Dava; TMK.nun 676. maddesi uyarınca miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz, şifahi taksimin yapıldığı tarihte ortak miras bırakan ... adına tapuda kayıtlı olup, TMK.nun 676/1-3. maddesi hükmüne göre; tapulu taşınmazlara ilişkin paylaşma sözleşmesinin geçerliliği tüm mirasçıların katılımı ile yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Sözleşmenin yazılı olmasına ilişkin şart, bir geçerlilik şartıdır. Davacı vekili, ortak muristen kalan taşınmazların taksim edildiğini, 1848 parselin devredilmesi konusunda şifahi olarak anlaştıklarını, pay bedelinin ödendiğini bildirmiş ise de yazılı bir belge ibraz etmemiştir. Kanunda yazılı şekil ispat şekli olmayıp geçerlilik şartı olduğundan mirasçılar arasında geçerli bir taksimin varlığından söz edilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taksim sözleşmesine dayalı iptal ve tescil davası ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki taksim sözleşmesine dayalı iptal ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 14.10.2010 gün ve 593/626 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi bir kısım davalılar Mustafa Acıran ve müşterekleri vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, davacı ve davalıların Yusuf Acıran mirasçıları olduğunu, TMK.nun 676. maddesine uygun olarak 15.05.2007 tarihinde yapılan miras taksim sözleşmesinde açıklandığı şekli ile taksime konu taşınmazların taraflar adına hisseleri oranında tapuya hükmen tesciline karar verilmesini istemiştir....
Davalılar vekili, davalıların taksim sözleşmesine katılmadığını, davalılar adına taksim sözleşmesini davacının imzaladığını, ancak sözleşmede davacının davalılara vekaleten imza attığına ilişkin bir bilginin bulunmadığını, bu nedenle sözleşmenin davalıları bağlamayacağını, ayrıca sözleşmenin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dayanılan taksim sözleşmesinin davalılar tarafından imzalanmaması ve davacının sözleşmeye davalılara vekaleten katıldığına ilişkin açıkça bir beyanın bulunmaması nedeniyle sözleşmenin davalıları bağlamayacağı, ayrıca Borçlar Kanunu'ndaki 10 yıllık genel zamanaşımının geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yazılı taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmazların da içinde bulunduğu toplam 34 adet taşınmaz için ... tarihinde taksim sözleşmesi yapılmıştır....
Paylaşma sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır (TMK m. 676). madde hükmünden de açıkça anlaşıldığı üzere elbirliği mülkiyetine konu mallarda ortaklar paylaşma sözleşmesi (miras taksim sözleşmesi) yapmış iseler bu sözleşmeyle elbirliği haline son vermiş olduklarından artık ortaklığın giderilmesi davası açamazlar. Mirasçıların aralarında yapacakları paylaşma sözleşmesi kendilerini bağlar. Paylaşma sözleşmesinin geçerli olabilmesi için paylaşma konusu şeyin mirasbırakana ait olması gerekir. Paylaşma sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmış olması ve bütün mirasçıların katılması zorunludur. Bütün mirasçıların katılmadığı paylaşma sözleşmeleri geçersizdir....
verilmiş kimse adına kayıtlı taşınmazlar yönünden mümkün olduğu, keza taşınmazın müşterek mülkiyet halinde olup mirasçıların yaptığı taksim sözleşmesinin TMK'nın 676. maddesi gereği iştirak halinde mülkiyette söz konusu olabileceği ve imzaları olması halinde mirasçıları bağlayacağı mirasçı olmayan üçüncü kişileri bağlamayacağı gözetilerek oluşan vicdani kanaat ile davanın reddine karar verilmiştir....
Şöyle ki; iddianın ileri sürülüş şekline göre dava, TMK'nun 676.maddesine dayalı taksim sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Malvarlığına ilişkin bir dava olduğundan dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nun 2/1.maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkemece hatalı değerlendirme ile davanın ortaklığın giderilmesi davası olarak nitelendirilip görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Dosyadaki bilgi ve belgeler ile tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
rızai ve fiili taksimin geçerli olabilmesi için tüm paydaşların imzası olması gerekmekte ise de; taksim sözleşmesinin imzası bulunmayan Abdil tarafından da kabul edilerek fiilen uygulanmış olması, taşınmazın 1980 tarihinden beri 40 yılı aşkın süredir bu taksim sözleşmesine uygun olarak kullanılıyor olması hususları dikkate alındığında TMK'nın 2. maddesi hükmü uyarınca taksim sözleşmesinin geçerli kabul edilmesi gerektiğini, bu nedenle taşınmazdaki paydaşlığın fiili ve rızai taksim sözleşmesine uygun olarak eylemli olarak sona erdirilmiş olması dikkate alınarak ortaklığın giderilmesi davasının reddine karar verilmesi gerekirken satış kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüş ve kararın kaldırılmasını istemiştir....
Bölge Adliye Mahkemesi dava konusu uyuşmazlığın miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteği olduğu, bu sebeple taşınmaz değerinin tamamı üzerinden değil davalıların miras payına karşılık gelen değer 360.000,00 TL üzerinden harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin hesaplanması gerektiği gerekçesiyle yeniden hüküm tesis etmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ..., ... ve ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalılar vekili, istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2....
Taksim olmadığı takdirde, bir mirasçının zilyetliği diğer mirasçılar adına sürdürülmüş sayılır. Bu nedenle sürdürülen zilyetliğin mirasçılık sıfatına dayalı olduğunun ve mülkiyeti kazandıramaycağının kabulü gereklidir. Hal böyle olunca, Mahkemece 04.10.1985 tarihli kati satış senedi başlıklı senet ile payını devreden ... yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar bakımından taksim olgusunun ispatlanamadığı, miras payının devrine ilişkin sözleşmelerin geçersiz olduğu ve TMK 713/2 maddesinde yer alan "ölüm" nedenine dayalı kazanma koşulları da oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur....
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 52 parsel nolu taşınmaza ilişkin tapu kaydının iptali ile bu taşınmazın toplam 3266 pay kabul edilerek 900 payının davacı... oğlu ... adına, 1183 payının davalı ...oğlu ... adına, 1183 payının davacı ... kızı ... adına, tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK'nun 676. maddesinde düzenlenen miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil davasıdır. Davacı vekilince, tarafların muris babalarından kalan dava konusu 52 parsel sayılı taşınmazın paylaşımının taraflar arasında 17.11.2012 tarihli sözleşme ile yapıldığı ileri sürülerek iptal tescil isteğinde bulunulmuştur. Anılan sözleşmenin yapıldığı tarihte dava konusu taşınmaz, paylı mülkiyet hükümleri uyarınca 1/2'şer hisse ile davalılar ... ve ... adına kayıtlı bulunmaktadır. Bu haliyle taraflar arasındaki 17.11.2012 tarihli miras taksim sözleşmesinin geçerliliğinden bahsedilemez....