Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/06/2013 gün ve 2011/522-2013/418 sayılı kararı onayan Daire’nin 02/07/2014 gün ve 2013/17810-2014/12711 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, davalı şirket adına tescilli 2009/04061 numaralı faydalı model belgesine konu tasarımın yeni ve ayırt edici niteliği bulunmadığını ileri sürerek, davalı adına tescilli 2009/04061 numaralı faydalı model belgesinin hükümsüzlüğünün tespiti ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce onanmıştır....
kötüye kullanma suçunu işlediği iddia olunan somut olayda, Sanığın inkara dayalı savunması ve şirket yetkilisi tanık 'nın alınan beyanında araçları takip eden ekip mobil sisteminin bulunduğunun belirtilmesi karşısında, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, sanığın katılan şirkette kullanımına verilen ... plaka sayılı araçların, sanığın kullandığı süre içerisinde yaptığı kilometre belirlenip, buna göre araç tanıma kartı ile aldığı akaryakıtın kullanılıp kullanılamayacağının gerekirse bilirkişi aracılığıyla tespit edilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde beraat hükmü verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar...
mevkiinde 2953 parselde kayıtlı taşınmazın muvazaalı satış işleminin BK'nun 18. maddesi uyarınca hükümsüzlüğünün tespiti ve buna göre hüküm kurulmasına imkan olmadığı takdirde İİK'nın 277. maddesine göre tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ...vekili, taşınmazın satıldığı 03/12/2010 tarih itibari ile davalılardan ... aleyhine hükmedilmiş bir tazminat bulunmadığı, ...'nın ... devir yapmamış olduğu bu taşınmazın ...'nın babası tarafından çalışma karşılığında bedel olarak gelinine verildiğini, tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkında icra takibinin kesinleşmiş olması iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerektiğini bu nedenlerle davanın öncelikle dava şartı bulunmadığı için reddini, bu itirazı varit görülmez ise maddi ve hukuki dayanağı bulunmadığı için reddi gerektiğini savunmuştur....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, somut olaya Türk Hukukunun uygulanması gerektiği, somut olayda davacının talebinin, genel kurul kararının hükümsüzlüğünün tespiti olmayıp, 500.000 USD'lik gemi satım bedelinin yarısına karşılık gelen bedelin kendisine tazminat olarak ödenmesi olduğu, zararın, tazminat davalarının temel öğelerinden birisi olduğu, davalılardan .... açısından, dava dışı ....’nin zarar görüp görmemesinin bir önemi bulunmadığı, önemli olan hususun bizatihi davacının bir zarar görmüş olması olduğudur ki, davacı yanın uğradığı bir zararı dosya kapsamında ispat edilemediği, dava dosyası kapsamında geminin satım bedelinin geminin maliki olan dava dışı şirket tüzel kişiliği adına ve onun menfaatine kullanılmadığı hususunun sabit olmadığı, davacının dolaylı zararın tazminini, davalılardan doğrudan bir alacak davası ile talep etmesinin Türk hukuku açısından mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/660 Esas KARAR NO: 2022/39 DAVA: Tanıma Ve Tenfiz (Yabancı Hakem Kararı ) DAVA TARİHİ: 24/09/2021 KARAR TARİHİ: 19/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ----gerçekleştirilen, ----dosya numarası tahtında --- tarihinde verilmiş olan tahkim kararın davalı’ya karşı tenfizine, Tüm yargılama giderlerinin, toplam ----tutarında damga vergisi ve noter masrafları ve ----- tutarında tercüme masrafları dâhil olmak üzere, vekâlet ücreti ile birlikte davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, hukuka aykırı bağıtlandığı iddiasıyla toplu ... sözleşmesinin hükümsüzlüğünün tespiti istemine ilişkindir. 2....
Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Taraflar arasındaki toplu iş sözleşmesinin hükümsüzlüğünün tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Tanıma; genetik babanın, nüfus memuruna, mahkemeye, noter veya konsolosluğa yazılı başvurarak düzenlenen resmi senette ya da vasiyetnamede belirtilen evlilik dışı çocuğun kendisinden olduğunu beyan etmesidir. Tanıma, kurucu yenilik doğuran, tek taraflı bir işlemdir. Rızaya bağlı olmayan, şarta ya da vadeye bağlanmayan, süreye bağlı olmayan, serbest olarak geriye alınamayan, önceden feragat edilemeyen bir işlemdir. Dolayısı ile tanıma beyanının ana ya da çocuğa yöneltilmesi de gerekmediği için onların kabul beyanına da ihtiyaç yoktur. Tanıma kurucu yenilik doğuran tek taraflı bir hukuksal işlem olduğundan genetik baba tarafından gerçekleştirilen irade beyanı ile çocuğun babası ile olan soybağı ilişkisi değişmektedir. Tanıma için davacının ehil olması, çocuğun başka bir erkekle soybağının bulunmaması ve çocuğun anasının belli olması gereklidir. Tanıma koşulları bulunmadığı taktirde ana veya çocuk, çocuğun ölümü halinde onun alt soyu tanımanın iptalini dava edebilirler....
Davacı koca tarafından açılan Emirdağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/415 esas – 2006/692 karar sayılı tanıma davasının 27.12.2006 tarihinde, kadının açmış bulunduğu aynı mahkemenin 2006/394 esas sayılı boşanma dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, boşanma davasının 08.11.2007 tarihli celsesinde ise, tanıma dosyasının boşanma dosyasından tefrikine, ayrı bir esasa kayıt yapılmasına karar verilmiştir. Dosya içerisinde tanıma dosyasının ve boşanma dosyasının fotokopisi bulunmaktadır. Gerek tanıma dosyasının, gerekse boşanma dosyasının aslının eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahal mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE oybirliğiyle karar verildi. 08.07.2009 çar....
in dürüstlük kuralına aykırı şekilde hareket etmek suretiyle hissedarların paylarını eritmeye ve haklarını kullanamaz hale getirmeye çalıştığının açıkça ortada olduğunu bildirerek ... tarihinde gerçekleştirilen genel kurul toplantısında alınan kararların kesin hükümsüzlüğünün tespiti ile iptaline, davalı şirkete özel denetçi atanmasına, mahkemece gerekli görülmesi halinde işbu davanın Kayseri ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İşbu davanın müvekkil şirketin genel kurul kararlarının iptalini konu almakta olup, TTK m. 448/3 uyarınca davacının şirketin muhtemel zararlarını karşılayacak teminat göstermesine karar verilmesi gerektiğini, davacıların genel kurulda alınan hangi nolu kararların iptalini istediğinin açık olmadığını, tümden genel kurulun iptali şeklinde bir dava ve talebin dinlenebilir ve tartışılabilir olmadığını, davacı ...'...