Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın murisin borçlarını ödemesi nedeniyle mirasın gerçek reddinin iptalini, davalının İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2005/11094 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesini istemiştir. Davalı vekili, mirasın reddinin iptali davasının mirasın reddinden itibaren 6 aylık süre içerisinde açılması gerektiğini, bu sürenin geçtiğini, ... tarafından ...'a gönderilen paraların alacak borç ilişkisi nedeniyle gönderildiğini, murisin borçlarının ödenmesi için gönderildiğine dair bir kayıt bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, Türk Medeni Kanununun 617/1 maddesinde düzenlenen, 6 aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı, davalının murisinin alacaklısıdır. Kanun koyucu murisin alacaklılarına mirasçıların mirası ret hakkından mahrum olduklarının tespiti davası açma imkanı tanımıştır....

    Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkeme kararına katılmakla birlikte davalarının kabulüne karar verilmesine rağmen mahkemece yargılama harç ve giderlerinin üzerlerine bırakılması ve lehlerine vekalet ücretinin hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın açılmasında müvekkillerinin de kurusu bulunduğunu, mahkemenin gerekçesinin bu nedenle hatalı olduğunu, müvekkillerinin babalarının vefatı nedeniyle davalı tarafça müvekkilleri aleyhine takibe devam edilmesinde müvekkillerine yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığını, müvekkillerinin reddi miras kararı almış olup taraflarına gönderilen ödeme emri sonrasında ödeme emrinin kambiyo senedine mahsus takibe ilişkin olması nedeniyle takibin iptali için zorunlu olarak bu davayı açtıklarını, davanın reddi halinde karşı taraf lehine bir vekalet ücretine hükmedilecekse davanın kabulü halinde de davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davanın açılmasında müvekkillerine yüklenebilecek bir kusurun bulunmayıp...

    Hal böyle olunca, davalılar Murat Özen ve şirket vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, karar tarihinden sonra davalılar Murat Özen ve şirket yönünden davanın konusuz kaldığı, davalı Muhsin Özen yönünden ise tüm mirasçıların mirası reddetmeleri nedeniyle pasif husumet yokluğu oluştuğu gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı Murat Özen ve şirket hakkında konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı Muhsin Özen mirasçıları hakkında pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebi bulunmadığından icra inkar tazminatı talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı vekilinin yargılama gideri talebi bulunmadığından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı Muhsin Özen mirasçıları vekille temsil olunmuş ise de, pasif husumet yokluğunun istinaf aşamasında mirasın reddi ile gerçekleşmesi nedeniyle anılan davalı mirasçıları yararına vekalet ücreti takdirine...

    açıkça aykırı olduğunu, mirası red eden müvekkilinin murisi ile bir hukuksal bağ kalmadığı gibi davalı ile hukuksal bir borç doğuran bir işleminin de bulunmadığını, davalı yanın mirasın reddi kararının icra kararı kesinleştikten sonra dosyaya sunulmuş olması sebebi ile mahkeme ilamını istinaf ettiğini, ancak müvekkili tarafından alınan mirasın reddi kararı Sarız Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2019/121 esas sayılı 2020/1 K....

    SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/12/2020 NUMARASI : 2020/701 ESAS 2020/1896 KARAR DAVA KONUSU : Mirasın Gerçek Reddi KARAR : Gaziosmanpaşa 1....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Mirasın reddine ilişkin davada Gelibolu Sulh Hukuk ve Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, mirasın reddi istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince; davanın miras açıldığı tarih itibariyle terekenin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen reddine ilişkin bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın mirasın hükmen reddi istemine ilişkin olması nedeniyle, çekişmesiz yargı işlerinden sayılacağı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; davacılar terekenin borca batık olduğu iddiasını belirterek murisin ölümünden itibaren 3 aylık yasal süre içinde kayıtsız ve şartsız mirası red ettiklerini belirtmişlerdir....

      Sayılı mirasın gerçek reddi kararı ile reddettiklerini , mirasın reddi davasını süresinde açtıklarını , İİK.nun 53. Maddesi uyarınca mirasçılar hakkında takip başlatılamayacağını beyan ederek takibin iptalini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; icra takibinin kesinleşmesinden önceki dönemde mirasın reddedilmiş olduğu hususunun maddi hukuka dayalı bir borca itiraz sebebi olduğu ,nitekim bu hususun Hukuk Genel Kurulunun 19.11.2014 tarihli ve 2013/12- 2240 E., 2014/929 K. sayılı kararında da benimsendiği, somut olayda borçluların takibin kesinleşmesinden önce TMK'nın 606. maddesine göre alınan mirasın kayıtsız şartsız reddedildiğine ilişkin sulh hukuk mahkemesi kararını, ödeme emri tebliğinden itibaren yasal yedi günlük sürede icra dairesine bildirmediği anlaşıldığından şikayetin reddine karar verilmiştir. Bunun üzerine, davacı-borçlu T1 tarafından süre tutum dilekçesi ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur....

      YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının öncelikle icra müdürlüğünden İİK'nın 53. maddesi uyarınca mirası red süresince takibin geri bırakılmasını talep etmesi, bu talebin reddi halinde mahkemeye başvurması gerekirken doğrudan şikayette bulunmasının usule aykırı olduğunu, davacının borca ve imzaya itirazda bulunması nedeniyle takibin iptali talebinde hukuki yararının bulunmadığını, davacının mirası red talebinde bulunmadığı gibi murise ait bir kısım eşyaları sahiplenmesi nedeniyle mirası kabul etmiş sayılacağını, ihtiyati haciz kararı nedeniyle yasal süre içinde takip başlatılması gerektiği için bu takibe geçildiğini bildirerek davanın reddine, bu talep kabul edilmeyecek olursa İİK'nın 53. maddesindeki mirasın reddi süresince icra takibinin geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir....

      İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından, mirasın reddi kararı nedeniyle davacıların ödeme emirlerine konu borçlardan sorumlu tutulamayacağı, davanın kabulüne ilişkin kararın gerekçesinin mirasın reddi kararı olduğu, mirasın reddi kararından Kurumun davadan önce davacıların Kurum'a ekli mirasın reddi kararları ile yaptıkları itirazlar ile haberdar olduğu anlaşılmakla mahkeme kararının maddi vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı görülmekle davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

      Bu durumda, borçlunun mirasın reddi nedeniyle kambiyo takibine yönelik başvurusu İİK.'nun 168/5. Maddesi kapsamında borca itiraz olmakla ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde ileri sürülmesi kanunen zorunludur. Davacı tarafça ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde belirtilen nedenle borca itirazda bulunulmuştur. Borçluların bu haliyle icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, bu itirazın kabulü halinde aynı Kanunun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesi kararı da bu yöndedir. HMK'nun 355. Maddesi kapsamında dairemizce resen dikkate alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır....

      UYAP Entegrasyonu