İİK’nun 71. maddesine göre süresiz olarak ileri sürülebilecek olan zamanaşımı şikayeti ise, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi hali içindir. Somut olayda, takip dosyasında, borçlular adına gönderilen ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligat parçasının bulunamadığı icra müdürlüğünün 27.11.2015 tarihli kararında belirtildiğinden ve borçlulara daha sonra takiple ilgili bir ödeme emri gönderilmediği anlaşıldığından, muteriz borçlular yönünden kesinleşmiş bir takip bulunmadığı, borçlulara daha sonra yenileme emri ile birlikte ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı görülmüştür. Borçlular, itiraz dilekçesinde zamanaşımının oluştuğunu iddia ettikleri zaman dilimini belirtmemişler ise de, başvuru tarihi itibariyle henüz takibin kesinleşmediği, hukuki tavsifin ise hakime ait olduğu dikkate alındığında, borçluların başvurularının, İİK.nun 168/5. maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazı olarak kabulü gerekir....
İcra Hukuk Mahkemesi’nin 15.10.2015 tarih ve 2015/750 E.- 2015/705 K. sayılı kararı ile takibe dayanak ilam kesinleşmeden icra takibine konulamayacağı gerekçesiyle takibin iptaline karar verildiği ve kararda kesinleşme şerhi bulunmadığı, borçlunun takibin iptaline dair icra mahkemesi kararını icra takip dosyasına sunarak; takibin iptaline karar verildiğinden alacaklıya ödenen paranın iadesi için alacaklı vekiline muhtıra çıkarılmasını talep ettiği, alacaklıya 20.10.2015 tarihli ödenen paranın iadesine ilişkin muhtıranın tebliği üzerine alacaklının anılan muhtıranın iptali istemiyle icra mahkemesine başvuruğu, icra mahkemesince ödenen paranın iadesi için takibin iptaline dair kararın kesinleşmesi gerektiği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile muhtıranın iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır....
Mahkemece alacaklı tarafça borçlu idareye anılan yasa hükmü gereğince bir başvuru yapılmadan icra takibi yapıldığı gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmesi üzerine; karar alacaklı tarafından temyiz edilmiştir. Alacaklı vekili temyiz dilekçesinde; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesi gereğince karar tarihinden sonra Kuruma banka hesap numarası yazılarak yapılan başvurunun idareye 04.06.2015 tarihinde tebliğ edildiği, ancak yasal süre içinde para hesaba yatmayınca ve yasal süre geçtikten sonra 09.07.2015 tarihinde takibin başladığını ileri sürmüş ve buna ilişkin bir kısım belgeler eklemiş olup, mahkemece alacaklı vekilinin temyiz dilekçesine eklediği başvuru belgeleri incelenerek ve borçlunun şikayet dilekçesindeki ilamda asıl alacakla ilgili bir eda hükmü bulunmadığı yönündeki şikayeti de değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Mahkemece, ilk takipten geçerli bir feragat bulunmadığından ikinci takibin mükerrer olduğu belirlenerek taleple bağlı kalınarak şikayet kabul edilip her iki icra dosyasındaki haciz işlemlerinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. 20.01.2015 şikayet tarihi itibarı ile ... İcra Müdürlüğü'nün 2014/20192 Esas No'lu dosyası ile ... İcra Müdürlüğü'nün 2015/1091 Esas No'lu dosyadalarındaki takiplerin kesinleşmediği ve ihtiyati haciz aşamasında oldukları, her iki takibin genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi olduğu görülmektedir. Bu durumda, yukarıda özetlenen nitelikteki borçlu vekilinin şikayeti, ihtiyati haciz kararının mükerrer infaz edilerek hacizler konduğuna yönelik olup, takibin mükerrerliğine dair açıkça bir iddiası da yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, takibin kesinleştiği, borçlunun zamanaşımı süresinin dolduğunu ileri sürerek takibin iptali, takibin iptalinin mümkün olmaması halinde icranın geri bırakılması talebiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, dosyanın infaz edilmesi ve davanın konusuz kalması nedeniyle istemin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olup, yasal dayanağı İİK. nun 71.maddesidir....
nin 2021/4045 esas sayılı dosyasında görüldüğünü, bu uygulamanın kanuna ve usule aykırı olduğunu, faiz şikayeti incelenirken aynı mahiyette inceleme ile karşı dava konusu aşkın zararın belirlenmesinin mahkemeye yük getirmeyeceğini, faiz tartışmalarının anlamsız olduğunu, bu sebeple TBK'nın 122/2. maddesi gereği işlem yapılması gerektiğini belirterek tefrik olunan istinaftaki davanın bu dava ile birleştirilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı/borçlunun başvurusu, faiz yönünden ilama aykırılık şikayeti olup, davalı alacaklı cevap dilekçesi ile karşı dava açtığını belirtip, karşı dava olarak alacaklarının değer kaybının TBK'nın 122/2. maddesi uyarınca belirlenerek takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı istinaf başvurusunda, davacının şikayeti bakımından verilen karara yönelik bir istinaf sebep ve gerekçesi göstermemiştir. Davalının istinafı, karşı davanın tefrik edilmesinin hatalı olduğu nedenine dayalıdır....
Borçlu, meskeniyet şikayeti ile birlikte haciz işlemi tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerse, öncelikli olarak haciz işlemi tebliğinin usulüne uygun olup olmadığının denetlenmesi, usulsüz olduğunun saptanması ve borçlunun, haczi öğrenme tarihine göre 7 gün içinde meskeniyet şikayetinde bulunduğunun anlaşılması durumunda işin esasının incelenmesi gerekir. O halde, mahkemece, yukarıdaki açıklama doğrultusunda inceleme yapılması gerekirken, 103 davetiye tebliğinin usulsüzlüğü şikayeti incelenmeden haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenerek karar verilmesi isabetsiz olduğundan resen bakılan sebeplerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Resen bakılan sebeplerle HMK'nın 353/1- a-6. maddesi gereğince Kocaeli 1....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 71/2. maddesine dayalı zamanaşımı şikayeti olup, şikayetin yasal hasmı icra takibinin alacaklısıdır. Somut olayda, ...İcra Dairesi'nin 2012/1206 Esas sayılı takip dosyasında başlatılan çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde takip alacaklısının ... olduğu, icra mahkemesine yapılan zamanaşımı şikayetinde şikayet edilen taraf olarak ...'nin gösterildiği anlaşılmakla birlikte, adı geçen şirketin takibin tarafı olmadığı gibi dosya kapsamında bu şirkete yapılmış alacağın temlikine ilişkin bir belgeye de rastlanılamamıştır....
İİK'nın 170/a-son maddesinde (her ne suretle olursa olsun, ... borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise) takip dayanağı belgenin kambiyo senedi vasfını taşımadığı nedeni ile takibin iptal edilemeyeceği hükmüne yer verilmiştir. Öte yandan, bonoların taraflar arasında düzenlenen 22.12.2004 tarihli sözleşme uyarınca verildiği ihtilafsız olup, bu sözleşmede yer alan muacceliyet şartı nedeniyle borçlunun vadeye yönelik şikayeti de yerinde değildir. O halde, mahkemece borçlunun borcu kısmen kabulü dikkate alınarak, İİK'nın 170/a-son maddesi uyarınca şikayetin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Kabule göre de; borçlu, borcun 2.300,00 Euro'luk kısmını kabul ettiği halde talebi aşar şekilde takibin tamamının iptali doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamlı icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; aleyhine aynı ilama dayalı olarak mükerrer takip yapıldığı şikayeti ile son takibin iptalini talep ettiği, mahkemece, davanın kabulü ile anılan takibin iptaline hükmolunduğu görülmektedir. 6100 sayılı HMK'nin 30. maddesinde; “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” hükmü yer almaktadır....