Borçlu şirketin icra mahkemesi'ne başvurusu, İİK'nun 169 ve 169/a maddeleri kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın kabulü halinde, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekmekte olup, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 169/a-6. maddesinde; borçlunun itirazının esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde, kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının, alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edileceği belirtilmiş olup, alacaklının takipte en azından ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, İİK’nun 169/a-6. maddesi uyarınca; itiraz dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak, alacaklının tazminat ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İİK'nun 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davalarında yapılan icra takibinde usulüne uygun olarak borca itiraz edilmiş olması dava şartıdır. İcra takibinde borca itirazın süresi ve şekli İİK'nun 62. maddesinde düzenlenmiştir. Somut olayda Samsun 9. İcra Müdürlüğü'nün 2016/105746 Esas sayılı takip dosyasında ödeme emrinin borçlu T3 06.02.2017 tarihinde tebliğ edildiği, T3 tarafından İcra Dairesine sunulan 15.02.2017 tarihli dilekçe ile borca itiraz edildiği, İcra Dairesinin 15.02.2017 tarihli tensip tutanağı ile icra takibinin 50.000 TL yönünden durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Tebliğ ve itiraz tarihi dikkate alındığında ilamsız icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın yasal 7 günlük süreden sonra gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Süresinde ve usulüne uygun itiraz olmadığından takip kesinleşmiştir. Kesinleşen takibe karşı itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır....
İİK'nun 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davalarında yapılan icra takibinde usulüne uygun olarak borca itiraz edilmiş olması dava şartıdır. İcra takibinde borca itirazın süresi ve şekli İİK'nun 62. maddesinde düzenlenmiştir. Somut olayda... İcra Müdürlüğü'nün ....Esas sayılı takip dosyasında ödeme emrinin borçlu ...'e 06.02.2017 tarihinde tebliğ edildiği, ... tarafından İcra Dairesine sunulan 15.02.2017 tarihli dilekçe ile borca itiraz edildiği, İcra Dairesinin 15.02.2017 tarihli tensip tutanağı ile icra takibinin 50.000 TL yönünden durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Tebliğ ve itiraz tarihi dikkate alındığında ilamsız icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın yasal 7 günlük süreden sonra gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Süresinde ve usulüne uygun itiraz olmadığından takip kesinleşmiştir. Kesinleşen takibe karşı itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır....
'e ise ödeme emri tebligatının 07.07.2015 tarihinde yapıldığı, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının da; icra takibinden ve ödeme emrinin tebliğinden önce 15.05.2015 tarihinde alındığı görülmektedir. Öyleyse, icra takibi, mirası ret süresi geçtikten sonra başlatılmış olduğundan, olayda, İİK.'nun 53.maddesinin ve dolayısıyla aynı Kanun’un 16.maddesi hükmünün uygulama yeri olmadığı açıktır. Diğer taraftan, borçluların başvurusu, bu hali ile borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise; takibin şekline göre uygulanması gereken İİK.'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal yedi günlük süre içerisinde icra dairesine yapılması zorunludur....
İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir. Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir. Bilirkişi kök ve ek raporları, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve denetime elverişli olup hükme esas alınmıştır. Davacı şirketin 2019 ve 2020 yıllarına ait ticari defterlerinden, davalıya ait tutulan 2019 yılı cari hesap ilk kaydının 2018 yılından devir olunan 1.800,53 TL bakiye tutar olduğundan taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2019 yılından daha evvel başladığı, cari hesap kayıtlarına göre davalı tarafın ödeme ve iade faturalarından dolayı 36.598,93 TL alacaklı olduğu görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 4. İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 25.06.2013 gün ve 2012/357 E., 2013/208 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davacı işveren vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 16/09/2013 gün ve 2013/28821 E.-2013/18918 K. sayılı kararı ile; (…Davacı İsteminin Özeti: Davacı, davalı borçlunun haksız ve dayanaksız itirazının iptali ile takibin devamına ve davalı borçlunun %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödememesine karar verilmesini istemiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı borçlu vekili tarafından borca itiraz edilmiştir....
KARAR Davacı, Dava dışı Kooperatif ile aralarında bulunan tarımsal sulama aboneliği nedeni ile doğan muhtelif dönemlerine ilişkin enerji borcu ödenmeyince dava dışı kooperatif ve borca kefil olan davalılar aleyhine icra takibi yaptığını, davalı borçluların kefil oldukları borca haksız olarak itiraz ettiklerini, itirazın haksız olduğunu zira, davalılar ile aralarında 24.04.2003 tarihinde kooperatifin borçlarının taksitle ödenmesine ilişkin protokol yapıldığını, bu protokol ile davalılar protokol tarihinden evvelki dönem borçlarını ödemeye şahsen kefil olduklarını, bir kısım ödeme yaptıktan sonra ödemeyi taahhüt ettikleri 2002/11 döneme ait borcu ödemediklerini belirterek, itirazın iptali ile ödemeler düştükten sonra takibin 84.040,57- YTL üzerinden devamına ve %40'tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....
Bu borca itiraz ediyorum." şeklinde itiraz edildiği, icra müdürlüğünün 07/11/2018 tarihli kararı ile takibi durdurduğu, 14/10/2019 tarihinde şikayetin yapıldığı anlaşılmıştır. İİK'nun 62/4. maddesinde; "Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır" hükmü yer almakta olup, bu hükme göre, borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun, hangi kısma itiraz ettiğini ve miktarını açıkça belirtmesi gerekmektedir. Borçlunun "Alacaklının icra takibine konu ettiği ve dosyaya ibraz ettiği faturaya ait toplam borcumun miktarı bu kadar değildir. Bu borca itiraz ediyorum." şeklinde yaptığı itirazında borçlu, itiraz ettiği kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermemiştir. Bu durumda borçlunun itirazı geçerli değildir....
İcra Müdürlüğü'nün dosyasından tahsili amacıyla ilamsız icra takibi yapıldığı, ancak davalının yetkiye, borca ve fer’ilerine itirazı üzerine takibin yetkili icra müdürlüğü olduğu değerlendirilen Borçka İcra Müdürlüğü'nde devam edildiği, ancak davalının borca ve fer’ilerine itirazı üzerine takibin durduğu davacının ise davalının itirazının iptali ve takibin devamı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesi için eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamından; davacı tarafça sunulan ihlalli geçişe ilişkin tutanak ve fotoğraflar ile hükme esas alınan 30/01/2023 tarihli bilirkişi raporları incelendiğinde; davalı yana ait ve ihlalli geçiş yaptıkları fotoğraflar ile anlaşılan araçlar sebebiyle, davacı tarafça başlatılan icra takibinde davalının borca yaptığı itirazın yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
Esas sayılı ilamsız takip dosyası ile icra takibine girişildiğini ancak davalıların “borca, faize ve tüm fer'ilere" itiraz edilerek takibin durdurulması talep edilmiş ve İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, Gönderilen hesap kat ihtarnamesi üç davalıya da ... tarihinde davalılardan ... imzasına tebliğ edildiğini, borçlular tarafından her ne kadar borca ve ferilerine itiraz edilerek icra takibinin durdurulması talep edilmiş ve söz konusu itiraz dilekçesi sonucunda ilgili icra müdürlüğünce itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiş ise de yasal süre içerisinde ihtarnameye itirazda bulunulmamış olmakla borca, ferilerine, faize ve faiz oranına karşı yapılan itirazın hükümsüz olduğunu, davalı borçlular tarafından yapılan itirazların kötü niyetli olduğu ve zaman kazanma amacına dayandığı açık olmakla davalılar tarafından itiraz olunan takip tutarının % 20’nden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep ediyoruz....