Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tanıma yoluyla kurulan nesep ilişkisi ancak tanımanın iptali ile ortadan kaldırılabilir. Bu nedenle dava tanımanın iptali davasıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 300/1 maddesi uyarınca davanın açılması iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her halükarda tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. Aynı maddenin son fıkrasında ise belirtilen süreler geçtiği halde gecikmeyi haklı kılan bir sebep varsa sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içerisinde dava açılabileceği düzenlenmiştir....

Tanıma yoluyla kurulan nesep ilişkisi ancak tanımanın iptali ile ortadan kaldırılabilir. Bu nedenle dava tanımanın iptali davasıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 300/1 maddesi uyarınca davanın açılması iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her halükarda tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. Aynı maddenin son fıkrasında ise belirtilen süreler geçtiği halde gecikmeyi haklı kılan bir sebep varsa sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içerisinde dava açılabileceği düzenlenmiştir....

Buradaki ilgili kavramı “tanımanın iptalinde menfaati olan” kişileri kapsamaktadır. Tanımanın iptali davasının başarılı olabilmesi, davacının, tanıyanın baba olmadığını ispatlamasına bağlı tutulmuş olup, dava için belirli süreler öngörülmüştür. Bu konular TMK’nın 299. ve 300. maddelerinde düzenlenmiştir....

Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 298. maddesi kapsamında ilgililer tarafından açılan tanımanın iptali istemine ilişkindir. Dava konusu edilen tanıma tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 743 sayılı Türk Kanunu Medenîsi'nin "Üçüncü şahsın itirazı" başlıklı 294. maddesinde, muterizlerin, tanıyan kimsenin çocuğun baba veya babasının babası olmadığını veya tanımanın kanunen memnu bulunduğunu ispat mecburiyetinde olduklarına yer verilmiş iken, mülga Kanuna paralel şekilde dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "İspat yükü" başlıklı 299. maddesinde de davacının, tanıyanın baba olmadığını ispatla yükümlü olduğu amir hüküm olarak düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere tanımanın iptali yönünden genel soybağına ilişkin davalardan ayrık ve özel düzenleme bulunduğu ve ispat külfetinin davacı üzerinde olduğu açıkça hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, tanıyanın fiil ehliyeti yönünden rapor alındığı ve Adli Tıp Kurumu 4....

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tanımanın İptali MAHKEMESİ : Alanya 1. Aile Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Alanya 1. Aile Mahkemesinin 11.07.2018 tarihli ve 2017/1712 Esas, 2018/984 Karar sayılı kararıyla davanın kabulü ile soybağının reddine karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davalı vekili kayyım tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tanımanın İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tanıyanın dava hakkı iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlarayak 1 yıl ve her halde tanımanın üzerinden 5 yıl geçmekle düşer (TMK. md. 300/1). Tanıma işlemi 28.11.1994 tarihinde yapılmış olup, dava ise 29.03.2010 tarihinde açımıştır. Dava açılma tarihine göre yukarıda yasa maddesinde sözü edilen 5 yıllık hak düşürücü süre geçmiş olduğundan davanın hak düşürüçü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken; davanın esasına girilmek suretiyle kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....

        Tanıma ve tanımanın iptalini talep etme kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır. Buna göre; Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 74. maddesi gereğince adı geçen taraf vekillerinden tanımanın iptali davasını açabilmesi için davacılar vekilinden, takip edebilmesi için davalı vekilinden özel yetkiyi içeren vekâletname istenmesi, bu süre içinde vekâletname verilmemesi halinde asıla kararın tebliği ile, asıl tarafından temyiz veya temyizden feragat dilekçesi verilmesi halinde dilekçe eklendikten, sonra gönderilmek üzere iadesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi.21.10.2021 (Prş.)...

          Cumhuriyet Başsavcılığının 29.03.2011 tarihli davanamesiyle açılan tanımanın iptali olduğu halde karar başlığında davanın "Nüfus", davacının ise "..." olarak gösterilmesi doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden gerekçeli kararın başlığında yer alan "DAVACI: ..." ile "DAVA:Nüfus" ibarelerinin hükümden çıkarılmasına, yerlerine sırasıyla "DAVACI: KH. (... Cumhuriyet Başsavcılığı" ile "DAVA: Tanımanın İptali" ibareleri yazılmak suretiyle 6100 sayılı HMK.ya 6217 sayılı Kanunla eklenen Geçici 3. madde gözetilerek HUMK.nun 438. maddesi uyarınca hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun’un 300 üncü maddesine göre "Tanıyanın dava hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. İlgililerin dava hakkı, davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. Çocuğun dava hakkı, ergin olmasından başlayarak bir yıl geçmekle düşer....

              Tanımanın iptaline ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.", aynı Yasanın 300. maddesinde ise; "Tanıyanın dava hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her halde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. İlgililerin dava hakkı, davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her halde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. Çocuğun dava hakkı, ergin olmasından başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Yukarıdaki süreler geçtiği halde gecikmeyi haklı kılan sebep varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.", 295. maddesinde; "Başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz." hükümleri yer almaktadır. Somut olayda; davacı vekili, davacının annesi...'nın, ...'...

                UYAP Entegrasyonu