Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Alacaklı tarafından asıl ve birleşen dosya borçluları hakkında 3 adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine asıl dosya davacısı borçlunun yasal süre içerisinde; takipte belirtilen eski yönetici Mehmet Gümüş'ün de davacı müvekkili site yönetimi adına bono tanzim etme ve imzalama yetkisinin olmadığını ileri sürerek borca itirazı ile birlikte takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde gönderilmediğini ileri sürerek, ödeme emrinin iptali isteğiyle icra mahkemesine başvurduğu, Mahkemece davacının şikayeti kabul edilerek ödeme emrinin iptaline karar verildiği görülmüştür. (12 HD esas no: 2016/30133 karar no: 2016/23548) Karara karşı asıl dosya davacısı istinaf başvurusunda bulunarak takibin dayanağı olan belgenin bir nüshasının borçluya tebliğ edilmediği şikayetlerinin yanında ileri sürdükleri borca itirazlarının da incelenerek takibin iptali ve icra inkar tazminatı...
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, borçlunun talep dilekçesinde terditli olarak mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emrinin iptalini talep ettiğini, usulsüz tebligat nedeniyle ödeme emrinin iptali hususunda başvurulabilecek yolun icra memurunun muamelesinin şikayeti yolu olup şikayet yolunun kendine özgü sebepler barındıran dava ve takibin iptaliyle herhangi bir benzerliği olmayan hukuki bir yol olduğunu, borçlunun taleplerinin göz önünde bulundurulduğunda kendine özgü özellikleri olan iki yarı hukuki yolu icra mahkemesinden terditli olarak talep etmesinin göze çarptığını, takibin iptali ve şikayet yolunun kendine özgü özellikleri olan icra mahkemesinden talep edilebilen iki ayrı hukuki bir yol olduğunu, aynı usullere tabi olmayıp takibin iptali talebinin ve şikayet talebinin terditli olarak açılamayacağı gibi aynı dilekçe ile mahkemeden talep edilemeyeceğinden takibin iptali nedenleri somut olayda bulunmamasından dolayı taleplerin...
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;yerel mahkeme tarafından şikayetlerinden(24.08.2020 tarihi) yaklaşık 6 ay sonra duruşma yapmaksızın borca itirazlarını araştırmadan, kesinleşmeden bahsederek, şikayeti reddetmesi açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, kesinleşmemiş bir ödeme emri varken yeniden ödeme emri gönderilemeyeceğini, bu nedenle yeni gönderilen ödeme emrinin ve takibin iptali gerektiğini, alacaklıya yeni çek verilerek, borcun ertelenmesi ve ödeme için mehil kabul edilmesine rağmen yapılan bu icra takibi i.k.k. m.168/5. maddeye açıkça aykırı olup, takibin iptalini gerektirdiğini, müvekkilleri borcunun bir kısmını ödemiş ve kalan 75.000 USD’lik kısım için davalı firma baskı yapınca Müvekkilleri, davalı firma çalışanı Fikriye DİRİM tarafından 03.05.2017 tarihinde teslim alınan Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş....
Temyiz Sebepleri Borçlu temyiz dilekçesinde; şikayet ve istinaf dilekçelerini tekrarla, adı geçen vekilin sadece ceza davasında avukat olduğu, şikayete konu icra dosyasına vekaletin sunulmadığı iddiaları ile kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık usulsüz tebliğ şikayeti ile ödeme emrinin ve takibe konu senedin teminat senedi olduğu iddiasıyla takibin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, İİK 16, İİK 54/1., TMK 407., TK 32., ve sair ilgili madde hükümleri 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
İcra Müdürlüğünün 2021/3536 sayılı dosyası üzerinden başlatılan takip nedeniyle tarafına ödeme emri gönderildiğini, alacaklı olduğunu iddia eden tarafa takip talebinde söz konusu olan miktarın değerinde borcu bulunmadığını, ayrıca senedin asli unsurlarından bir tanesinin de keşide yeri olduğunu, takibe dayanak senette keşide yeri bulunmadığını, bu sebeple kambiyo vasfını taşımadığını, söz konusu senette belirtilen adresin bulunmamasına rağmen takibin Manisa Adalet Sarayında açıldığını, Manisa İcra Dairesinin yetkili olmadığını, tebligatın usulüne uygun yapılmadığını, icra takibinden yeni haberdar olduğunu, eski halin iadesiyle sürenin öğrendiği tarihten itibaren başlaması gerektiğini, bu nedenle takibin durdurulmasına, eski halin iadesine, kambiyo senedine dayanmayan ödeme emrinin ve takibin iptaline, yetki itirazının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamış duruşmada alınan beyanında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Borçluya ödeme emrinin 16/11/2007 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ilk olarak icra mahkemesine müracaatı ile usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte ödeme emrinin iptali ve zamanaşımı iddiası ile icranın geri bırakılmasını talep ettiği, ... İcra Hukuk Mah.nce yapılan yargılama sonucunda borçlunun diğer talepleri hakkında inceleme ve değerlendirme yapılmadan sadece zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın sadece alacaklı tarafından temyiz edildiği, değerlendirilmeyen şikayet konularına ilişkin borçlunun bir temyizinin olmadığı, alacaklının temyizi doğrultusunda zamanaşımı itirazının süresinde olup olmadığının değerlendirilmesi açısından öncelikle usulsüz tebligat şikayeti hakkında karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma kararı verildiği, .......
nun 172. maddesinde; “Ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur. Bu dilekçenin bir nüshası derhal alacaklıya tebliğ olunur.” denilerek itiraz ve şikayetin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra dairesine bildirilmesi gerektiği açıklanmıştır. İİK.'nun 173. maddesinde de itiraz ve şikayet olunmaması hali düzenlenmiştir. Somut olayda; kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte borçlu mahkemeye başvurarak kambiyo şikayeti ile birlikte borca itiraz iddiasında bulunmuş olup anılan itiraz ve şikayetlerin takip yoluna göre İİK.'nun 172. maddesi gereğince 5 gün içinde icra dairesine yapılması gerekir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/686 Esas sayılı dava dosyası ile iptal edildiğini ve kararın kesinleştiğini, takibin iptalinden 12 yıl sonra davalı tarafından Trabzon İcra Dairesinin 2022/13108 Esas sayılı yeni dosya numarası üzerinden müvekkiline yeniden ödeme emri gönderildiğini, daha öncesinde mahkemece müvekkili yönünden takibin iptaline karar verilen ilam olmasına rağmen davalı tarafın söz konusu icra dosyasını yenileyerek yeni bir esas alarak müvekkilime yeniden takip yönetmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu belirterek icra takibin iptali ile gerçekte var olmayan ve daha öncesinde iptal edilerek iptal kararı kesinleşen borçtan dolayı, müvekkil aleyhine icra takibine girişen davalı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini dava ve talep ettikleri görülmüştür....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 22/10/2014 tarihinde kesinleşen 2014/72 E. - 2014/1125 K. sayılı ilamı ile ödeme emrinin tebliğinden ve takibin kesinleşmesinden önce mirası reddettikleri anlaşıldığından, olayda İİK'nun 53. maddesinin ve dolayısıyla aynı Kanun’un 16. maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda, davacı/borçluların mirasın reddi nedeniyle takibin iptaline yönelik talebi, borca itiraz niteliğinde olmakla, takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi günlük sürede icra müdürlüğünde ileri sürülmesi gerektiğinden ve borçluların borca itirazlarını icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine bildirmelerinin gereksiz ve geçersiz bir işlem olduğu ve hukuki sonuç doğurmayacağı nazara alınarak mahkemece bu yöndeki talebin esasının incelenerek kabulüne karar verilmesi yerinde değildir....
İİK'nun 168. maddesinin birinci fıkrasının 3. ve 5. bentlerine göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal beş günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda borçlu ...'e ödeme emrinin 11.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal (5) günlük süreden sonra 20.02.2015 tarihinde icra mahkemesine müracaatla takibin iptalini talep ettiği, ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü yönünde bir itiraz da ileri sürmediği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece, borçlunun itiraz ve şikayetlerinin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....