Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yapılan bu açıklamalar kapsamında somut uyuşmazlık ele alındığında, davacı yan tarafından 6183 sayılı Kanuna dayalı olarak yapılan takip iptal edilmiş, açılan tasarrufun iptali davasının devamı sırasında 2004 sayılı İİK hükümlerine dayalı olarak takibe geçilmiş ve davalı tarafından yapılan takibe itiraz edilmesi üzerine davacı tarafından itirazın iptali davası açılmıştır. Uygulama ve doktrin tarafından yukarıda da belirtildiği gibi tasarrufun iptali davasında borçlu hakkında kesinleşmiş bir icra takibinin bulunması dava şartı olarak kabul edilmekte olup bu niteliğinden ötürü sözkonusu dava şartı noksanlığının giderilmesi iptal davasına ilişkin yargılama aşamasında da mümkündür....

    Aciz belgesinin varlığı sadece İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davaları için önkoşul olup 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davaları için ibraz edilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Varlığı zorunlu bulunan icra takibinin, dava tarihinden önce yapılmış olması bir zorunluluk olmadığından icra takibinin dava tarihinden sonra yapılmasının bir önemi yoktur.Önemli olan yargılama aşamasında borçlu hakkında icra takibinin varlığıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.3.2012 gün ve 2012/17-25,11/241 sayılı kararı ve 15.H.D.18.11.2003 T.5510E-5515 K.sayılı kararları da aynı doğrultudadır). Somut olayda davadan önce borçlu şirket müdürü ... hakkında yapılmış bir icra takibi yok ise de yargılama sırasında davacı tarafından bu eksikliğin giderilmesi için borçlu şirket müdürü davalı ......

      Mahkemece, davalı tarafından başlatılan icra takibinin davacının itirazı sonucu durduğu, takibe devam edilebilmesi için davalının itirazın kaldırılması ya da itirazın iptali davası açması ve olumlu sonuç alması gerektiği, bu haliyle davacının dava açmakta hukuki menfaati bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. İİK’nun 72.maddesi uyarınca, borçlu icra takibinden önce veya takipten sonra borçlu olmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Dava konusu icra takibinin itiraz üzerine durdurulmuş olması, itirazın iptali davası açılmadıkça borçlunun menfi tespit davası açmasına engel oluşturmaz. Somut olayda bu davanın açıldığı tarihte alacaklı tarafından açılmış bir itirazın iptali davası bulunmadığına göre davacının dava açmakta hukuki yararı mevcuttur. Mahkemece bu yönler bakımından yanılgılı değerlendirme sonucu davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi isabetsizdir....

        Mahkemece, icra takibinin yapıldığı Kartal İcra Müdürlüğü'nün, mahkemenin yargı çevresi içinde olmadığı gerekçesi ile açılan davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkin olup, itirazın iptali şeklinde açılmıştır.İcra ve İflas Kanununda itirazın iptali davası ile ilgili olarak yetkili mahkemeye ilişkin bir düzenleme bulunmadığından, itirazın iptali davasında yetkili mahkeme genel hükümlere göre belirlenir ve yetki itirazı ilk itirazlardan olup, mahkemece resen dikkate alınamaz. Mahkemece, hatalı değerlendirme ile icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olacağı gerekçesi ile resen yapılan inceleme üzerine yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

          - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı aleyhine çeke dayalı olarak başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu, davalı şirket ile müvekkili arasında taşınmaz alımı konusunda harici anlaşma yapıldığını, buna göre müvekkilinin davalı şirkete 30.000 TL ödemede bulunduğunu, ancak sonradan taşınmaz alımından vazgeçtiğini, davalının müvekkilinden aldığı para karşılığında çek verdiğini, borcunun 25.000 TL lik kısmını ödediğini ancak kalan 5.000 TL sini ödemediğini, çekin süresi içinde bankaya ibraz edilmediğini, zamanaşımına uğradığını ileri sürerek itirazın iptali ile takibinin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket temsilcisi, dava konusu çekten kalan 5.000 TL sının davacıya elden ödendiğini ancak herhangi bir belge yahut makbuz alınmadığını, davacının çeki de iade etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; müvekkilinin yemek bedeline ilişkin faturalardan kaynaklanan alacağının tahsili için, davalı aleyhine başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; dava konusu icra takibine dayanak yapılan faturaların müvekkili tarafından ödendiğini, zira faturaların kapalı fatura olduklarını belirterek, davanın reddini savunmuştur....

              İcra Müdürlüğünün 2016/... esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; aynı faturaların icra takibine konu edilmiş olup, yeniden açılan iş bu davaya konu icra takibinin aynı faturalara ilişkin olduğu icra takibinin derdest olarak açıldığı anlaşılmakla derdestlik itirazının yerinde olduğundan davanın derdest icra takibi nedeni ile dava şartı oluşmadığından usulden reddine karar vermek gerekmiş hüküm aşağıdaki şekilde tesis olunmuştur....

                Mahkemece, icra takibinin iptali ile davacı lehine 500,00 TL maddi ve 3.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir....

                  DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 28/04/2017 KARAR TARİHİ : 23/01/2018 GEREKÇELİ KARAR YAZILMA TARİHİ : 16/02/2018 GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; Müvekkili şirketin Lojistik Hizmeti işleri ile iştigal ettiğini, Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, müvekkili tarafından davalı şirkete verilen hizmetlere istinaden dava konusu alacağın dayanığını oluşturan faturaların düzenlendiğini, faturalara istinaden yapılan ödemelerin düşüldüğü, ancak davalı tarafça müvekkili firmanın bakiye alacağının talep edilmesine rağmen ödenmediği, anılan nedenlerle davalı şirket hakkında icra takibi başlatılarak ödeme emri tebliğ edildiği, davalı şirketin haksız ve yersiz şekilde icra takibine itirazda bulunarak takibi durdurduğu, yapılan haksız itirazın iptali ile icra takibinin devamına...

                    Tasarrufun iptali davası açılması koşullarından biri kesinleşmiş bir icra takibinin bulunmasıdır. İcra takibi, ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilmezse kesinleşir. Şayet borçlunun itirazı üzerine, alacaklı itirazın kaldırılması veya iptali davası açmışsa ortada kesinleşmiş bir icra takibi bulunmayacağından borçlu hakkında haciz uygulaması da istenemez ve dolayısıyla geçici aciz belgesi yerine geçecek haciz tutanağı veya kesin aciz belgesi verilemez. İcra takibine yapılan itiraz üzerine alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılmış ise mahkemece tasarrufun iptali davasında bu davanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerekir. Somut olayda icra takibine borçlu davalı şirket tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, ancak alacaklı davacı tarafından Dörtyol 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/84 esas sayılı dava dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı ve davanın derdest olduğu anlaşılmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu