Hukuk Dairesi'nin 30/09/2013 tarih ve 2-08 O 464/11 sayılı kararının tanınma ve tenfizine dair verilen karar, davalılar vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır. Bu kez davalılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalılar vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 27,10 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 389,49 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalılardan alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 20/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ın anlatımlarına diğer anlatımlardan üstünlük tanınma nedeni de açıklanmadan, soyut ve yetersiz gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi, b- Kabule göre de; aa-Sanığın tekerrüre esas sabıkasının bulunmasına karşın, TCK'nın 58. maddesinin uygulanmaması, bb-TCK'nın 53/1-(c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi, Kanuna aykırı ve sanık ...'...
Mahkemece, yabancı mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ilişkin kararın kesinleştiği, dava dilekçesi ile yabancı mahkeme kararının taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, MÖHUK 58. maddedeki tüm şartların oluştuğu kararın tanınma ve tenfizinin şartlarının bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Konya Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
Hukuk Dairesi'nin 30/09/2013 tarih ve 2-08 O 464/11 sayılı kararının tanınma ve tenfizine karar verilmiştir. Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,20 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 17/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
.; yukarıda söylenen hususları araştırmak, taşınmaz tapuda kayıtlı iken satılmışsa buna değer tanınma olanağı olmadığını düşünmek, davalının aynı zamanda yüklenici sıfatıyla hareket ederek alacağını davacıya temlik ettiği sonucuna varılırsa 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 23. maddesi uyarınca görev hususunu değerlendirmek, böylece hasıl olacak sonuca uygun bir hüküm kurmak olmalıdır. Bütün bu yönler üzerinde durulmaksızın çekişmenin esasının incelenerek hükme bağlanması doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 01.06.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Olayımıza gelince; “kiralananın düğün salonu olarak kullanılmasının mümkün olmadığı, ticari faaliyet itibariyle düğün salonu faaliyet yönetmeliğin 5/c maddesi kapsamında yürütülemeyeceği, ihtiyacın varlığının kabulü bakımından ihtiyaçlı kiralayanın oğlunun yapacağı iş ve ticari faaliyetin niteliği itibariyle kiracının şu anki faaliyetinden daha üstün nitelikte olmadığı, halen iş yapılan yer ile eş değer nitelikte olmaması nedeniyle mülkiyet hakkına üstünlük tanınma koşulunun davada gerçekleşmediği” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; Davacının İhtiyaçlı çocuğunun 31 yaşında olduğu, babasının yanında sigortalı olarak çalıştığı, kendi işini kurmak istediği ve halen düğün salonu olarak işletilen mecurda aynı işi yapacağı tanık beyanlarıyla kanıtlanmıştır. Kiralanan tahliye edilmeden yapılacak iş konusunda davacıdan girişimlerde bulunması istenemeyeceği gibi ihtiyaçlının babasının yanında çalışmasını devam ettirmeside beklenemez....
Mahkemece hatalı nitelendirme ve eksik araştırma ile hüküm kurulmuş olması doğru değildir.” hususlarına değinilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda yabancı mahkeme ilamının tanınmasına ilişkin karar yönünden davacının isteminin kanuni şartlara uygun olduğu, davacının tanınma talebinde haklı olduğu ve tenfiz yönünden ise bozma ilamı da göz önünde bulundurularak davalının ödeme yapıldığına ilişkin iddiası için Fransa ilgili mahkemesine istinabe yapılmasına karar verildiği, istinabe dönüşünün beklendiği dönemde davacı vekili tarafından borcun bir kısmının ödendiğini gösterir belgenin yeminli tercüman tarafından aslına uygun olarak Türkçe diline çevrilmiş örneğini sunduğu ve borcun bir kısmının ödendiği ancak tamamının yabancı ülke yetkili makamları tarafından usulüne uygun olarak infaz edilmediği, dava konusu talep yönünden kısmen kabul kararı verilemeyeceği, kısmi ödemenin varlığının infaz aşamasında gözeteceği ve yabancı mahkeme kararının kısmen infaz edildiğinin...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "... asıl hükümle ilgili davanın kabulü ile, Federal Almanya Cumhuriyeti, Offenbach am Main Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 300 C 14/09 numaralı dosyasından verilen 26/01/2010 tarihinde tefhim edilen kararın ve usulüne uygun olarak onaylanmış türkçe tercümesinin tanınma ve tenfizine, yargılama masrafları ile ilgili 30/12/2016 tarihli kararın tanınma ve tenfizi ile ilgili talebin reddine..." karar verilmiştir....
Tanınma ve tenfizi talep edilen Irak Kürdistan Bölgesi Yetkili Meclisi Süleymaniye İstinaf Mahkemesi'nin 19.12.2013 tarih ve 146/2012 sayılı kararı ile 122.553,80 USD alacağın tahsiline karar verilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 4. maddesinde yabancı bir mahkeme tarafından verilen ilâmların tenfizi için açılacak davalardan bu ilâmlarda hükmolunmuş şeyin değeri, nevi ve mahiyetine göre (1) sayılı tarife gereğince harç alınacağı, 16. maddesinde değer ölçüsüne göre harca tâbi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerlerin esas olduğu, 28. maddenin (a) bendinde karar ve ilâm harçlarının dörtte birinin peşin geri kalanın kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödeneceği, 32. maddesinde de yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı konularında emredici hükümler bulunmaktadır....
Hukuk Dairesi Başkanlığının 19/01/2023 gün ve ... esas ... karar sayılı ilamı ile "... tanınma ve tenfizi istenen hakem kararının taraflara aynı zamanda davalıya tebliğ edilip edilmediğine dair tercümeleri içerir bilgi ve belgeler celbedildikten sonra yapılacak değerlendirmenin sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ,eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve hukuka uygun bulunmamıştır..." gerekçesi ile kaldırılmıştır....