Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; MÖHUK'un tanıma ve tenfiz davalarında görev hususunu düzenleyen MÖHUK 51....
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, hakkında tanıma işleminin iptali istenen küçüğe kayyım atanması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun Madde 426. maddesinde 'Vesayet makamı, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya resen temsil kayyımı atar: Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa....' hükmü; 431. maddesinde ise 'Vasinin atanması usulüne ilişkin kurallar, kayyım ve yasal danışmanın atanmasında da uygulanır.' hükmü getirilmiştir. Diğer yandan aynı Kanunun 411. maddesine göre, “vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairesine aittir.“ düzenlemesi getirilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 29.04.2014 tarih ve 103.02/7094 sayılı " yetki isteminin kabulü" işleminin iptali ile yetki tespitinin hükümsüzlüğünün tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir....
in 400.000 TL ve 800.000 TL bedelli teminat mektuplarını verdiğini, müvekkilinin akaryakıt istasyonu için ruhsat ve istasyonlar bayilik başvurusunun kabul edilmediğini, akdin imkansızlık nedeniyle yerine getirilememesi sebebiyle bayilik sözleşmesinin hükümsüzlüğünün tespiti için açılan davada mezkur teminat mektuplarının tahsilinin durdurulmasına ilişkin 22.05.2007 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, yargılama sürecinde davanın kabulü ile sözkonusu mektupların hükümsüzlüğüne ilişkin kararın Yargıtay tarafından onandığını, davalı ...'in 04.04.2008 tarihinde teminat mektuplarının süreleri dolmuş olmasına ve 22.05.2007 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile mezkur teminat mektuplarının tahsilinin durdurulmuş olmasına rağmen 04.04.2008 tarihinden sonra da müvekkili şirketten haksız ve hukuka aykırı olarak “komisyon” adı altında 85.050,00 TL tahsil ettiğini, davalı bankanın hiçbir riski yokken komisyon adı altında aldığı tutarların hukuka ve hakkaniyete aykırı olup, davalı ...'...
+şekil" ibaresini 07.sınıfta tescili için başvurduğunu, bu başvuruya yaptıkları itirazın YİDK tarafından kısmen reddedildiğini, davalı şirkete ait başvurunun tescili halinde müvekkiline ait "..." ibareli markalarla karışıklığa yol açacağını ve müvekkiline ait tanınmış "..." markasının tanınmışlığından yararlanacağını, markanın ayırt edici karakterini zedeleyeceğini ve müvekkili şirketin itibarının yıpranacağını ileri sürerek, TPE YİDK’nun 14.11.2007 tarih ve 2007-M-6534 sayılı kararının iptali ile markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğünün tespiti ile marka sicilinden terkinine ve müvekkilline ait "..." markasının tanınmış olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : Davacının denklik başvurusunun reddedilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı işleminin iptaline, 20/02/2016 tarih ve 29630 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Tanıma ve Denklik Yönetmeliği'nin 10. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir....
;"Kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukukî sonuç doğurmaz." maddesi uygulama alanı bulacağını, müvekkilinin eylemlerinin hukuki anlam ve mahiyetini kavrayabilecek durumda olmadığı için ilgili pay devri sözleşmesi kesin hükümsüz olduğunu belirterek müvekkilinin devralan sıfatının bulunduğu şirket hisse devri sözleşmesinin kesin hükümsüzlüğünün tespiti ile devredene tekrar tescilinin sağlanmasını, bu hükümsüz sözleşmeye dayanarak şirketin kanuni temsilcisi ilan edilen müvekkilinin şirket müdürlüğü görevinin de hükümsüzlüğünün tespiti ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 2018 yılında kısıtlandığının dava dilekçesinde yer aldığını, davacının davalıdan 2012 yılında ... Kimya Ambalaj Tekstil Gıda İnş. San. ve Tic. Ltd....
davalılardan birinin ikametgahında dava açılabileceği kabul edilmek suretiyle mahkememiz yetkili bulunmuş, birleşen dosyanın davalısının yetki itirazına bu nedenle itibar edilmemiş; Tanıma ve tenfizi istenen hükmün de MÖHUK gereği tanıma ve tenfiz şartlarını taşıdığı belirlendiğinden, İŞ BU DAVANIN VE BİRLEŞEN ----------DAVANIN KABULÜ İLE, ------tarihli ve --------numaralı kararının TANINMASI ve TENFİZİNE, Tedbir talebinin dosya kapsamına nazaran REDDİNE KARAR VERİLMİŞ; İş bu karar taraf vekillerinin---- üzerine----- gönderilmiş, Daire ---------- Karar sayılı hükmünde: " 492 sayılı Harçlar Kanununun "--------" başlıklı 4....
Dava genel kurul kararlarının hükümsüzlüğünün tespiti veya iptali davasıdır. Davalı şirkete ait ticaret sicil dosyası ve Genel Kurul Toplantı tutanağı ve ekleri celp edilmiş, taraf delilleri toplanmış, bilirkişi rapor ve ek raporu alınmıştır. Bilirkişiler ... ve Prof. Dr. ......
O nedenle tanıma davası sonucunda verilecek hüküm, boşanma davasının neticesini etkileyecektir. Öyleyse tanıma davasının sonucunun bekletici mesele yapılması ve neticesine göre hüküm tesis edilmesi gerekir. Temyize konu kararın boşanma davasının reddine ilişkin olması, tanıma davasının bekletici mesele yapılmasını gereksiz kılmaz. Aksi durumda, biri yabancı mahkemece verilmiş ve tanıma kararı ile "kesin hüküm" vasfının kazanmış olan bir boşanma kararı, diğeri de bundan sonra açılmış olan boşanma davasının reddine ilişkin karar olmak üzere, aynı taraflar arasında aynı konuda iki farklı kararın ortaya çıkmasına yol açar. Bu da kamu düzenini bozar. O nedenle tanıma davasının sonucu beklenmelidir. Hükmün bu sebeple bozulması gerektiği düşüncesiyle değerli çoğunluğun onama görüşüne iştirak etmiyorum....