Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 298. maddesi kapsamında ilgililer tarafından açılan tanımanın iptali istemine ilişkindir. Dava konusu edilen tanıma tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 743 sayılı Türk Kanunu Medenîsi'nin "Üçüncü şahsın itirazı" başlıklı 294. maddesinde, muterizlerin, tanıyan kimsenin çocuğun baba veya babasının babası olmadığını veya tanımanın kanunen memnu bulunduğunu ispat mecburiyetinde olduklarına yer verilmiş iken, mülga Kanuna paralel şekilde dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "İspat yükü" başlıklı 299. maddesinde de davacının, tanıyanın baba olmadığını ispatla yükümlü olduğu amir hüküm olarak düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere tanımanın iptali yönünden genel soybağına ilişkin davalardan ayrık ve özel düzenleme bulunduğu ve ispat külfetinin davacı üzerinde olduğu açıkça hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, tanıyanın fiil ehliyeti yönünden rapor alındığı ve Adli Tıp Kurumu 4....
Hukuk Dairesinin ilamları ile “davanın, davacı ... yönünden tanımanın iptali, davacı ... yönünden ise nüfus kaydının düzeltilmesi davası olup davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, bu husus düşünülmeden asliye hukuk mahkemesi olarak yargılamaya devam edilip, yazılı şekilde karar verilmesinin yanlış olduğu gerekçesi ile bozulmuş ve mehkemece bozmaya uyulmuştur. Dosyadaki bilgi ve belgeler ile taraf ve tanık anlatımlarından, ...'ın ... ve ... çocuğu olarak doğup hanelerine tescil edildiği, davacıların, ...'i ... Noterliğinin 23.12.1994 tarih 5235 sayılı tanıma senedine istinaden davacı ... hanesine annesi davacı ... olarak tescil ettirdikleri anlaşılmaktadır. 1-Hükmüne uyulan bozma ilamlarında belirtildiği üzere davacı ... çocuğu olan ...'in nüfus kaydının silinmesine yönelik istem; Türk Medeni Kanununun 295 ve devamı maddelerinde düzenlenen tanımanın iptalidir....
Asliye Hukuk Mahkemesince uyuşmazlığın tanımanın iptaline ilişkin olduğu, Aile Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, Aile Mahkemesincede uyuşmazlığın mükerrer nüfus kaydından kaynaklandığı, 5490 sayılı yasanın 36.maddesinde öngörülen nüfus kaydının düzeltilmesi davası niteliğinde olduğu Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görev alınına girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut uyuşmazlıkta küçük ... davacı tarafından tanınmak suretiyle kendi hanesinde nüfusa tescil edilmiş olup davacının küçük ...'in kendi hanesindeki nüfus kaydının iptali istemi TMK 297 maddesinde öngörülen tanımanın iptali sonuçlarını doğuracaktır. Bu durumda uyuşmazlığın Aile Mahkemesi'nce görülerek sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Ankara 10.Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 17.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bölge Adliye Mahkemesinin 02.09.2021 tarihli kararı ile davanın tanımanın iptali davası olduğu, görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın işin esasının incelenmesi için gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir. 2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının 30.03.2006 tarihinde çocuğu tanıdığı, tanıma yoluyla çocuğun nüfusa tescil olduğu, davanın tanımanın iptaline ilişkin olduğu, iptal davasının anneye ve çocuğa karşı açılabileceği, davalı ... müdürlüğüne husumet yöneltilemeyeceği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesinin 02.09.2021 tarih ve 2021/463 Esas, 2021/1082 Karar sayılı ilamıyla uyuşmazlığın tanımanın iptali olarak belirlendiği ve yargı yeri olarak aile mahkemesinin görevli olduğuna karar verildiği, taraflar arasında tanımanın iptaline ilişkin Bakırköy 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Davacı dava dilekçesinde, tanımanın iptalini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Federal Cumhuriyeti'nin 12.06.2009 tarih... sayılı apostılla tastiki ve ....Noterliğinin 08.04.2009 tarih 04203 sayılı tercümesi ile tanımanın işlendiği anlaşılmaktadır. Bu açıklama karşısında dava tanımanın iptali davasıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 283. maddesinde soybağına ilişkin davalar taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılır. Nüfus kaydı içeriğinden davalı ...'ün doğum yerinin ve dolayısıyla yerleşim yerinin ... olduğunun kabulü gerekmekte olup davada ... mahkemeleri yetkilidir. Öte yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Görevin Belirlenmesi ve Niteliği başlıklı 1. maddesinde mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu husus mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tanımanın İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tanıyanın dava hakkı iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlarayak 1 yıl ve her halde tanımanın üzerinden 5 yıl geçmekle düşer (TMK. md. 300/1). Tanıma işlemi 28.11.1994 tarihinde yapılmış olup, dava ise 29.03.2010 tarihinde açımıştır. Dava açılma tarihine göre yukarıda yasa maddesinde sözü edilen 5 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olduğundan davanın hak düşürüçü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken; davanın esasına girilmek suretiyle kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....
Tanıma ve tanımanın iptalini talep etme kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Buna göre; Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 74. maddesi gereğince adı geçen taraf vekillerinden tanımanın iptali davasını açabilmesi için davacılar vekilinden, takip edebilmesi için davalı vekilinden özel yetkiyi içeren vekâletname istenmesi, bu süre içinde vekâletname verilmemesi halinde asıla kararın tebliği ile, asıl tarafından temyiz veya temyizden feragat dilekçesi verilmesi halinde dilekçe eklendikten, sonra gönderilmek üzere iadesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi.21.10.2021 (Prş.)...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tanımanın İptali MAHKEMESİ : Alanya 1. Aile Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Alanya 1. Aile Mahkemesinin 11.07.2018 tarihli ve 2017/1712 Esas, 2018/984 Karar sayılı kararıyla davanın kabulü ile soybağının reddine karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davalı vekili kayyım tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2....
in nesebin reddine karar verilmesini istemiş; mahkemece, davanın TMKnın 297-300 maddelerinde düzenlenen tanımanın iptali davası olduğu, davacının tanıyanın genetik baba olmamasından dolayı dava açma hakkı bulunmadığı anlaşıldığından, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Dosyadaki dava dilekçesine ekli 21.11.2013 tarihli ....Raporuna göre, ...'in ...'in biyolojik açıdan babası olma ihtimali bulunmadığının bildirildiği, 31.12.2013 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmaktadır. TMKnın 295. maddeside '' Tanıma, babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur. Tanıma beyanında bulunan kimse küçük veya kısıtlı ise, veli veya vasisinin de rızası gereklidir.'' 297. maddesinde de ''Tanıyan, yanılma, aldatma veya korkutma sebebiyle tanımanın iptalini dava edebilir....