Bu olgu gözönüne alındığında kural olarak ve aksine bir hüküm bulunmadıkça taşınmaz üzerindeki muhdesatların mülkiyetinin tespiti dava edilemeyeceği gibi, mahkemelerce de muhdesatların taşınmazın arzına malik olanlar dışında başka bir kişiye ait olması sonucunu doğuracak şekilde hüküm verilemez. Ne var ki, çoğun içinde azın da bulunduğu, muhdesatların mülkiyetinin tespiti isteminin muhdesatların meydana getirildiğinin tespiti istemini de içerdiği gözönüne alındığında, mülkiyet tespiti istemiyle açılan davalarda, koşullarının varlığı ve davanın kanıtlanması halinde davaya konu muhdesatların davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine, mülkiyet tespiti isteminin ise reddine karar verilmesi gerekir....
İş Mahkemesi Dava, iş kazasının tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davalı Kurum vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf isteminin kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. I-İSTEM: Davacı vekili 03.10.2017 havale tarihli dava dilekçesi ile hizmet tespiti ve iş kazasının tespiti isteminde bulunmuştur. Mahkemece, hizmet tespitine dair davanın bu davadan ayrılarak yeni bir esasa kaydına ve davaya iş kazasının tespiti davası olarak devamına karar verilmiştir....
Ancak; 1- Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazın fındık bahçesi olarak kullanıldığı anlaşıldığından, taşınmaza fındık gelirine göre biçilecek değerden, ekilebilecek ürünlerin net gelirine göre belirlenecek zemin bedelinin indirilmesi suretiyle fındık ağaçlarının bedellerinin tespiti gerekirken, bu yönteme uyulmadan hesaplama yapan bilirkişi kurulu raporuna göre bedel tespiti, 2- Taşınmazın kapama fındık bahçesi olarak kullanılması nazara alınarak değerinin hesaplandığı ve bu bedelin diğer ağaçların bedelini de kapsadığı dikkate alınarak taşınmaz üzerinde bulunan fındık ağaçları dışındaki diğer ağaçlara ayrıca değer biçilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi, 3- 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesinin 8. fıkrasının sonuna “Kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılamaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitimi tarihinden itibaren kanuni faiz işletilir.” hükmü eklenmiş olduğundan...
Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1-h, 115 m.) 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 7.maddesi uyarınca, galle fazlasının alınabilmesi için galle fazlasını almaya müstehak vakıf evladı olduğuna dair kesinleşmiş mahkeme kararı gereklidir. Eski hukukumuza göre kurulan vakıflarda galle fazlasına müstehak vakıf evladı tespiti yönünden ise Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, öncelikle vakfeden ile kan bağının ispatlanması sonra da bu hususta vakfiyede öngörülen şartların gerçekleşmesi gerekir. Somut olayda; davacılar vekili, müvekillerinin vakıf evladı olduklarının tespiti yanında galle fazlası ödenmesine ilişkin vakfiyedeki şartların bulunup bulunmadığının, tespitini istemiştir....
Bu olgu gözönüne alındığında kural olarak ve aksine bir hüküm bulunmadıkça taşınmaz üzerindeki muhdesatların mülkiyetinin tespiti dava edilemeyeceği gibi mahkemelerce de muhdesatların taşınmazın arzına malik olanlar dışında başka bir kişiye ait olması sonucunu doğuracak şekilde hüküm verilemez. Ne var ki, çoğun içinde azın da bulunduğu, muhdesatların mülkiyetinin tespiti isteminin muhdesatların meydana getirildiğinin tespiti istemini de içerdiği gözönüne alındığında, mülkiyet tespiti istemiyle açılan davalarda, koşullarının varlığı ve davanın kanıtlanması halinde davaya konu muhdesatların davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine, mülkiyet tespiti isteminin ise reddine karar verilmesi gerekir....
davasının, tespiti istenen 01.10.1983 – 30.10.1983 tarihlerinden önce davacının başkaca sigortalılığı bulunmadığından doğal olarak anılan Kanunun 108'inci maddesi kapsamında sigorta başlangıç tarihinin tespiti istemini de içerdiğinin kabulü gerekir....
Ancak; 1- Mağdurlardan ...’in beyanında fuhuşa aracılık eden ve ismini ... olarak bildiği kişinin aynı duruşmada hazır bulunan sanık ... olmadığını söylemesi, tanık ...’in beyanında kendisine fotoğraf üzerinden teşhis işlemi yaptırıldığını, evi kiralayan sanığı teşhis ettiğini ancak emin olmadığını da kolluğa bildirdiğini söylemesi ve aynı duruşmada hazır bulunun sanığı tanımadığını, evi kiralamak için gelen kişinin de sanık olmadığını söylemesi ve mağdurlardan ...’ın kolluk beyanı ve fotoğraf üzerinden teşhisi dışında dosya kapsamında başkaca delil bulunmaması karşısında, beyanı karara dayanak yapılan mağdur ...’ın adresinin tespiti ile usulüne uygun şekilde duruşmaya çağrılarak beyanının alınması, dosyada mevcut iletişimin tespiti kayıtlarından ...... nolu telefon hattının iddianame dışı ...’a ait olduğu anlaşılmakla, bu kişinin de usulüne uygun şekilde dinlenilmesi, dosyada mevcut ...... nolu hatta ait iletişimin tespiti tutanaklarında ismi geçen kişilerden kimlik ve adresinin tespiti...
in yüz yüze getirilmek suretriyle sanığın tutanak düzenlendiği anda suça konu işyerinde bulunup bulunmadığının tespiti, sanığın abonelik yapılırken yanlış kimlik bilgileri verip vermediğinin tespiti için sözleşme örneklerinin katılan kurumdan getirtilmek ve gerektiği taktirde imza incelemesi yaptırılmak suretiyle yalan beyanda bulunup bulunmadığı ayrıntılı şekilde araştırılmadan, sanık hakkında eksik inceleme ve araştırma sonucu özel belgede sahtecilik suçundan beraat kararı verilmesi, 2-Sanıktan farklı birinin suça konu iş yerini tutanak tarihinde kullandığının tespiti halinde; hakkında suç duyurusunda bulunularak dava açıldığı taktirde bu yargılama ile birleştirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 3-Sanığın suça konu sayacı kullandığının tespiti halinde ise; 02.07.2012 tarihinde kabul edilerek, 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yoluyla İşlenen...
Köyü 261 ve 301 sayılı zilyetlik tespiti yapılan taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Ancak; 1-Taşınmazın sulu tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının % 4 uygulanması gerekirken, bu oranın % 5 kabulü ile az bedel tespiti 2-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan İkinci Derece Kara Askeri Yasak Bölge şerhi nedeniyle değer düşüklüğü uygulanmak suretiyle eksik bedel tespiti, 3-Kamulaştırılan alanda bulunan sundurmanın yapı bedeli hesabında değerlendirme tarihi olan 2014 yılı resmi birim fiyatları esas alınması gerekirken, 2015 yılı fiyatlarına göre fazla bedel tespiti, Doğru olmadığı gibi; 4-7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden, Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının...