Sözleşmenin V. maddesinde tenfiz engelleri (tenfiz talebinin reddi sebepleri ) sınırlı olarak sayılmıştır....
Kanunun 50 ilâ 57.maddeleri “tenfiz” e, 58 ile 59.maddeleri ise “tanıma”ya ilişkindir. 5718 sayılı Kanunun; “Tenfiz Kararı” başlıklı 50.maddesinin 1.fıkrasında: “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.” “Tenfiz İstemi” başlıklı 52.maddesinin 1.fıkrasının 1.cümlesinde:“Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir..”...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/447 esas sayılı dosyası ile tenfizine karar verildiğini ve tenfiz kararının Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleştiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalının tenfiz davasındaki avukatının banka hesabına 30/11/2012 tarihinde toplam 29.379,74 Euro ödemede bulunulduğunu, ancak davalının tenfiz kararına konu yabancı mahkeme ilamındaki tüm haklarını tahsil etmesine rağmen elinde kalan müvekkili şirkete ait hisse senetlerini iade etmeyerek sebepsiz zenginleştiğini, ayrıca aslında yabancı mahkeme ve tenfiz kararı gereği müvekkilinin davalıya 25.553,72 Euro ödeme yapması gerekirken fazladan 3.826,02 Euro fazla ödemede bulunduğunu ileri sürerek davalıda bulunan hamiline yazılı hisse senetlerinin müvekkiline iadesine ve 3.826,02 Euro’nun banka yoluyla gönderildiği tarihinden itibaren bankaların uyguladığı en yüksek döviz mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu bakımdan sözleşme hükümlerine göre yabancı bir ilam için Türkiye'de doğrudan icra ettirebilme olanağı olduğundan, tanıma ve tenfiz kararına gerek bulunmamaktadır. Davacının doğrudan icra ettirebilme imkanı olduğu halde tanıma ve tenfiz kararı talep etmesinde hukuki yarar görülmemiş, bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekmiştir" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, temyiz edilmeksizin 22.01.2015 tarihinde kesinleşmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/525 Esas, 2013/641 Karar sayılı dosyası ile yabancı mahkeme kararının tenfiz kararına dayandığı, tenfiz kararının ihtiyati haciz kararına itiraz eden şirket tarafından temyiz edildiği, MÖHUK 57/2 maddesine göre yabancı mahkeme kararlarına ilişkin verilen tenfiz kararları kesinleşmeden icraya konulamayacağı dolayısıyla borçlunun ihtiyati haciz kararına itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle MÖHUK 57/2 maddesi gereğince itirazın kabulüne karar verilmiş, hüküm ihtiyati haciz isteyen vekilince temyiz edilmiştir. Yabancı mahkeme kararının temyizine ilişkin karara dayanarak alacaklı tarafından ihtiyati haciz istenmiş, verilen ihtiyati haciz kararı borçluların itirazı üzerine kaldırılmıştır. Tenfiz kararı kesinleşmeden infaz edilemez ise de, bu karara dayanarak ihtiyati haciz istenmesine yasal bir engel bulunmamaktadır. İhtiyati haczi tamamlayan merasimin gerçekleşip gerçekleşmediği sonraki bir aşama olup, hükme gerekçe yapılamaz....
Mahkemece yabancı ilamın boşanmaya ilişkin bölümünün tanınmasına karar verilmiş, aynı ilamda yer alan velayete ve kişisel ilişki tesisine ilişkin bölümle ilgili tenfiz talebi reddedilmiştir. Velayete ve kişisel ilişki tesisine ilişkin tenfiz isteğinin reddi, davalının aynı kısımlarla ilgili ilerde açacağı tenfiz isteğiyle ilgili dava bakımından aleyhinde kesin hüküm teşkil edecektir. Bu bakımdan davalının, yabancı ilamın kısmen tanınan bölümüne ilişkin temyiz itirazları yerinde değil ise de; yabancı ilamın velayete ve çocukla davalı arasındaki kişisel ilişkiye dair bölümü hakkındaki tenfiz isteğinin reddi kararını temyiz etmekte hukuki yararı mevcuttur. Öyleyse açıklanan kısımlarla ilgili tenfiz şartları incelenip sonucu uyarınca karar verilmelidir. Sayın çoğunluğun onama ilamına bu yönüyle katılmıyorum....
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasanın 65 ve devamı maddeleri, 5510 sayılı Yasanın 96 ve 5718 sayılı Yasanın 50 ve devamı maddeleridir. 5718 sayılı Yasanın 50/1 fıkrasında “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.” 52. maddesinde “ (1) Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir. Tenfiz istemi dilekçe ile olur. Dilekçeye karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenir....
Ancak; yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan kararların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır (5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun m.50). Bundan ayrı yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi için, yabancı ilamın tenfiz koşullarını taşıdığının mahkemece tespiti gerekir (5718 s. MÖHUK. m.58). Tenfiz kararı sadece yenilik doğurucu (usuli) bir hükümdür. Türk Hukukuna göre, yabancı bir mahkeme hükmünün tenfiz edilebilmesi için, bu mahkeme hükmünün verildiği ülke hukukuna göre kesin ve icra edilebilir olması şarttır. Ancak, yabancı mahkeme hükmü Türkiye’de icra edilebilirlik gücüne sadece ve münhasıran Türk Hukuku'na göre verilen bir tenfiz kararıyla sahip olabilir....
Bu kanuni düzenlemeye göre, sonraki tarihlerde tanıma tenfiz kararı verilse dahi, evlilik birliği yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihte sona erer. 5718 sayılı Kanun'un 59. maddesiyle getirilen bu düzenleme sayesinde, eşler yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihten itibaren boşanmış sayılacaklarından tanıma tenfiz kararının verildiği tarihe kadar geçen ara dönemde birbirlerine mirasçı olmayacaklar, duruma göre doğan çocuk evlilik dışı doğmuş sayılacaktır. Bu düzenlemeyle, yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarih ile tanıma tenfiz kararının kesinleştiği tarih arasındaki ara dönemdeki belirsizlik ortadan kaldırılmıştır. Aksi takdirde, bu dönemde, henüz tanıma tenfiz kararı verilmediğinden evliliğin devam ettiğinin kabulü gerekir ve beraberinde çözümü zor yeni uyuşmazlıklara neden olur. Açıklandığı üzere; 59.madde, yabancı mahkeme ilamının maddi hukuk bakımından etkisinin hüküm ifade edeceği döneme açıklık getirmiştir....
DAVA : Tanıma Ve Tenfiz DAVA TARİHİ : 10/11/2022 KARAR TARİHİ : 18/01/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/02/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonucunda; Dosya incelendi....