kabul edildiğini, bu kararın yerinde olmadığını, davalının uyuşmazlık konusu sözleşmeyi akdederken kendisini neyin beklediği hakkında bilgi sahibi olduğunu, dava konusu sözleşme ile bağlanma iradesine sahip ve yükümlülüklerinin farkında olduğunu, müvekkilinin en doğal hakkı olan organizasyon bedelinin davalıya iade edilmesinin davalıyı sebepsiz zenginleştirecekken müvekkil şirketinde ticari hayatına sekte vurmasına sebebiyet vereceğini, müvekkilinin almış olduğu organizasyon bedelinin katılımcılara sunmuş olduğu hizmetin bir bedeli olduğunu, organizasyon bedelinin bir hizmet bedeli olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulünü hakem heyeti kararının kaldırılmasını, her türlü yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesini, hakem heyeti kararının icrasının tedbir yoluyla durdurulmasını talep ve dava etmiştir....
Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacının, 2015 yılı için ihtirazi kayıtla verdiği gelir vergisi beyannamesi üzerine tahakkuk ettirilen gelir vergisinin kaldırılarak iadesi istemine ilişkindir. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma hükmüne uyulmak suretiyle istinaf başvurusu reddedilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Arsanın değerlendirilmesinin ticari iş olmadığı, servetin biçim değiştirmesi olarak değerlendirilmesi gerektiği, ticari organizasyon ve devamlılık unsurunun bulunmadığı, taşınmazın arsa olarak satışı ile bağımsız bölüm olarak satışın arasında fark olmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Faaliyette ticari organizasyon ve devamlılık unsuru bulunduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'...
Ayrıca, davalı belediyenin satış işlemi sonucunda, davacılara ait muhtesattan dolayı bir bedel almadığı anlaşılmaktadır. Bu hususta bir zenginleşmesinin bulunmadığı gözetilmeden muhtesat bedeline hükmedilmesi ve davacıların ödedikleri toplam taksit tutarının karşılığının bilirkişice hesaplandığı, hesaplandığının gözetilmemesi, ayrıca, ödenen bedellerin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline dair hüküm kurulmuş olması da usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Davacılar vekili, müvekkili şirket ile dava dışı ... arasında tanıtım faaliyetlerinin organizasyon işini üstlendiğini, müvekkili şirket yiyecek ikramları (catering) işinin ... tarafından yapılması konusunda anlaşmış olup bu anlaşma gereği müvekkili şirket rarafından ...'e çek verildiği, müvekkili ... ise davalı şirketle yaptığı sözleşme kapsamında müvekkili şirketin verdiği çeki davalıya verdiği, daha sonrasında böyle bir organizasyonun olmadığının öğrenildiğini, teklif alınan iş ve hizmetin görülmesinin imkansız hale gelmesi sebebiyle davalıdan çekin iadesi talep edildiğini, davalının çeki tahsil amacıyla bankaya ibraz etmesinin kötü niyetli olduğunu ve müvekkillerinin icra tehditi altında olduğunu gösterdiğini ileri sürerek müvekkillerinin dava konusu çekten dolayı davalıya borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; taraflar arasında davacıya ait dorsenin tamiri konusunda anlaşma sağlandığını, bu anlaşma kapsamında yapılan işin bedelinin 28.800 TL olduğunu, davacının bu bedeli 2 taksit olarak ödemesi konusunda anlaşma sağlandığını, ilk taksit için herhangi bir bono düzenlenmediğini, ikinci taksit için ise davaya konu bononun düzenlendiğini, davacının kötü niyetli olarak ilk taksit için yapılan ödemeleri bono için yapılmış gibi açıklama yaparak kötü niyetli davrandığını, bu hususun watsapp yazışmalarında da ortaya konulduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini ve davalı lehine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Açılan dava ilk önce Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin ... Esas sırasına kaydedilmiş, yapılan yargılama neticesinde görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosya mahkememize tevzi edilerek mahkememizin ... Esas sırasına kaydedilmiştir. TOPLANAN DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava itirazın iptali isteminden ibarettir....
Satılan ürünün ayıplı olması halinde tüketici 4077 Sayılı Yasanın 4.ncü maddesi gereğince, bedel iadesi içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi yada ücretsiz onarım isteme hakkına sahiptir. Tüketici bu haklardan istediğini kullanabilir. Somut olayda davacı sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkını kullanmıştır. Ne varki bedel iadesini isteyen tüketici satışa konu ayıplı malı da iade yükümlülüğündedir. Ayıplı malı iade edilmeden bedel iadesi istenemez. Tüketici ayıplı malı iade ettiği anda ödediği bedel için temerrüt faizi isteyebilir. Somut olayda ayıplı mal iade edilmediği halde ayıp ihbarının yapıldığı tarihten itibaren satış bedeline faiz yürütülmesi doğru değildir. Öte yandan satış bedelinin bir kısmının ... bu dava açıldıktan sonra ödendiği dosya içeriği ile sabittir....
olduğunu, huzurda işbu dava ikame edildiğini, esasa ilişkin olarak, müvekkilin hatalı bilgiler ile yanıltılması ve taahhüt edilen edimlerin yerine getirilmemesi sebebiyle, müvekkilce cayma hakkından haberdar olunan gün olan 18.12.2023 tarihinde cayma hakkı kullanılarak ilgili sözleşmelerin feshedildiğini, o güne kadar yapılan tasarruf birikim ödemelerinin iadesi ile peşin ödenen organizasyon bedelinin iadesi talep edildiğini, Yönetmeliğin 16/A ve 17....
ye yazı yazıldığını, 17.04.2019 tarihinden sonra dönene 9 aylık taksit toplamının iadesi gerektiğinin talep edildiğini, T10 Sigorta A.Ş.'nin 21.05.2020 tarihli cevap yazısında 123.210,26 TL'nin ödendiğini ve 3.000 TL sigorta poliçe masrafının 17.03.2020 tarihinde ödendiğini bildirdiğini, ödeme dekontlarının taraflarına verilmediğini, muris Hasan Atak'ın kullandığı ve T10 Sigorta A.Ş. Tarafından sigortalanan konut kredisinin sigorta şirketi tarafından tamamının ödenerek hesabın kapatılması nedeniyle murisin sağlığında ödediği ve ölümünden sonra müvekkilinden alınan Aralık ve Ocak ayı taksitleri toplamı olan 17.044 TL'nin müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ayrıca taraflar arasındaki sözleşmede belirtilen iptal koşulları incelendiğinde davacının organizasyon tarihinden 60 gün ve öncesinde sözleşmeden dönebileceği ve bu halde herhangi bir bedel ödemeyeceği anlaşılmakla, yapılan feshin 60 günlük süreden çok önce yapılmış olması da dikkate alındığında, ilk derece mahkemesinin sözleşme bedelinin davacıya iadesi yönünde icra takibinin iptaline karar vermesi usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere; Konya 2....
Noterliğince çekiliş yapıldığı maalesef bu çekilişlerde davacının isminin çıkmadığı; Davacının sözleşmede belirlenen KDV hariç 16.503.98 TL organizasyon bedelinin tamamının iade alamayacağı, buna karşın müvekkil şirketin davacının özel durumunu gözeterek organizasyon bedelinin 2.266,69 TL sının 07.01.2021 tarihinde iade edilebileceği “ şeklinde beyanda bulunularak davanın reddi talep edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, özel kanunlardan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. HSK'nın 564 ve 586 sayılı İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri işbölümüne ilişkin kararı gereğince " özel kanunlara göre yapılıp diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a ilişkindir....