Nihai karar niteliğinde olmayıp, delil tespiti konusundaki kararlara karşı istinaf kanun yolu açılmamıştır. Nitekim bu husus, HMK'nın 341. maddesinin gerekçesinde de, "...Bu yapılırken, tüm geçici hukuki koruma kararlarına değil, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz bakımından istinaf denetimi kabul edilmiş, bunların dışında kalan delil tespiti, defter tutulması ve mühürleme işlemi yapılması gibi hukuki korumalar için bu imkan tanınmamıştır" denilmek suretiyle konu açıklığa kavuşturulmuştur. Davacı vekili, ihtiyati tedbir yoluyla, davalı şirkete ait kayıt ve belgelere el konulmasını da istemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/223 Esas sayılı dava dosyasında aldığı son ücretin 2.200,00 TL olduğunun kabul edildiğinden bahisle, sigorta primine esas kazancının aylık net 2.200,00 TL olduğunun tespiti talebi ile dava açtığı anlaşılmaktadır. “Prime esas kazancın tespiti davası; işçinin gerçek ücreti ve SGK primlerinin tespiti ile prime esas kazancın tespiti talebine dayalı dava türü olduğundan, davacının gerçekte aldığı ücret bu dava yolu ile ispat edilecektir. Silivri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce 2016/595 esas sayılı dava dosyasında davacının davası reddedilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi’nin 23.05.2018 tarihli kararı ile bu karara karşı davacı tarafın yaptığı istinaf başvurusu “kuvvetli delil teşkil eden alacak davasının kesinleşmesinin beklenilmediği” gerekçesi ile kabul edilerek ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/595 Esas sayılı dava dosyasındaki davanın reddine dair 04.04.2017 tarihli kararı kaldırılmıştır....
Karşı taraf vekili 23/09/2021tarihli dilekçesi ile delil tespiti kararında vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini ileri sürerek kararın tavzihini istemiş, mahkemece 24/09/2021 tarihinde delil tespiti kararında hükmedilen vekalet ücretinin gerekçeli karar ile birlikte infaz edilebileceğine yönelik tavzih kararı vermiştir....
Somut olayda, davacı hizmet tespiti ile birlikte prime esas kazancın tespitini talep ederek dava açmıştır. Belli bir dönemdeki çalışmaların tespiti istemini içeren hizmet tespiti davası, özünde prime esas kazançların, prim ödeme gün sayılarının tespitini talebini içerir. Mahkemenin hizmet tespitine ilişkin ilamı ise işverenin Kuruma vermediği bildirgeler yerine geçecek belge niteliğindedir. Bu nedenle mahkeme dava sonunda vereceği kararda tespit edilen dönem için aylar itibariyle prim ödeme gün sayıları ile o dönemdeki günlük ücreti de belirtecektir. Bu itibarla hizmet tespiti davası ile birlikte açılan prime esas kazanç tespiti talebinde davacının dava açılmadan önce Kuruma başvuruda bulunmasına gerek bulunmadığı gibi birbiri ile sıkı bağlantılı olan bu talepler için ayırma kararı verilmesi de hukuka aykırıdır....
Başkanlığı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı, hizmet tespiti ile işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir. Mahkemece, yargılama sırasında hizmet tespiti davasının ayrılmasına karar verilmesine rağmen ... Başkanlığı gerekçeli kararın başlığında davalı olarak yazılmıştır. Bir davada ancak bu davanın tarafları hakkında (tarafların lehinde veya aleyhinde) hüküm verilebilir. Davada taraf olmayan üçüncü kişiler hakkında (o davada)hüküm verilemez. Bir davada taraf olmayan (üçüncü) kişiler adına hüküm verilemeyeceği gibi, üçüncü kişilerin hakları gözetilerek de karar verilemez. Mahkemece, hizmet tespiti davasının tefrikine karar verilmiş olmasına rağmen hizmet tespiti davasının yasal olarak hasmı olan ...’nun alacak davasında karar başlığında gösterilerek ... Başkanlığı hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olması bozma nedenidir....
Mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olup, 6552 sayılı Kanunun 11.09.2014 günü yürürlüğe giren 64. maddesiyle 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesine eklenen 4. fıkrasında yer verilen, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, davanın Kuruma resen ihbar edileceği, ihbar üzerine davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılan Kurumun, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabileceği hükmünün; işverence yasal süresinde verilmekle zorunlu sigortalılık tescilinin dayanağını oluşturan bildirgede işe giriş günü olarak yazılı olan bir günlük çalışma süresinin geçerliliğinin tespiti niteliğinde olan, dolayısıyla zorunlu sigortalı hizmetlerinin tespiti mahiyetinde olmayan eldeki davada uygulama yeri olmadığı gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme ile davalı Kurumun fer'i müdahil olarak gösterilmesi isabetsiz ise de, dosyadaki yazılara, delillerin takdirinde bir isabetsizlik...
(Muris)'in ölümünün tespiti, ... Nüfus Müdürlüğü kayıtlarındaki ... ile ....ndeki ....'nin aynı kişi olduklarının tespiti ile kayıtların düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar dava açtıkları dilekçelerinde; murisleri ....'ın ölüm tarihinin tespiti ile nüfusa tescilini, murisleri ... Kızı ... ile ....'...
A.. aleyhine 12/06/2014 gününde verilen dilekçe ile delil tespiti istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 13/06/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, delil tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, talep reddedilmiş; karar, tespit isteyen tarafından temyiz edilmiştir. Delil tespiti, ileride açılacak veya açılmış olan bir dava ile ilgili delillerin, bazı şartlar altında zamanından önce toplanıp güvence altına alınmasını sağlamak için kabul edilmiş bir müessesedir. 6100 sayılı HMK'nun 405. maddesi uyarınca delil tespiti dosyası asıl dava dosyasının eki niteliğinde olup bu dosyada verilen kararlar nihai kararlardan değildir. Delil tespit dosyasındaki işlemler açısından 6100 sayılı HMK'nun 403. maddesinde itiraz yasa yolu düzenlenmiş olup; temyiz yasa yolu açık bulunmamaktadır. Şu halde, temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Ancak; Dava konusu taşınmazlardan kanal geçmesi nedeniyle ifraz edilen 688 ve 714 nolu parseller için değer azalışı olacağı kabul edilerek değer tespiti gerekirken, büyük yüzölçümlü alanlar da dahil edilmek suretiyle değer azalışı miktarının fazla olarak tespiti, Doğru görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 31.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kira tespiti Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira tespiti davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira bedelinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı dava dilekçesinde kira bedelinin 01.03.2011 tarihinden itibaren aylık 790 TL den 2700 TL'ye çıkartılmasını talep etmiştir. Yine davacı tarafından açılan ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesi 01.11.2011 gün ve 2009/1676-2011/1581 sayılı dosyasında 01.03.2010 tarihinden itibaren kira bedelinin tespiti istenmiştir. Bu kira bedeli bir önceki yılın kira bedeli olduğundan dava konusu döneme ilişkin kira bedeli buna göre belirlenecektir....