Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Yargılama sırasında borçlu-davalı vefat ettiğinden mirasçıları davaya dahil edilmiş, ancak dahili davalılar duruşmaya katılmadığı gibi cevap dilekçesi de vermemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir....

    Mahkemece yapılan yargılama sonucu mirasın hükmen reddi nediyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Türk Medenî Kanununun 605/1. maddesinde "gerçek ret", 605/2. maddesinde ise "hükmen ret" düzenlenmiştir. TMK'nın 605/1. maddesi uyarınca miras ancak üç ay içinde reddolunabilir. (TMK m. 606) “Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” Bu hüküm çerçevesinde, mirasın hükmen reddi bir süreye tabi olmayıp, mirasçılar, alacaklılara karşı açacakları tespit davası ile terekenin borca batık olduğunun tespitini her zaman isteyebilecekleri gibi, mirasçılara karşı açılacak davada defi olarak da her zaman terekenin borca batık olduğu ileri sürülebilecektir....

    Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/264 Esas sayılı dosyasında mirasın hükmen reddi için dava açtıklarını bildirdikleri anlaşılmaktadır. Uyap’ta yapılan incelemede Ceyhan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/264 Esas sayılı dosyasında davacıların 17.12.2020 tarihinde muris İsmail Aysu’nun mirasının borca batık olduğunu iddia ederek mirasın hükmen reddi talebinde bulundukları, 30.09.2021 tarihli karar ile davanın kabulüne, vefat eden muris İsmail Aysu’nun terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile davacıların mirası hükmen reddetmiş sayılmalarına karar verildiği, hükmün kesinleşmediği görülmüştür. O halde, İlk Derece Mahkemesince, mirasın hükmen reddine dair davanın bekletici mesele yapılması ve bu davanın sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi ve istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmesi isabetli olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

      İcra Dairesinin 2020/884 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe davalı tarafından yapılan itiraz ile takibin durduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu belirterek davalının Zonguldak 1. İcra Dairesinin 2020/884 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, davalıların takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; SGK Denetmen raporu ve ekindeki tutanakları kabul etmediklerine, muris Azize Olkaç'ın ayrıldıktan sonra ölene kadar kızı ile yaşadığını, ölüm belgesinin yeğeni tarafından verildiğini, murisin boşandıktan sonra eşi ile birlikte yaşamadığını, murisinin terekesinin borcu batık olduğunu, ödemeden aciz halinde olduğunu, davalılar yönünden mirasın hükmen reddi durumunun gerçekleştiğini belirterek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili,davacı ile davalı ... arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiğini,diğer davalı ...'in sözleşmeye müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu ,kredi borcunun ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine icra takibine geçildiğini ,itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek ,itirazların iptaline,takibin devamına,icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili,davanın reddini istemiştir. Mahkemece,toplanan delillere ,benimsenen bilirkişi raporuna göre, takibin dayanağının kredi sözleşmesi ve bu sözleşmeye istinaden kullandırılan kredi olduğu, dosya kapsamına göre davalılardan ...'...

        Somut olayda; borçlu aleyhine yapılan takip nedeniyle, borçlunun murisi adına kayıtlı"Mersin İli, Yenişehir İlçesi, Bahçe Mah, 1154 Ada, 11 Parselde" bulunan taşınmazın borçlu hissesine 01/08/2022 tarihinde haciz konulmuş olup,borçlu tarafından 12/06/2015 tarihinde vefat eden muris Ziya Aktaş’tan kalan mirasın reddi davası açıldığı, Mersin 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/853 Esas ve 2015/1023 Karar sayılı ilamı ile mirasın reddi talebinin kabulü ile borçlunun muris Zahir Aktaş’ın mirasını reddettiğinin tespit ve tesciline karar verildiği görülmektedir. Bu durumda borçlunun taşınmaz üzerinde hacze konu olabilecek herhangi bir hakkı kalmadığından haczin kaldırılması şikayetinde bulunmasında da hukuki menfaati yoktur....

        İcra Müdürlüğü 'nün 2014/6896 Esas sayılı takip dosyası ile davalı hakkında takip başlattığını ancak davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu bu nedenle itirazının iptali ile takibin devamına ve %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, mirası reddettiğinden sorumlu olmadığını, kaldı ki muris ile davacı arasında iddia ettiği gibi hayvan bakım bedelinin söz konusu olmayıp satış olduğunu, davacının bedelini ödeyerek hayvan aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile davalının ... 8. İcra Müdürlüğü'nün 2014/6896 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20 oranında davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

          Davacı tarafından mirasın reddedilmesi nedeniyle ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesi yerinde ise davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ile yargılama giderlerinin davalı Kurum üzerinde bırakılması isabetli değildir. Davacı işbu dava dilekçesinde mirasın reddine dair davayı açtığını bildirmiş ve dava sırasında dosyaya mirasın reddi kararını sunmuş olmakla davalı Kurum dava açıldıktan sonra davacının mirası reddettiğinden haberdar olduğundan ve bu nedenle davanın açılmasına haksız olarak sebebiyet vermediğinden aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır....

            Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen bu ilkeye göre Mirasın red kararı icra takibinin başlatılmasından sonraki bir tarihte olduğundan itiraz süreye tabi değildir, bu nedenle davacılardan T1 hakkında verilen Mirasın Reddi Kararının kesinleşmiş olması ve diğer davacı T2 ile ilgili müteveffa hakkındaki Terekenin Tespiti davasının halen derdest olmasına rağmen davacı mirasçılar hakkında icra takibinin başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu sonucuna varılarak takibin iptaline karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Şikayetin KABULÜNE, İstanbul 2.İcra Müdürlüğünün 2018/42172 Esas sayılı dosyasında TAKİBİN ve İCRA EMRİNİN İPTALİNE, davacıların banka hesapları üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; dava dilekçesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, hukuki dinlenilme ve savunma haklarının ellerinden alındığını, davacıların İstanbul 9....

            İcra Müdürlüğü'nün 2013/4920 sayılı dosyasında takip başlatıldığını, davalının takibe haksız itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla davanın kabulü ile itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verlimesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı, dava dilekçesi ekindeki 02.05.2011 tarihli taksitlendirme protokolünde davacı ...'ın kefil olarak imzasının bulunduğunu, kefaletin Borçlar Kanunu 583/1. madde gereği geçerli olmadığını, dava dilekçesinde belirtilen adresin davalı tarafından kullanılmadığını, ....'ın terekesinin borca batık olduğunu, bunun defi yolu ile de ileri sürülebileceğini, talebin zamanaşımına uğradığını, davanın reddi ile davacı aleyhine %20 icra inkar tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....

              UYAP Entegrasyonu