Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, babalığın tespiti ve tanımanın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davacının asıl davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı, birleşen tanımanın iptali davası hakkında kesin hüküm bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü, 182 nci, 295 inci, 297 nci, 300 üncü, 301 inci, 302 nci, 303 üncü, 304 üncü, 333 üncü maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 3....
Kamu düzeni ile yakından ilgili olan tanımanın iptali davalarında, Türk Medeni Kanunu'nun 284. maddesinde belirtilen koşullar saklı kalmak kaydıyla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu uygulanır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/12/2022 NUMARASI : 2018/463 ESAS - 2022/878 KARAR DAVA KONUSU : Tanımanın İptali KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında, davacı tarafından istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı asıl, dava dilekçesinde özetle; abisi Baki Uğur Özlen'in 14/11/2015 tarihinde vefat ettiğini, mirasçılık belgesi almak için başvurduklarında, T5 isimli küçüğün mirasçı olduğunu öğrendiklerini, çocuğun tanıma yolu ile nüfusa kaydedildiğini, Ankara 9. Aile Mahkemesi'nin 2015/2053 E sayılı dosyası ile tanımanın iptali davası açıldığını, bu davayı sadece tanımanın iptali yönünden açmış olması nedeniyle DNA incelemesi yapılmadığını beyanla, DNA tespiti yapılarak soybağının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T5 kayyımı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Ankara 9....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tanımanın İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm tanımanın iptali istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren 23.01.2020 tarih 2020/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 06.10.2020 (Salı)...
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :10.04.2011 NUMARASI :Esas no:2011/272 Karar no:2014/370 DAVA TÜRÜ :Tanımanın İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm tanımanın iptali istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 17.07.2014 tarihli 2014/2 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 18. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 18. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.02.02.2015(Pzt.)...
TMK’nin mad. 297/f.l hükmüne göre tanıyanın; yanılma, aldatma veya korkutma sebebiyle açacağı tanımanın iptali istemli davayı anaya ve çocuğa karşı açılmalıdır ve ana ve çocuk arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Tanımaya karşı dava açabilecek diğer hak sahipleri ise TMK’nin 298. maddesinde düzenlenmiştir. TMK’nin 298. maddeye göre ana, çocuk ve çocuğun ölümü halinde altsoyu, cumhuriyet savcısı, Hazine ve diğer ilgililer tanıyan, tanıyan ölmüş ise mirasçılarına karşı tanımanın iptalini dava edebilirler. Yine diğer davalarda olduğu gibi bu tanımanın iptali davasında da hak düşürücü süre bulunmaktadır....
Dava,Türk Medeni Kanunu'nun 297 ve devamı maddelerinde düzenlenen tanımanın iptali istemine ilişkindir. Aynı kanunun 300. maddesi “Tanıyanın dava hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. İlgililerin dava hakkı, davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. Çocuğun dava hakkı, ergin olmasından başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Yukarıdaki süreler geçtiği hâlde gecikmeyi haklı kılan sebep varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.” hükmünü içermektedir. Davacı Türk Medeni Kanunu'nun 300/2 maddesi kapsamında ilgili sıfatı ile dava açmış kişidir. Dava hakkı, tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer....
Soybağının reddi ve tanımanın iptali davaları ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Tanımanın iptalinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra tanımanın iptali davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı kararı). Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, dava konusu Yusuf yanıltıcı beyanla davacının çocuğuymuş gibi nüfus kayıtlarına işlenmiştir....
Davacılar bu işlem neticesinde oluşturulmuş olan kaydın iptalini talep ettiklerine göre dava TMK.nun 297. maddesi ve devamı maddelerde düzenleme bulan tanımanın iptali davasıdır. Tanımanın iptali davasını TMK.nun 297. maddesi uyarınca tanıyan, 298. maddesi uyanıca da ana, çocuk ve çocuğun ölümü hâlinde altsoyu, Cumhuriyet savcısı, Hazine ve diğer ilgililer açabileceklerdir. İlgili kişiler ise tanınan çocuk sebebiyle mirasçı olamayan kişi yahut kişiler ile miras payı etkilenen mirasçılardır. Sunulan veraset ilamı ve nüfus kaydı uyarınca davacıların dava hakları bulunmaktadır. Tanımanın iptalinin talep edilebilmesinin ön koşulu ise; öncelikle ortada geçerli bir tanımanın var olması gerekmektedir. Bunun için ise mevzuatın aradığı esasa ilişkin şartların sağlanmış olması gerekmektedir. Aksi halde tanıma işlemi batıl olacaktır. Batıl bir tanıma işlemine karşı iptal davası açılamaz. Tanının iptalini talep etme süresi ise TMK.nun 300. Maddesinde hak düşürücü olarak düzenlenmiştir....
TMK'nın 300. maddesinde tanıyanın dava hakkının, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her halde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşeceğinin, ilgililerin dava hakkının davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her halde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşeceğinin düzenlendiği, davacının davalı Emine ile evlendiği sırada Şevval'in 1,5 yaşında olduğu ve babasının başka birisi olduğunun davacı tarafça bilindiği, tanımanın iptali davası açmasına herhangi bir engel bir durumun bulunmadığı, davacının tehdit ve baskı altında olmadığı, 1999 yılında yapılan tanımanın üzerinden 1 yıl ve herhalde 5 yıl geçtiği" gerekçesiyle, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir....