ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2024/295 Esas KARAR NO : 2024/452 DAVA : Şirket Müdürler Kurulu Kararının Hükümsüzlüğünün Tespiti DAVA TARİHİ : 13/05/2024 KARAR TARİHİ : 04/07/2024 Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili davacının davalı şirketin kurucusu, hissedarı ve münferiden temsile yetkili iki müdüründen biri olduğunu, 08.10.2018 tarihli genel kurul kararı ile müvekkilinin dava dışı ... ile eşit yetkilere sahip müdürler olarak seçildiklerini, bu kararın tescil ve ilan edildiğini, ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2024/......
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, yurt dışından alınan mirasçılık belgesinin (veraset) Türkiye'de tanınması istemine ilişkindir. 2675 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Yasanın 35. maddesinde "Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir" hükmü yeralmaktadır. 4787 Sayılı Aile Mahkemeleri Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasanın 4. maddesinin 2. bendinde ise, 20.05.1982 gün ve 2675 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Yasaya göre, aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi işleminin ise Aile Mahkemesinin görevinde olduğu belirtilmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, tanıma beyanının tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, tanıma beyanının tespiti davasında DNA testi yapılmasının yasal olarak zorunlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 295 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 3....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/35 Esas KARAR NO : 2022/183 DAVA : Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti DAVA TARİHİ : 19/01/2021 KARAR TARİHİ : 17/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirket ...A.Ş. (Bundan böyle "..." olarak anılacaktır) ile davalı ... (Bundan böyle "..." olarak anılacaktır) arasında 09.07.2004 tarihinde imzaladıkları sözleşme neticesinde taraflar arasındaki ticari ilişkinin tesis edildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme ile müvekkili şirketin, ... numaralı dosya siparişlerini taahhüt ettiklerini, işbu davaya konu teminat mektubunun .......
DAVA : Davacı, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunun 45. maddesi uyarınca yetki tespiti belgesi olmaksızın yapılan Toplu İş Sözleşmesi'nin hükümsüzlüğünün tespiti ile Toplu İş Sözleşmesi'nin uygulanmasının durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 01/03/2016 gününde oybirliği ile karar verildi....
Sayılı takip dosyasında icraya konulup 27/12/2018 tarihinde icra zoruyla 364122,23 TL olarak ödeme yaptıklarını ileri sürerek netice talep kısmında; sözleşmenin hükümsüzlüğünün tespiti ile ödenen 364,122,23 TL'nin istirdatı isteminde bulunmuş istirdat istemine konu bu miktarla ilgili de gerekli harcın yatırıldığı anlaşılmıştır....
Sayılı takip dosyasında icraya konulup 27/12/2018 tarihinde icra zoruyla 364122,23 TL olarak ödeme yaptıklarını ileri sürerek netice talep kısmında; sözleşmenin hükümsüzlüğünün tespiti ile ödenen 364,122,23 TL'nin istirdatı isteminde bulunmuş istirdat istemine konu bu miktarla ilgili de gerekli harcın yatırıldığı anlaşılmıştır....
MÖHUK. m. 58/1) Tanıma halinde de, yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder (5718 s. MÖHUK. m. 59). Başka bir ifade ile, yabancı mahkeme ilamı boşanmaya ilişkin ise, taraflar, tanıma kararının kesinleştiği anda değil, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği anda boşanmış sayılırlar. Boşanma kararının inşai etkisi, tanıma kararıyla değil, yabancı ilamın kesinleştiği andan itibaren doğar. Şu halde, yabancı mahkeme kararının tanınmasına ilişkin istekler, yabancı ilamın kesin hüküm ve kesin delil olarak kabulünün "tespiti" talebinden ibarettir. Dolayısıyla, bu bir boşanma davası olmadığına göre, Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesinde yer alan boşanma davası sırasında eşlerden birinin ölümü halinde, ölen eşin mirasçılarına tanınan "diğer eşin kusurunun tespiti" bakımından davaya devam edebileceklerine ilişkin hüküm, "tanıma" davalarına teşmil edilemez....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti ve iadesi davası olduğu, davanın banka ve teminat mektubunun verildiği şirkete yöneltildiği, banka yönünden işbu davanın tefrik edildiği, teminat mektubunun hükümsüz hale gelmiş olması veya hükmünü devam ettiriyor olması davalı banka için önem arzetmediği, taraflar arasında yapılan ödeme iddiasından dolayı hükümsüzlüğün tespiti davasında, diğer taraflar arasındaki ticari ilişkinin tarafı da olmadığından davalı bankanın pasif husumet ehliyeti bulunmadığına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Tarafların nüfus aile kayıt tabloları üzerinde yapılan inceleme de ,davacının dava dışı Çoşkun Çakı'nın nüfusuna "doğumla" kaydedildiği iddia edildiği gibi tanıma işleminin bulunmadığı annesinin ise Mesude Çakı olduğu anne ve kayden baba olan Çoşkun Çakı arasında evlilik bağının bulunmadığı, anne Mesude Çakı ile baba olduğu iddia edilen davalı T2'nın 13.09.1993 tarihinde evlendikleri anlaşılmıştır. Buna göre öncelikle davacının iddiasının araştırılarak nüfusa tescil dayanak belgelerinin ilgili nüfus müdürlüğünden celbi sağlanarak dava dışı Çoşkun'un nüfusuna kaydının doğumla mı, tanıma yolu ile mi gerçekleştiğinin tespiti yapılarak davacıya davasının açıklattırılmaması doğru görülmemiştir. Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. Esasen soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda, kişisel durum ile ilgili nüfus kaydında yer alan bilgi "doğru" olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir....