Reklamda geçen "..." ifadesinin, resmi tanınma veya onay içermediği, ürünlerin hem iyi kalitede ve hem de uygun fiyatta olabileceği, birisi için diğerinden taviz verilmesinin gerekmediğinin vurgulandığı, bu nedenle tüketiciyi yanıltıcı mahiyette olmadığı, "..." ifadelerinde geçen, davalının hem üretici hem satıcı olması vurgusunun gerçeğe aykırı olmadığı, bu nedenle tüketiciyi yanıltıcı nitelikte olmadığı, hem üretici hem satıcı olmayanların kalitesiz veya pahalı ürünler sattığına ilişkin bir karşılaştırma veya kötüleme içermediği, bu ifadede rakipleri kötüleyici bir ibare bulunmadığı, "..." ifadesini kullanan kişinin baş aşağı gösterilmesinin tek başına rakipleri kötüleyici olarak kabulünün mümkün olmadığı, nitekim devamında "..." ifadesi ile tüketiciyi araştırarak karşılaştırma yapmaya çağırdığı anlaşılmaktadır....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, herkesçe bilindiği mütalaa edilen markaların tanınmış marka olarak kabul edileceği, bunun tespiti için marka kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin gerçek ve potansiyel tüketicilerinin, dağıtım kanallarında görevli kişilerin ve ilgili iş çevrelerinin görüşlerinin nazara alınması gerektiği, bu tespiti yaparken toplumun ilgili kesiminde markanın tanınma derecesi, markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, marka promosyonlarının hedef aldığı coğrafi alan, süre ve yoğunluk, marka tescilleri ile tescil suretiyle korunan alanın buyüklüğü, resmi makamlarca buna yönelik tesis olunan kararlar ve markanın ekonomik değeri gibi unsurların varlığından yararlanılabileceği, davacının tanınmışlık talebini gerçekleştirdiği 08.08.2007 tarihi itibariyle kişisel bakım ürünleri ve kozmetik sektöründe ticari faaliyette bulunduğu, ... ibareli 1993/145349, 1993/145348, 2004/33820, 2004/17598 ve 2003/24614 sayılı marka tescillerinin...
Birleşen dava yönünden; Davacı vekili birleşen dosya üzerinden 28.03.2019 tarihinde açtığı davada, doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim ile gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderler için 2.433,49 TL, müşterek çocuğun tanınma tarihine kadar olan bakım, masraf ve giderlerine denk gelen 33.254,79 TL olmak üzere toplam 35.688,28 TL maddi tazminat istemiş; mahkemece asıl dava gibi birleşen davanın da kabulüne karar verilmiştir. Birleşen dosyada asıl dosyada olduğu gibi iki ayrı talep mevcut olup ilki Türk Medeni Kanunu'nun 304. maddesinde düzenlenen ananın mali haklarına yönelik doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim ile gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderler ile çocuk ...'nın doğum tarihinden babanın tanıma tarihine kadar bakım, masraf ve giderlerin davalıdan tahsili istemine ilişkindir....
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Dışişleri Bakanlığı tarafından; usule ilişkin olarak adli yargının görevli olduğu, Alman Mahkeme kararının kesin delil teşkil etmediği, tanınma ve tenfize bağlı olduğu, esasa ilişkin olarak ise mahkeme kararı olmaksızın düzeltme yapılamayacağı, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. Yeşilli Kaymakamlığı tarafından; Mahkeme kararı olmadan kişisel durumun düzeltilemeyeceği, kararda dava konusu işin esasına değinilmediği, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir....
Bozma sonrası yapılan yargılamada; davalı Kurum tarafından, Avusturya mahkemeleri tarafından verilen boşanma ilamının tanınma ve tenfizi için 06.02.2014 tarihinde açılan dava neticesinde kabule yönelik kurulan hüküm Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2021/8407 Esas ve 2021/8403 Karar sayılı ilamı ile 10.11.2021 tarihinde onama yoluyla kesinleşmiştir. Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasanın 65 ve devamı maddeleri, 5510 sayılı Yasanın 96 ve 5718 sayılı Yasanın 50 ve devamı maddeleridir. 5718 sayılı Yasanın 50/1 fıkrasında “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.” 52. maddesinde “ (1) Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir. Tenfiz istemi dilekçe ile olur. Dilekçeye karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenir....
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacıya ait markanın, davalı markasının tescil başvurusunun yapıldığı tarih itibariyle 556 sayılı KHK'nın 7/1-ı md anlamında tanınmış marka olduğu, markadaki “CAPTAIN” ibaresinden dolayı davalıya ait markanın 32. ve 33. sınıflardaki alkollü ve alkolsüz tüm içecekler bakımından kullanılması durumunda 556 sayılı KHK'nın 8/4 madde de yazılı sulandırma, haksız yararlanma hallerinin söz konusu olacağı, öte yandan alkollü ve alkolsüz içkiler emtiasının benzer ihtiyaçları giderebildiği birbirleri yerine ikame edilebildikleri birbirleri ile karıştırılarak kullanılabildiği ve birbirlerini tamamlayabildikleri dolayısıyla 32. ve 33. sınıflardaki alkollü ve alkolsüz içeceklerin benzer sınıf emtialar olduğu, davacıya ait markanın tanınma derecesi ve “CAPTAIN” ibaresinden dolayı her iki markanın da bir korsana atıfta bulunmaları nedeniyle ortalama tüketiciler gözünde işletmesel bir bağlantı bulunduğu algılamasının meydana gelebileceği...
Tanınma ve tenfizi talep edilen Milletlerarası Ticaret Odası Tahkim Mahkemesi'nin 30.10.2010 tarih ve 15532/FM/G2 sayılı hakem davasının, davacısı ..., davalısı ...... olup eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası sonucunda davacının taleplerinin reddine davalı ... şirketinin 6.587,442,70 Euro tutarındaki alacağının 05.06.2008 tarihinden ödemenin yapıldığı tarihe kadar geçecek süre için hesaplanmak üzere işletilecek yıllık %5 oranındaki basit faiz oranının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine ve tahkim giderlerinin de davacı tarafından ödenmesine karar verilmiştir. Yabancı hakem kararının tenfizine ilişkin asliye mahkemesi kararı ile, hakem kararının mahiyetine göre karar ve ilâm harcı alınır. (492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 3/II. Maddesi) Buna göre yabancı hakem kararının tenfizini isteyen taraflar, başvurma harcı ve nispi harca tâbi davalarda peşin harç, dava açılırken peşinen alınır. (Prof. Dr....
a gönderdiğini, yargılama yerinin tarafların karşılıklı mutabakatı sonucu ... olarak tayin edildiğini, yapılan tahkim yargılaması soncunda, 27 Ekim 2011 tarihinde kesin karar verildiğini ileri sürerek, ICC Uluslararası Tahkim Mahkemesi tarafından verilen 27 Ekim 2011 tarih 16864/Z dosya nolu kesinleşmiş hakem kararı ve ekinin tanınma ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
MÖHUK. m.59) Diğer bir ifade ile tanınma, o ilamın doğurduğu inşai etkiyi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği ana kadar geriye götürür ve o andan itibaren ülke içinde kesin hüküm etkisini hasıl eder. Bu bakımdan, davalının ilk evliliği, tanıma kararının kesinleştiği tarihte değil, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği 2.7.1991 tarihinde sona ermiştir. Aksinin kabulü, “tanıma kararına” inşai hüküm niteliğini vermek olur ki; bu ise, tanımanın bir tespit niteliğinde olduğunu belirten yasal düzenlemeyle çelişir. Durum böyle olunca, davalının, ikinci evliliğini yaptığı tarihte “evli olduğu” kabul edilemez. İlk evliliği, tanıma kararının kesinleştiği tarihte değil, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği anda sona erdiğine (5718 s. MÖHUK m. 59) göre, ortada, ikinci evlilik bakımından bir mutlak butlan sebebi mevcut değildir. Bu hukuki durum karşısında, ikinci eşin iyiniyetli olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. Bu bakımdan davanın reddine karar verilmelidir....
Grup Şirketinin portföy tazminatı talebi hususu Anılı tazminat franchising sözleşmesi sonrası kurulmuş bir işletmenin franchisor tarafından haksız olarak sona erdirilmesi halinde, francihisee tanınma unsuru nedeniyle elde ettiği kazancın miktarını, francihisee'ye ödemesidir, ancak ... şirketi şubeleri olan ve tanınma unsurunu daha gerçekleştirmiş bir işletme olduğu gibi fesihin de haksız olmadığını, ... lehine tazminat şartlarının gerçekleşmediği tespit edilmiştir....