Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili yetki ile birlikte borca itiraz edilmesi halinde MTS ekranında bu şekilde işlem yapılmasına imkan olmadığını iddia etmekte ise de, davacı vekilinin takip başlatırken icra dairesinin yetkisine veya borca ya da her ikisine birlikte itiraz edilebileceğini, yetkiye ve borca birlikte itiraz olunması halinde ekranda yapılabilecek işlemleri bildiği, bilmesi gerektiği halde yetkisiz icra dairesinden takip başlattığı anlaşılmaktadır. Davacı vekilince yetki itirazının kabulü yönünde icra müdürlükleri aracılığıyla fiziksel olarak sunulmuş bir dilekçe de bulunmamaktadır. İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK'nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Aynı Kanunun 10.maddesine göre ise sözleşmeden doğan takiplerde, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkilidir....

İİK'nın 62. maddesi uyarınca "İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. İtiraz, takibi yapan icra dairesinden başka bir icra dairesine yapıldığı takdirde bu daire gereken masrafı itirazla birlikte alarak itirazı derhal yetkili icra dairesine gönderir; alınmayan masraftan memur şahsen sorumludur." Borçlunun mükerrerlik iddiası ve faize ilişkin itirazı borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre bu itirazın İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerekir. Başvurunun icra dairesi yerine icra mahkemesine yapılması fuzuli bir talep olup sonuç doğurmaz (Yargıtay 12. HD., 2016/19783 E-2017/12012 K.; 2018/5873 E.-2019/3912 K.sayılı ilamı)....

İİK'nın 68/1.maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda; icra takibine dayanak yapılan fatura İİK'nın 68/1. maddesinde yazılı belgelerden değil ise de, borçlu itiraz dilekçesinde "ödeme sırası geldiğinde kurumun nakit akışına göre ödeme yapılacağını" beyan etmekle birlikte ''söz konusu faturaların cebri icra takibi ile talep ve tahsil edilme usulüne itiraz ediyoruz.'' beyanı ile süresinde takip dosyasına sunulu dilekçesi cebri icra takibine yönelik borca itiraz dilekçesidir....

İş Mahkemesi'nin 2013/703 Esas, 2014/251 Karar sayılı 24.04.2014 tarihli ilamına dayalı olarak ücret alacakları ile mahkeme vekalet ücreti ve yargılama giderinin faizleri ile birlikte tahsili talebiyle genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlanmıştır. Borçlunun ödeme emri tebliğinden itibaren süresi içerisinde icra dairesine verdiği dilekçe ile borca ve fer'ilerine itirazla birlikte ödeme emrine takip dayanağı belgelerin yazılmadığı ve anılan belgelerin ödeme emrine eklemediğini iddia etmiştir....

    İcra İnkar tazminatı açısından ise; 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunun 67/2 maddesi uyarınca İcra inkar tazminatına hükmedilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak geçerli bir icra takibinin yapılması, borçlunun süresi içerinde ödeme emrine itiraz etmesi, itirazın iptali davasının 1 yıllık süre içerisinde açılması ve borçlunun haksızlığına karar verilmesi gerekir. Dosya kapsamında geçerli bir icra takibinin bulunduğu, 7 günlük itiraz süresi içerisinde davalının ödeme emrine itiraz etmiş olduğu ve yine itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Borçlunun haksızlığından kasıt ise alacak miktarının likit yani belirlenebilir olmasıdır. Borçlu şayet alacak miktarını belirlemek için bütün unsurları biliyor ise alacak likit sayılır. Ayrıca borçlunun icra takibine kötü niyetle itiraz etmesi şartı kanunda aranmamıştır....

      Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, tarafımızca başlatılan işbu takibe davalı borçlu ... tarafından 17.04.2019 tarihinde haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davacı ... A.Ş’ye borcu kesin ve sabit olan olan ...'ün icra takibine, borca, faize ve faiz oranına itirazı yalnızca zaman kazanmak maksadıyla yapılan haksız ve kötü niyetli bir itiraz olup, iptali gerektiği, zaten arabuluculuk görüşmelerinde asıl alacak konusunda taraflar arasında bir ihtilaf söz konusu olmayıp, dosya borcunun banka tarafından tekrar değerlendirilerek, borcun taksitler halinde ödenebileceği beyan edildiği, bu nedenle davalı borçlu tarafından icra dosyasına yapılmış olunan itirazın iptali ve takibin devamı ile kötü niyetli davalı-borçlu aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalının dosyaya cevap dilekçesi sunmadığı anlaşıldı. DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, İzmir 22.İcra Dairesi'nin .../......

        Ödeme emri tebliğ işlemine ilişkin sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 150 ve 150/a maddeleri gereğince ödeme emrine itiraz hakkında uygulanması gereken aynı Kanunun 62. maddesinde; "itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak İcra Dairesine bildirmeye mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; ödeme emri ile birlikte takibe dayanak belgelerin tebliğ edilmediğine ilişkin şikayet dışındaki tüm iddialar itiraz niteliğinde olup, itirazın icra dairesine yapılması gerekirken, mahkemeye yapılan başvuru fuzuli bir işlem olup mahkemenin bu sebeple başvuruyu reddetmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esası incelenerek reddine karar verilmesi isabetsiz ise de; sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibari ile doğru olan kararın onanması yoluna gidilmiştir....

          Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak; dava dilekçesini tekrar ederek, icra tebligatının iptalini dava ettikleri halde mahkemenin yanlış bir algılama ile davayı borca itiraz gibi değerlendirerek borca itiraz yönünden davanın reddine karar verdiğini, bu durumun Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, mahkemenin gerekçeli kararına karşı süresi içerisinde istinaf talebinde bulunduklarını, ancak davalı tarafın talebi üzerine mevcut ihtiyati tedbirin kaldırıldığına ilişkin 19/01/2021 tarihli ek kararın objektif olmadığını, 22/01/2021 tarihinde müvekkilinin konutuna haciz uygulanmasının hukuk düzenine aykırı olduğunu, dava dilekçesindeki talepleri dışına çıkılarak borca itiraz yönünden davanın reddi ve ek karar ile mevcut tedbirin kaldırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

          Dava, İİK'nun 67. maddesi gereğince faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı taraf takip dosyasında yasal süresi içinde sunduğu ödeme emrine itiraz dilekçesinde takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, Mahkemece davalı tarafın itirazı kabul edilerek takibin yetkili icra dairesinde yapılmamış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, davalı taraf cevap dilekçesinde takip konusu faturanın yanlar arasındaki krom madeni satışından kaynaklandığını ileri sürmüş olup, bu durumda akdi ilişkiyi kabul etmiştir. O halde, İİK’nun 50. maddesi delaletiyle HUMK’nun 10. ve BK’nun 73. maddeleri gereğince sözleşmenin ifa edileceği yer olan davacı-alacaklının ikametgahının bulunduğu ......

            Dava, İİK'nun 67. maddesi gereğince faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı taraf takip dosyasında yasal süresi içinde sunduğu ödeme emrine itiraz dilekçesinde takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, Mahkemece davalı tarafın itirazı kabul edilerek takibin yetkili icra dairesinde yapılmamış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, davalı taraf cevap dilekçesinde takip konusu faturanın yanlar arasındaki krom madeni satışından kaynaklandığını ileri sürmüş olup, bu durumda akdi ilişkiyi kabul etmiştir. O halde, İİK’nun 50. maddesi delaletiyle HUMK’nun 10. ve BK’nun 73. maddeleri gereğince sözleşmenin ifa edileceği yer olan davacı-alacaklının ikametgahının bulunduğu ......

              UYAP Entegrasyonu