WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu vekilinin başvurusu bu hali ile borca itiraz niteliğinde olup, borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur.” Somut olayda, mahkemece alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirmesi nedeniyle borçlunun itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, iptaline hükmedilmesi ve ayrıca takipte birden fazla borçlu olduğu gözetilmeden takibin tümü yönünden hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün belirtilen nedenlerle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......

    Madde 50'ye göre sözleşmenin yapıldığı yer icra dairesinin yetkili olduğunu, buna göre takibe yetkili mercinin Konya İcra Daireleri olduğunu, davalı yanın kötü niyetli olarak alacaklarını sürüncemede bırakmak amacıyla takibe itiraz ettiğini, yapılan itirazın iptaline karar verilmesi olduğu, davalı yanın süresi içinde yetkiye ve borca tüm ferileri ile birlikte itiraz ettiği ve takibin durdurulmasına dair karar verildiği, davacı tarafından süresi içinde itirazın iptali davası açıldığı, itirazın iptali davasının görülebilmesi için geçerli bir icra takibinin varlığına bağlı olduğu, İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin varlığından söz edilemeyeceği, borca itiraz eden davalı ...'in adresinin ... Cihanbeyli olduğu, davalı borçlu ... tarafından Konya ......

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalılar aleyhine ------dosyası ile başlatılan icra takibine davalılar tarafından yöneltilen itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlularının mahkememiz dosyasının davalıları olduğu, ---alacağına dayalı olarak toplam --- tutarlı ilamsız icra takibine davalılar borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür....

        Takip dayanağı senedin hangi ilişkinin teminatı olduğu, senet metninde belirtilmemiş ise de, ayrı bir sözleşme ile ispatlandığından, borçlunun başvurusu, bu haliyle borca itiraz niteliğindedir ve anılan itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a-5 maddesi uyarınca; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur.” Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5.maddesi uyarınca takibin borçlu yönünden durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, olayda uygulama yeri olmayan aynı kanunun 170/a-2 maddesi gereğince takibin iptaline hükmedilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile .......

          Somut olayda, borçlunun itirazında icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz ettiği dikkate alındığında, öncelikle incelenmesi gereken yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında inceleme yapılmadan ve bu konuda karar verilmeden, doğrudan borca itirazın kaldırılması istemi incelenerek karar verilmesi isabetsizdir. O halde mahkemece yapılacak iş, alacaklının, yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında karar verilerek şayet borçlunun yetki itirazı yerinde ise alacaklının isteminin reddine; aksi halde yetki itirazı kaldırıldıktan sonra borca itirazın incelenmesine geçilerek oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. 2) Alacaklının borçlu ... Tic. Ltd. Şti yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde; Alacaklı tarafından borçlu şirket hakkında 27/08/2013 keşide tarihli ve aynı tarihte ibraz edilen çeke dayalı olarak genel haciz yolu ile icra takibine geçilmiş ve adı geçene örnek 7 numaralı ödeme emri tebliğ edilmiştir....

            Ancak, ilamsız icra prosedürü içinde itirazın kaldırılması, borçlunun itirazı ile duran (m.66) ilamsız icra takibine devam edilmesini sağlayan bir yol olup, bir dava niteliğinde değildir. Açıklanan nedenlere ve mahkeme gerekçesine göre itirazın kaldırılmasına, takibin devamına ve tazminata hükmedilmesi gerektiğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1) b) 1) maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

            İİK'nun 169/a-1. maddesine göre, borca itirazın anılan maddede belirtilen belgelerle kanıtlanması zorunludur. Somut olayda borçlu iddialarını İİK'nun 169/a-1. maddesinde sayılan bir belgeyle ispatlayamadığı gibi alacaklının borca itirazı kabule yönelik bir beyanı da bulunmamaktadır. O halde mahkemece itirazın reddi gerekir iken alacaklının 26.01.2015 tarihli cevap dilekçesi yanılgılı değerlendirme ile "kabul" olarak nitelendirilip yazılı şekilde itirazın kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan kabule göre de; İİK'nun 169-a/5. maddesi uyarınca itirazın kabulü halinde takibin durdurulması gerekir iken iptal yönünde hüküm kurulmuş olması da doğru değildir....

              İcra Müdürlüğünün 2019/6708 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine konu edildiği, borçlu T3 itirazı üzerine Ankara 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/519 Esas, 2019/834 Karar sayılı ilamı ile senette vade tarihinin düzenleme tarihinden önceki bir tarih olması nedeniyle kambiyo senedi niteliğinde bulunmadığı gerekçesi ile İİK. 170/a. maddesi uyarınca takibin iptaline karar verildiği, bunun üzerine alacaklı tarafından senedin ilamsız takibe konu edildiği, borçlu vekilinin senetteki imzaya itiraz etmeyerek borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğu görülmüştür. İİK.'...

              Nitekim borçlu cevap dilekçesinde de 08.01.2013 tarihinde borca ve yetkiye itirazı üzerine takibin durduğunu belirtmiş, ancak 16.04.2013 tarihinde tebliğ edilen yeni ödeme emri üzerine herhangi bir borca itirazından bahsetmemiştir. Belirtilen sebeplerle, ilk ödeme emrinin mahkemece iptali üzerine 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük sürede İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca borçlu tarafından usulüne uygun bir borca itiraz söz konusu olmayıp, mahkemece mevcut bir borca itiraz bulunmadığından itirazın kaldırılması talebinin konusu yoktur. Mahkemece istemin bu nedenle reddi gerekirken esasının incelenmesi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...

                Ancak bu hak düşürücü sürenin başlaması için borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ edilmesi gerekecektir.Somut olayda davalılara (borçlulara) ödeme emri 15.12.2006 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlular süresinde 19.12.2006 tarihinde borca itiraz etmişlerdir. Takip itiraz ile birlikte İİK'nun 66/1 maddesi uyarınca kendiliğinden durduğundan icra müdürlüğünün takibin durduğuna dair karar almasına gerek bulunmamaktadır. Ayrıca borca itiraz dilekçesinin davacıya (alacaklı) tebliğ edilmesi sadece itirazın iptali davasının açılması için gereken 1 yıllık hakdüşürücü sürenin başlangıcı açısından önem arzetmektedir. Dava, İİK'nun 67. maddesine göre usulünce açıldığından davanın esasının görülmesi gerekirken koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu