Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Takibin kesinleşmesinden sonraki safhada borçlu İİK'nun 71. maddesine göre itfa imhal veya zamanaşımı itirazında bulunabilir. Somut olayda bononun vadesi gelmeden takibe konulduğu şikayeti süresinde yapılmadığından takip asıl alacak ve ferileri ile birlikte kesinleşmiştir. Borçlu takibin kesinleşmesi sonrası dönemde ise icra mahkemesine başvurarak ödeme nedeniyle borcunun kalmadığını da ileri sürdüğüne göre mahkemece icra dosyasına yapılan ödeme dikkate alınarak borçlunun isteminin İİK'nun 71. maddesi kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, süresinde yapılan bir şikayet bulunmadığı halde takip tarihinde borcun vadesinin gelmediği dolayısiyle muaccel olmadığı gerekçesiyle takibin iptali yönünde hüküm tesis isabetsizdir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun şikayeti üzerine icra mahkemesince takibin iptaline karar verildiği, borçlunun bu kararı ibraz ederek hacizlerin kaldırılmasına ilişkin talebinin icra müdürlüğünce reddedilmesi üzerine, haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borçlu, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu şikayeti ile birlikte borca itirazda bulunmuş, mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, ödeme emrinin iptaline ve ıttıla tarihinin 28.03.2014 olarak tespitine, yine borca itirazı kabul edilerek takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....

        Somut olayda; her ne kadar dayanak çekteki ilk cironun lehtara ait olmadığı açıklanarak takibin iptaline karar verilmişse de, çek aslının incelenmesinde ilk cironun lehtara ait olduğu görülmektedir. O halde mahkemece; borçlunun, alacaklının yetkili hamil olmadığına yönelik kambiyo hukukuna ilişkin şikayeti yerinde olmadığından, borçlunun sair itiraz nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; çek aslı icra müdürlüğünden getirtilmeden çek fotokopisi üzerinde yapılan inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi ve İİK’nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Takibin kesinleşmesinden önce zamanaşımı itirazı İİK.nun 168/3. maddesine göre 5 günlük süreye tabi ise de, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede bonoda zamanaşımının geçtiğine ilişkin şikayet ise İİK.nun 71. maddesi göndermesi ile uygulanması gereken İİK.nun 33/a maddesine göre süreye tabi değildir (HGK.nun 4.11.1998 tarih ve 1998/12-763 E. - 1998/797 K.). Somut olayda 28.01.2013 tarihinde başlatılan takipte kambiyo senetlerine mahsus ödeme emri şikayetçi borçluya 27.03.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu tarafından, bu tarihten sonra şikayet tarihine kadar dosyasının işlemsiz bırakıldığı ileri sürülerek icranın geri bırakılması talep edilmiştir. O halde, takipten sonra gerçekleşen zamanaşımı şikayeti süresiz olarak ileri sürülebileceğinden şikayetin TTK.nun 749. maddesi koşullarında esasının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi isabetsizdir....

            İİK’nun 71. maddesine göre süresiz olarak ileri sürülebilecek olan zamanaşımı şikayeti ise, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi hali içindir. Somut olayda, takip dosyasında, borçlu adına gönderilen ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligat mazbatasının 15/02/2016 tebliğ tarihli olduğu, yenileme emrinin 24/11/2015 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine ödeme emrinin tebliğe çıkartıldığı, daha önceden tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin icra dosyasında bulunmadığı, dolayısıyla muteriz borçlu hakkındaki takibin kesinleşmediği, borçluya yenileme emri tebliğinden sonra ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı görülmektedir....

              nin 2021/4045 esas sayılı dosyasında görüldüğünü, bu uygulamanın kanuna ve usule aykırı olduğunu, faiz şikayeti incelenirken aynı mahiyette inceleme ile karşı dava konusu aşkın zararın belirlenmesinin mahkemeye yük getirmeyeceğini, faiz tartışmalarının anlamsız olduğunu, bu sebeple TBK'nın 122/2. maddesi gereği işlem yapılması gerektiğini belirterek tefrik olunan istinaftaki davanın bu dava ile birleştirilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı/borçlunun başvurusu, faiz yönünden ilama aykırılık şikayeti olup, davalı alacaklı cevap dilekçesi ile karşı dava açtığını belirtip, karşı dava olarak alacaklarının değer kaybının TBK'nın 122/2. maddesi uyarınca belirlenerek takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı istinaf başvurusunda, davacının şikayeti bakımından verilen karara yönelik bir istinaf sebep ve gerekçesi göstermemiştir. Davalının istinafı, karşı davanın tefrik edilmesinin hatalı olduğu nedenine dayalıdır....

              Borçlu, meskeniyet şikayeti ile birlikte haciz işlemi tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerse, öncelikli olarak haciz işlemi tebliğinin usulüne uygun olup olmadığının denetlenmesi, usulsüz olduğunun saptanması ve borçlunun, haczi öğrenme tarihine göre 7 gün içinde meskeniyet şikayetinde bulunduğunun anlaşılması durumunda işin esasının incelenmesi gerekir. O halde, mahkemece, yukarıdaki açıklama doğrultusunda inceleme yapılması gerekirken, 103 davetiye tebliğinin usulsüzlüğü şikayeti incelenmeden haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenerek karar verilmesi isabetsiz olduğundan resen bakılan sebeplerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Resen bakılan sebeplerle HMK'nın 353/1- a-6. maddesi gereğince Kocaeli 1....

              nde bulunan hesabına konulan haczin, İİK'nun 106-110. maddeleri gereğince kaldırılması talebinin reddine ilişkin 16.08.2013 tarihli memurluk işleminin iptalini talep ettiği, mahkemece, borçlunun başvurusu, takibin kesinleşmesinden sonra oluşan zamanaşımı nedeniyle takibin iptali talebi olarak değerlendirilip, 5411 sayılı Kanun'un 106 ve 141. maddelerine göre fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi 20 yıl olduğundan şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK'nun 26. maddesinde; ''Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez ......'' hükmü yer almaktadır. O halde, mahkemece, borçlunun ... Bankası A.Ş.'nde bulunan hesabına konulan haczin, İİK'nun 106-110. maddeleri gereğince kaldırılması talebinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, borçlunun talepte bulunmadığı zamanaşımı şikayeti ile ilgili hüküm kurulması isabetsizdir....

                İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaza 20.01.2014 tarihinde haciz konulduğu, borçlunun 22.01.2014 tarihinde... 9. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/104 Esas sayılı dosyasında borca itirazını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği görülmektedir. Takibin iptali talebi ile borçlunun icra takibinden, icra takip dosyası içindeki belgelerden ve şikayet konusu hacizden en geç bu tarihte haberdar olup, 14.04.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurusunun 7 günlük süreden sonra olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, şikayetin süre aşımından reddi gerekirken, esasının incelenerek kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

                  UYAP Entegrasyonu