Kısaca, itirazın iptali davasını gören mahkeme, kendi yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, öncelikle icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazı incelemek ve sonuçlandırmak zorundadır Eldeki davada; Davacı Kurum tarafından davalılar hakkında 18.07.2008 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan Kurum sigortalısı için yapılan masraf ve ödemelerin tahsili amacıyla ... 4. İcra Dairesinde ilamsız icra takibine geçildiği, icra takibine davalı borçluların yetki yönüyle de itiraz ederek takibin durmasını sağladıkları, borçlulardan ...’ ın ikametgahının bulunduğu .../Ferizli İcra Dairelerinin, diğer borçlu... Sigorta AŞ’ nin merkezinin bulunduğu ......
İcra Müdürlüğü'nün 2004/1973 Esas sayılı takip dosyası ile borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, ödeme emrinin 24.06.2004 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 01.07.2004 havale tarihli dilekçesi ile yetkiye ve borca itiraz ettiği ve takibin durduğu, dosya içerisinde takibin devamına yönelik itirazın kaldırıldığına ya da iptaline ilişkin herhangi bir karar bulunmadığı, 25.08.2005 tarihinde dosyanın takip edilmediğinden işlemden kaldırıldığı ve bu tarihten itibaren dosyada işlem yapılmadığı anlaşılmaktadır. Alacaklı tarafından .... icra Müdürlüğü'nün 2007/3462 Esas sayılı takip dosyasında aynı alacak ve teminata dayalı olarak borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, borçluya çıkartılan tebligatların iade edildiği ve dosyada borçluya yapılmış bir ödeme emre tebligatının bulunmadığı görülmektedir....
na kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verilmediğinden adı geçen eski yöneticinin imzaladığı bu bonolardan dolayı site yönetiminin sorumlu olmadığını ileri sürerek takibin iptalini istediği; mahkemece usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek takibin davacı yönünden iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlunun başvurusu bu hali ile İİK.'nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK.'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup; anılan maddenin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur.” hükmüne yer verilmiştir. O halde, mahkemece; borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir....
Somut olayda, davalı tarafından davacı aleyhine ilamsız icra takibine başlanmasından sonra alınan ihtiyati haciz kararına istinaden davacının malvarlığına ihtiyati haciz konulduğu, ödeme emrinin tebliğinden önce takipten haberdar olan davacının 26/08/2020 tarihinde borca itiraz ettiği, borca itiraz dilekçesinin 11/10/2020 tarihinde davalı vekiline tebliğ edildiği, davalı tarafça 7 günlük yasal süre içinde itirazın iptali veya itirazın kaldırılması istemi ile dava açılmadığı tartışmasızdır. Davacının yurt dışı adresine gönderilen ödeme emri borca itiraz dilekçesinin verilmesinden sonra TK'nın 25/a maddesine göre 14/10/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davacının borca itirazı ile takibin durduğu açıktır. Bu nedenle, davalı tarafından İİK'nın 264/2 maddesi uyarınca yasal süresinde itirazın iptali veya kaldırılması davası açılmadığından, ihtiyati haciz hükümsüz hale gelmiş olup, kararda herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....
maddelerine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 5. fıkrasında “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......
Bu haliyle borçlunun başvurusu borca itiraz niteliğinde olup, anılan itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a-5 maddesi uyarınca; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur.” Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin borçlu yönünden durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline hükmedilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Borçlunun başvurusu bu hali ile İİK'nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında mahkemece kabul edildiği üzere, İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup; anılan maddenin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre , İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 7....
takibin iptalini talep ettikleri görülmektedir.Borçluların başvurusu bu haliyle borca itiraz niteliğinde olup, anılan itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a-5 maddesi uyarınca; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur.”Mahkemece, borçluların borca itirazı kısmen kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin borçlular yönünden kabul edilen miktar yönünden durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, iptaline hükmedilmesi isabetsiz olup hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 8....
Tıp Merkezi Özel sağlık Hizmetleri ve Tesis Turizm San.Tic A.Ş.nin şirket ünvanı altına atacakları müşterek imza ile iki yetkili tarafından temsil edilebileceği düzenlenmesine rağmen , takibe konu senetin şirketin tek yetkilisinin, iki adet imza atması ile keşide edildiği ve bu hali ile bonoyu keşide eden Vedat Tekin'in şirketi tek başına temsil yetkisinin bulunmadığını ve müvekkili şirketin keşideci olarak sorumluluğunun doğmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır. Borçlunun başvurusu bu haliyle, borca itiraz niteliğinde olup, anılan itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a-5 maddesi uyarınca; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur.”...
nun 168/.... maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında mahkemece kabul edildiği üzere, İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin .... fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-.... maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması yoluna gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... Anadolu .... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 05.01.2016 tarih ve 2015/825 E. – 2016/......