Dava vesayet konusunda verilen kararın tanınması ve tenfizine ilişkindir. 5718 Sayılı MÖHUK’un “Görev ve Yetki” başlıklı 51.maddesi; “(1) Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. (2) Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sakin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye'de yerleşim yeri veya sakin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.” düzenlemesini içermektedir. Buna göre, yabancı mahkeme kararlarının tanıması ve tenfizi davasında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. Tanıma ve tenfiz kararının önemi dolayısıyla yabancı kararı veren mahkemenin hangi mahkeme olduğuna bakılmaksızın asliye mahkemelerinin görevli olduğu belirlenerek, tanıma ve tenfiz davasının, yerel mahkeme içinde sulh hukuk mahkemesine göre daha üst düzey bir mahkeme olan asliye mahkemesi tarafından bakılması amaçlanmıştır (Nomer, E.: Devletler Hususi Hukuku, İstanbul 2013, s. 492)....
tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması koşullarının varlığı gerekmektedir....
İSTİNAF KANUN YOLUNA BAŞVURU SEBEPLERİ: Talep eden istinaf dilekçesinde özetle; davacının kısıtlanması istenen Yılmaz Cincil'in kızı olduğunu ve davaya açmaya hukuki yararı olduğunu, 5718 sayılı MÖHUK m. 52/1’de “Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir” hükmündeki “hukuki yararı bulunan” ifadesi ile yabancı mahkemede görülen kararın davacısı veya davalısı olmayan; ancak, kararın Türkiye’de tanınması veya tenfiz edilmesi bakımından hukuki yararı olan kimsenin de Türk mahkemelerinde tanıma ve tenfiz talebinde bulunabileceğinin belirtildiğini, Yargıtay 2....
Bu halde, söz konusu hususun tenfiz mahkemesince nazara alınması ve araştırılması, 54. madde hükmünde sınırlandırıldığı üzere, ancak, aleyhine tenfiz talep edilen tarafından Türk mahkemesinde bu hususun ileri sürülmesi koşuluna bağlıdır. Bu husus ileri sürülmemiş ise, tenfiz mahkemesince nazara alınmamalıdır. Aksi halde, 50. maddedeki düzenlemenin şekli anlamda kesinlik dışında re’sen ve savunma hakkının ihlali mahiyetinde olup olmadığı hususu mahkemece araştırılacak olursa, bu durum, Dairemize yansıyan pek çok dava dosyasında görüldüğü üzere, Lahey Sözleşmesi’nin varlığına rağmen, kararın posta yolu ile yapılan tebligat ile Alman Kanunları mucibince kesinleştiği tespitinde bulunan Alman Temyiz Mahkemesi kararlarının yok sayılması anlamına geldiği gibi aynı zamanda o yer kanununa atıf yapan 5718 sayılı Kanun’un 50. maddesinin açık hükmünün de ihlali anlamına gelir ki, bu yaklaşımın pratik sonuçları itibariyle bir paradoksa yol açtığı da görülmelidir....
Asliye Hukuk Mahkemesi kararının 21.03.2011 tarihinde kesinleştiği, tenfiz davasının 5718 Sayılı Kanun'un 51. maddesine göre görevli ve yetkili olan ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açıldığı, aynı yasanın 52.maddesi gereğince tenfiz dilekçesinde tenfiz istemi için aranan tüm şartların yer aldığı ve mahkeme kararına kesinleşme şerhinin eklendiği, ... ile Türkiye Cumhuriyeti arasında mahkeme kararlarının uygulanması konusunda sözleşmesel bir karşılıklılık yok ise de, hukuki ve fiili karşılıklılığın bulunduğu, ayrıca Türkiye ve ...'...
Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır (MÖHUK m. 50/1). Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır....
teşkil edeceğini, davacının zararını azaltmak amacıyla gerekli tedbirleri almamasından kaynaklanan zararların hükmedilen miktardan indirilmesi gerektiğini, hakemin kendi ücretini kendisinin takdir etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek tenfiz talebinin reddini savunmuştur....
Davalı şirket vekili, husumet itirazında bulunduğu gibi tenfiz şartllarının da oluşmadığını bildirerek tenfiz isteminin reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre yabancı mahkeme kararının M.Ö.HUK'da bilirlenen koşulları taşıdığı, yasada gösterilen belgelerin de dosyada sunulu bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, İngiltere ... Bölgesi Yüksek Mahkemesi tarafından verilen 09.10.2003 tarihli kararın tenfizine karar verilmiş, hüküm davalı şirket vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 825.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 22.9.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu şartlar, tenfiz kararı verilebilmesi için bir nevi ön şart niteliği taşımaktadır.Yabancı mahkeme kararlarının Türk Hukukunda tenfizi için taşınmaları gereken ön koşullar, "Tenfiz kararı" başlığını taşıyan 50.maddede şöyle ifade edilmiştir. " Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk Mahkemeleri tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır." Somut olayda tenfizi istenen karar, yabancı mahkeme tarafından verilmiş olup eda hükmü içermekte ve Rusya Hukukuna göre 20/12/2018 tarihinde kesinleştiği yönünde apostilli şerh içeren bir karar olması itibariyle, kararın 50.maddedeki şartları taşıdığı anlaşılmaktadır.MÖHUK'un 50.maddesindeki şartları taşıyan bir yabancı ilam hakkında tenfiz talebiyle Türk Mahkemelerine başvurulması halinde, Türk Mahkemesi, yabancı ilamı aynı kanunun 54.madde hükmünde düzenlenen tenfiz şartları yönünden incelemek durumundadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :aile mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tenfiz - Kişisel İlişki Taraflar arasındaki davanın birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm tenfiz yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 06.11.2006...