hakkı ile ilgili iddialarını genel mahkemelerde ileri sürebileceği anlaşıldığından mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir....