Ancak; 1-Katılanın soruşturma evresinde 03/10/2013 tarihli beyanında, sanığın elinde pense ile kapıyı açmaya çalıştığını gördüğünü beyan ettiği ancak kendisini tehdit ederken penseyi kullandığından bahsetmediği, kovuşturma evresinde ise elindeki pense ile tehdit ettiğini söylemesi karşısında, iki anlatım arasındaki çelişki giderilmeden ve kovuşturma aşamasındaki anlatıma üstünlük tanınma gerekçesi açıklanmadan 5237 sayılı TCK'nin 106/2-a maddesi ile hüküm kurulması, 2-Sanık hakkında diğer suçlardan alt sınırdan hüküm kurulmasına karşın, tehdit suçundan hüküm kurulurken söylenen sözlerin niteliği karşısında, alt sınırdan uzaklaşmayı gerektirir nedenlerin neler olduğu açıklanmadan, alt sınırın üstünde ceza tayini, 3-Sanığın gözaltında geçirdiği sürelerin 5237 sayılı TCK'nin 63. maddesi uyarınca cezasından mahsup edilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'...
Mahkemece, tenfiz talebinin reddine, tanınma talebinin kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı şirket aleyhine Paris Asliye Hukuk Mahkemesince verilen tahsil kararının tenfizine, bu mümkün olmazsa tanınmasına karar verilmesi için, bu davayı açmıştır. Mahkemece, iki ülke arasında anlaşma bulunmadığından, tenfiz talebinin reddine karar verilmiştir. Möhuk'un 38/a maddesi gereğince tenfize karar verilmesi için, karşılıklılık esasına dayalı anlaşma yahut o devlette Türk Mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiil uygulamasının bulunması gerekir. Öncelikle Paris Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılmalı, karar kesinleşmiş ise bu konuda fiil uygulama olup olmadığı araştırılıp ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir....
e tebliğe çıkarılan dava dilekçesi adreste tanınma- dığından bahisle iade edilmiş olduğu halde, gerekçeli karar aynı adreste Tebligat Yasasının 35. maddesi uyarınca tebliğ edilmiştir. Tebligat Yasasının 35. maddesine göre tebligat yapılabilmesi, muhataba daha önce aynı adreste yasaya uygun bir tebligat yapılmış olması koşuluna bağlı olup, bu koşul gerçekleşmemiş olduğundan gerekçeli kararın tebliğ işlemi de geçerli değildir. Bu nedenle davalının tebligata yarar açık adresi ilgili kurumlardan ve zabıta vasıtasıyla sıkı bir şekilde araştırılıp, Tebligat Yasası ve ilgili Tüzük hükümlerine uygun bir şekilde davalıya mahkeme kararının tebliğinin yapılması sağlanıp temyiz süresinin beklenmesinden, 3-Davalı ... Kılıç'a tebliğe çıkarılan gerekçeli karar öldüğünden bahisle iade edildiği halde sonrasında Tebligat Yasasının 35. maddesine göre tebliğ yoluna gidilmiştir....
ın beyanları arasındaki çelişkiler giderilmeden, çelişkinin giderilememesi halinde ise üstünlük tanınma nedeni gösterilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması, Kanuna aykırı ve sanık M.. C.. müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnağmedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 03/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece tanınma kararı verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, Türk Medeni Kanunun 321. maddesine aykırı olarak evlilik haricinde doğan ve annesi hanesinde nüfusa kayıtlı olan küçüğün davacının soyadını taşımasına sağlayacak ve idareyi işlem yapmaya zorlayacak şekilde baba hanesine kayıt ve tesciline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 12/10/2005 oybirliğiyle karar verildi....
nin kollukta yaptırılan müdafisiz fotoğraf teşhisine üstünlük tanınma gerekçesi açıklanmadan ve tanık ...'nin aşamalardaki beyanları ile teşhis tutanağındaki beyanı arasındaki çelişki giderilmeden CMK'nın 289/1-g maddesine aykırı olacak şekilde oluşturulan gerekçe ile hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz istekleri yerinde görülmüş olduğundan hükmün CMK’nın 302. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 7165 sayılı Kanunun 8.maddesi ile değişik CMK'nın 304/2.fıkrası uyarınca dosyanın Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi'ne gönderilmesine, bozma nedenine göre başka suçtan tutuklu veya hükümlü değil ise sanığın SALIVERİLMESİ için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazılmasına, 21/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tanınma ve tenfizi talep edilen .... 19.12.2013 tarih ve 146/2012 sayılı kararı ile 122.553,80 USD alacağın tahsiline karar verilmiştir. Yargılama sırasında davacı tarafından tanıma ve tenfizi talep edilen kararın tercümeleri sunulmuş, mahkemece, bozmadan sonra yeniden sunulan türkçe tercüme ve orijinal karara göre davanın açıldığı tarih itibariyle tenfizi ve tanınması talep edilen kararın kesinleşmediğinin anlaşıldığı her davanın açıldığı tarih itibariyle değerlendirileceğinden ilgili kararın kesinleştirilmesi ve yetkili makamlarca onanmasına ilişkin tamamlayıcı işleminin bu aşamada nazara alınamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemenin de gerekçesinde açıklandığı gibi yargılama sırasında sunulan tenfizi ve tanınması talep edilen kararın tercümeleri arasında farklılıklar bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu hali ile yapılacak değerlendirmenin sağlıklı olmayacağı açıktır....
CEVAP Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; yabancı mahkeme kararlarının idari yoldan da gerekli yerlere bildirilebileceğini, buna ilişkin yönetmelikte hangi makamlara başvuru yapılabileceğinin belirtildiğini, anılan yönetmelik hükümleri gereğince tanınma ve tenfiz başvurusunun yapılacağı merci İzmir Nüfus İl Müdürlüğü olduğunu, İzmir Nüfus İl Müdürlüğü'ne yapılan bir başvuru olmadığını, davacının öncelikle idari başvuruyu yapması, olumlu cevap alınamadığı taktirde aile mahkemesinde dava açması gerektiğini, doğrudan işbu davanın açılmasında hukuki yararının olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesi karar verilmesini talep etmiştir. III....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/748 KARAR NO : 2022/168 DAVA : Tanıma Ve Tenfiz DAVA TARİHİ: 12/11/2021 KARAR TARİHİ: 11/03/2022 DAVA : Davacı vekili mahkememize sunduğu ---- tevzi tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, --- sağlayan bir tacir olduğunu,---- ticari işletmenin kendisine ait olduğunu, Müvekkilin --- bulunan davalı şirket ile --- yıllarının belli dönemlerinde ticaret yaptığını ve davalı şirketin müvekkile ----- kaldığını, bunun üzerine müvekkilin, --- başvurduğunu,--- davalı şirketin müvekkile ----- borçlu olduğunun tespiti ve davalı şirkete kesilen vergilendirmeye tabi satış faturaları için icra emri verilmesinin hüküm altına alındığını, --------makamlarında da geçerli olabilmesi için mahkemece tanınma ve tenfizine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP : Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup davalı cevap dilekçesi sunmamıştır....
Ayrıca, ilamın icrası için tenfizi gerekir.Yabancı ülkede düzenlenen vasiyetnamenin yerine getirilebilmesi için öncelikle Türk Mahkemesi tarafından tanınması ve mirasçılar huzurunda açılıp okunarak birer suretinin tebliğ edilmesi gerekir.O halde, Mahkemece tanınma yerine tenfiz edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddi doğru görülmemiştir.Ayrıca, AAÜT’nin 7/2 maddesi uyarınca ön şart yokluğu nedeniyle davanın reddi halinde 2.kısım 2.bölümde yazılı şekilde vekalet ücreti hesaplanması (maktu ücret) gerekirken, nisbi vekalet ücreti taktiri de doğru değildir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....