Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; tarafların gayri resmi birlikteliklerinden Kader isimli müşterek çocuklarının bulunduğu, davacı babanın çocuğu tanıma senedi ile tanıdığı, evlilik dışı ilişkiden doğan çocuğun velayet hakkı anneye ait olmakla birlikte babanın da çocukla düzenli ve sürekli bir kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi elde etmek hakkı bulunduğu, her ne kadar davalı anne, küçüğün babasının davacı olmadığını iddia etmiş ise de; yargılamanın başlangıcından itibaren davalı tarafından açılan ve mahkemece bekletici mesele yapılan tanımanın iptali davalarının görevsizlik, davanın açılmamış sayılmasına dair verilen kararlarla sonuçlandığı, davacı annenin ısrarla DNA testi yaptırmadığı ve mahkemece alınan sosyal inceleme raporunda DNA testi yaptırmak istemediğini beyan ettiği, davacının da çocuğun yasal olarak babası olarak görülmesi ve aksinin ispatlanmamış olması gerekçesiyle davanın kabulü ile davacı T1 ile müşterek çocuk...

Veya çocukla baba arasındaki soybağı "tanıma" (TMK. m. 295) yoluyla kurulmuş ise; ana, çocuk, çocuğun ölümü halinde alt soyu, .....ve "diğer ilgililer" tanımanın iptali davası açabilmektedirler (m. 298).Özellikle evlilik dışında doğduğu halde, ana ve babasının sonradan evlenmesiyle, kendiliğinden evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tabi olan çocuklar (m. 292) söz konusu olduğunda; bu yolla kurulan soybağının ana ve babanın yasal mirasçılarının itirazı halinde kaldırılması (m.294) mümkün iken; baştan evlilik içinde doğmuş olan çocukların soybağının reddi davası açma hakkının, "kocanın alt soyu, anası babasıyla" sınırlandırılması, ana ve babanın ölmüş olması halinde bunların haleflerine (yasal mirasçılarına) bu hakkın tanınmamış olması Anayasanın "kanun önünde eşitllik" ilkesine (m. 10) ve "hak arama hürriyetine" ilişkin 36. maddesine açık aykırılık oluşturur. Yasa koyucunun bilerek ve isteyerek Anayasa'ya aykırı bir düzenleme yapmış olması ise kabul edilemez....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/638 Esas KARAR NO : 2023/99 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 06/09/2022 KARAR TARİHİ : 14/02/2023 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı şirket tarafından----- davalıya ait ------ plakalı araç ile ihlalli geçişler yapıldığını, bu nedenle doğan ve yasal süresi içerisinde ödenmeyen geçiş tutarı ve yasaan kaynaklanan para cezasının tahsili amacıyla -------- dosyasından başlatılan icra takibinden gönderilen ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafın borcu olmadığı iddiası ile borcun tamamına itiraz ettiğini, itirazın haksız ve yersiz olduğunu, iptalinin gerektiğini, bu nedenle davalının --------sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptali ile alacağının yasal faizi ve diğer tüm ferileri ile birlikte tahsili için takibin devamını ve borçlu aleyhine %20 'den...

      Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da af kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup Aile Mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılır. Somut olayda dava; Zilan ve Halil İbrahim'in, Bedriye ve Halim çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annelerinin ..., gerçek babalarının da...olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir....

        İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; müvekkilinin çalışma saatlerinin bilgisayar açılış kapanış saatlerine göre net bir şekilde görülüp bu doğrultuda hesaplama yapılması gerekecekken davalı işverenin salt müvekkilinin yapmış olduğu bu mesailerinin ortaya çıkmasını engellemek adına bu kayıtların olmadığı yönünde cevap verdiğini, davalı tarafa müzekkere yazılarak ekran açılış kapanış saatleri istenilmesine rağmen davalı tarafın bu kayıtları sunmamasının müvekkilinin aleyhine yorumlanamayacağını, müvekkili ile davalı banka arasında imzalanan iş sözleşmesinde yer alan fazla mesainin ücrete dahil olduğuna ilişkin hükümlerin “genel işlem koşulu niteliğinde” olup bu düzenlemelere geçerlilik tanımanın hukuka ve hakkaniyete aykırılık taşıyacağını, bankacılık sektöründe işçiler ile iş sözleşmesinin imzalanması aşamasında işe alacağı personelinin önüne sözleşmenin tüm maddelerinin genel işlem koşulu niteliğinde matbu olarak yazıldığı sadece işçinin adı ve soyadının sözleşmeye...

        Davalı borçlu istinaf dilekçesinde, davacı alacaklı tarafından açılan davanın itirazın iptali olduğunu bu nedenle mahkemenin görevsiz olduğunu, müşterek çocuk kabul edilen Elif Atak ve Yağmur Atak'ın takip talebinde alacaklı olarak gösterilmesinin hatalı olduğunu ,ayrıca tedbir nafakasına hükmedilen çocukların kendi çocuğu olmaması nedeniyle borcu bulunmadığını ve tanımanın iptali davası açtığını belirtmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 33.maddesi ''Hâkim, Türk hukukunu resen uygular.'' şeklinde düzenlenmiş olup hukuki nitelendirme hakime aittir. Her ne kadar davacı alacaklı tarafından dava dilekçesinde itirazın iptali talep edilmişse de; maktu harç yatırılarak icra hukuk mahkemesinde açılan davada mahkemece itirazın kaldırılması davası olarak nitelendirilerek yargılama yapılmasında usul ve yasaya uymayan bir yön bulunmadığından davalı borçlunun bu yöndeki istinafında isabet bulunmamaktadır....

        Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup aile mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Davada, ...'nun babası .........

          Sayılı kararı ile 04/05/2011 tarihli Roterdam Mahkemesinin 361781/F1 RK 10- 2234 numaralı kararının tanınması yönündeki kararın gösterildiği, kararda yalnızca boşanma kararı tanınmış olup, tanımanın tek başına karara icra edilebilirlik kazandırmadığını, eda hükmü içermeyen ilama dayalı olarak takip yapılmasının mümkün olmadığını beyanla; öncelikle icra takibinin ve satış işlemlerinin teminatsız olarak durdurulmasına, ilamlı icra takip işlemi ve icra emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...davacının bizzat yazılı tanıma beyanının olmadığı gibi çocuğun bir başka erkekle soybağının bulunduğu, bu haliyle tanımaya ilişkin TMK.daki geçerlilik şartlarının oluşmadığı, geçerlilik şartlarının eksik olması durumunda tanımanın kesin hükümsüzlüğünün söz konusu olduğu anlaşılmakla davacının davasının REDDİNE,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

          Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06.09.2012 gün ve 2012/163-2012/504 sayılı kararı onayan Daire’nin 09.09.2013 gün ve 2012/17976 - 2013/15236 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, davalı adına Türk Patent Enstitüsü'nde "..." markasının tescilinin yapıldığını, şehir bölge ve mahal isimlerinin tek bir sözcük  olarak bir kişi  lehine marka olarak tesciline imkan tanımanın, bu isimlerin artık diğer oda üyeleri tarafından markalarında ve unvanlarında kullanılamayacağı anlamına geldiğini, oda üyelerinin "..." markasını kullanmalarının haksız bir biçimde kısıtlandığını belirterek davalı şirketin Türk Patent Enstitüsü  nezdinde 2009/38270 tescil numarası ile 19.07.2010 tarihinde...

            UYAP Entegrasyonu