Aile Mahkemeleri TMK'nın 282 ve devamı maddelerinde sınırlı olarak belirtilen soybağının reddi (TMK'nın 286. vd.) babalık, tanıma, tanımanın iptali gibi davalara bakmakla görevlidir. Somut olayda; ...Cumhuriyet Savcısı tarafından açılan davanamede, davalılardan ...'nin 28/07/1986 tarihinde ... isimli şahıs ile evlendiği ve 06/07/2007 tarihinde ise boşandığını, nüfus müdürlüğünce onaylı 17/09/2010 tarihli tanıma senedi belgesi ile ... adlı çocuğun ... tarafından babası olarak tanındığı,...3. Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen kararı ile yaşı 05/05/2005 olarak düzeltilen ...'in 06/07/2007 tarihinde boşanan ... ve ...'ın evlilik birliği içinde doğan çocukları olduğunun anlaşıldığı belirtilerek, Nüfus Hizmetleri Kanunu ve Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik hükümleri gereğince 17/09/2010 tarihli tanıma senedi belgesinin iptali ile evlilik birliği içinde doğan ...'in babası ...'ın soyadını almasına ve aile kütüklerinde babası ...'...
Ş...” adına atılan imza ile hakkında her hangi bir araştırma yapılmayan “Kanyon Ofis Bloğu” isimli adrese yapılan 12/07/2007 tarihli teslime ilişkin, teslim alan imzası arasında benzerlik bulunması ve mobilyayı teslim eden kişi Leyla Şahin'in beyanının alınmamış olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; söz konusu irsaliyelerdeki teslim alan kısmında atılı imzaların sanığın eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi raporu aldırılması, teslim eden Leyla Şahin isimli kişinin mobilyaları kime teslim ettiği hususunda tanık olarak beyanının alınması, “Kanyon Ofis Bloğu” adresinin suç tarihi itibariyle kim tarafından kullanıldığının araştırılması ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un...
Bu hususun açıklığa kavuşturulması bakımından davacı asılın mahkemeye davet edilerek temyizden feragat edilmesi yönünde bir iradesinin sözkonusu olup olmadığının, vekile bu yönde bir talimat verip vermediğinin sorularak tereddüte meydan verilmeyecek biçimde beyanının zapta geçirilmesi, şayet isteği temyizden feragat etmek şeklinde ise ya vekile bu hususta açık yetki veren bir vekaletname düzenlenmesinin istenilmesi yada bizzat kendisinin bu konudaki (temyizden feragate ilişkin) beyanının alınarak kimlik tespiti yapılmak suretiyle imzasının onaylandıktan sonra düzenlenen belgenin dosya arasına konulması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Yerel Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 22.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın otobüs yolculuğunda tanıştığı katılana kendisini Yargıtay savcısı olarak tanıttığı, katıldığı bir kokteylde de çevresindeki kişilere kendisini aynı şekilde tanıttığı, zaman içerisinde katılanla ilişkilerini ilerleten sanığın bu dönem içerisinde adliyeye gidip geldiğinde tanıdığı kamu görevlileri ile selamlaşmak suretiyle katılanı bu hususta ikna edip bir süre sonra zor durumda olduğunu söyleyerek katılandan 2.000 TL borç aldığı, katılan parayı geri isteğinde ise inkar edip ödemediği, böylece dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan somut olayda; Katılanın, sanığın kendisini Yargıtay savcısı olarak tanıttığını beyan etmesi, bu hususta dilekçe ekinde belirten ve soruşturma aşamasında dinlenen tanık ... beyanının alınmamış olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; ...'...
Şti. adına kayıtlı ... nolu hattın kim tarafından kullanıldığının araştırılarak tespiti halinde tanık olarak beyanının alınması, ve sanığın ifadesinde belirttiği ....isimli şahsın tespit edilerek tanık olarak beyanının alınması, ayrıca olay tarihinde rahatsızlığı nedeniyle işten ayrıldığını beyan etmesi karşısında ... Hastanesi, ... Sağlık Ocağı, ... Devlet Hastanesinde tedavi görüp görmediğine ilişkin kayıtların getirtilerek incelenmesi sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalar yönünden, anılan kanun maddelerinin değerlendirilmesi gerekirse; tanıma tenfiz kararı verilmek koşuluyla, eşler yabancı mahkemenin boşanmanın kabulüne ilişkin verdiği kararının kesinleştiği tarih itibarıyla boşanmış sayılırlar. Bu yasal düzenlemeye göre, tanıma tenfiz kararı daha sonraki tarihlerde verilse dahi, evlilik birliği yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihte sona ermiş kabul edilecektir. MÖHUK'un 59. maddesi ile getirilen bu düzenleme sayesinde, eşlerin yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihten, tanıma tenfiz kararının verildiği tarihe kadar geçen ara dönemde edindikleri mal varlıkları, evlilik birliği dışında edinilen mal olarak kabul edilecektir. Diğer yandan, bu ara dönemde birbirlerine mirasçı olmayacaklar, duruma göre bu dönemde doğan çocuk evlilik dışı doğmuş sayılacaktır....
Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalar yönünden, anılan kanun maddelerinin değerlendirilmesi gerekirse; tanıma tenfiz kararı verilmek koşuluyla, eşler yabancı mahkemenin boşanmanın kabulüne ilişkin verdiği kararının kesinleştiği tarih itibarıyla boşanmış sayılırlar. Bu yasal düzenlemeye göre, tanıma tenfiz kararı daha sonraki tarihlerde verilse dahi, evlilik birliği yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihte sona ermiş kabul edilecektir. ......'un 59. maddesi ile getirilen bu düzenleme sayesinde, eşlerin yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihten, tanıma tenfiz kararının verildiği tarihe kadar geçen ara dönemde edindikleri mal varlıkları, evlilik birliği dışında edinilen mal olarak kabul edilecektir. Diğer yandan, bu ara dönemde birbirlerine mirasçı olmayacaklar, duruma göre bu dönemde doğan çocuk evlilik dışı doğmuş sayılacaktır....
Dava dilekçesinin 2577 sayılı Kanun'un 3. maddesi yönünden incelenmesi: Dava dilekçesinin incelenmesinden; dava dilekçesinin 'konu' bölümünde; Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Tanıma Ve Denklik Yönetmeliği'nin, 20/10/2023 tarih ve 32345 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Tanıma Ve Denklik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 1. maddesi ile değiştirilen (ğ) bendi ile devamındaki düzenlemelerin iptalinin istenildiği, 'sonuç' bölümünde 20/10/2023 tarih ve 32345 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Tanıma Ve Denklik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in içerdiği tüm düzenlemelerin iptali istemine yer verildiği, açıklamalar kısmında, Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Tanıma Ve Denklik Yönetmeliği'nin, 20/10/2023 tarih ve 32345 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Tanıma Ve Denklik Yönetmeliğinde Değişiklik...
Mevzuattaki tanıma ve tenfiz şartlarına ek olarak davayı gören Türk hakiminin kendi takdir yetkisini kullanması ve başkaca ölçütlere göre karar vermesi söz konusu değildir.Türk Hukuksisteminde tanıma veya tenfize konu olan yabancı mahkeme ve hakem kararının esas yönünden doğruluğunun incelenmesi de söz konusu değildir. Diğer bir anlatımla, hakim tanıma veya tenfize konu olan yabancı karara uygulanan hukukun doğru seçilip seçilmediğini, doğru uygulanıp uygulanmadığını, delillerin doğru takdir edilip edilmediğini incelemez. Bu kural, doktrinde revizyon yasağı ismiyle anılır. Hakim yalnızca kanunda ya da – varsa –milletlerarası sözleşmede öngörülen tanıma ve tenfiz şartlarının varlığına ilişkin bir inceleme yapar. (YABANCI MAHKEME VE HAKEM KARARLARININ TÜRKİYE’DE TENFİZİNDEKARŞILAŞILAN SORUNLARA İLIŞKİN BAZI TESPİTLER Doç. Dr./Assoc. Prof....
Tanıma beyanının, evlilik dışı çocuk ile babası arasında soybağını kurabilmesi, kanunda belirlenmiş şekil şartlarına uyularak yapılması hâlinde söz konusu olur. Tanıma beyanı, kanunun öngördüğü şekil şartlarına uyularak yapılmamışsa, bu beyan, babanın ana ile cinsel ilişkide bulunduğuna ve çocuğun bu cinsel ilişkiden meydana geldiğine ilişkin basit bir ikrarı niteliği taşır, çocuk ile baba arasında soybağının kurulmasını sağlamaz. Şüphesiz ki, babanın çocuğun kendi çocuğu olduğunu açıklayan bir beyanı tanıma beyanı niteliğindedir. Böyle bir beyanı bulunmaksızın, çocuğun mirasçı olarak atanması veya çocuğa nafaka verilmesi tanıma niteliği taşımaz. Tanıma beyanının, herhangi bir kişiye yöneltilmesi gerekli olmadığı için, beyanın varmasından da söz edilemez. Bu yönüyle, tanımanın hukuki sonuçlarını doğurabilmesi, ananın ya da çocuğun rızasına da bağlı değildir....