Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nak.San.Tic.Ltd.Şti.nin müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sözleşmede yer aldığını, kredinin teminatı olarak 06 AN 0003 plakalı aracı üzerine rehin tesis edildiğini, kredi geri ödemelerin aksadığını, hesabın kat edilerek davalılara ihtarname keşide edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine girişilen rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, kredi borcuna yönelik tahsilatların yapıldığını, ayrıca aynı borca dayalı başkaca takiplerin bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

    Davalının başlatılan icra takibine sadece yetki yönünden itiraz etmiş,asıl borca yönelik itirazda bulunmamıştır. 6100 sayılı HMK'nın, "Yetki sözleşmesi" başlıklı 17. maddesine göre; (1) Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. 6100 sayılı HMK'nın, "Yetki sözleşmesinin geçerlilik şartları" başlıklı 18. maddesine göre (1) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hâllerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz. (2) Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır....

      Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; itirazın iptali davasının görülebilmesi için öncelikle icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazın incelenmesi ve yetkili icra dairesinde yapılmış bir takibin olması gerektiği, davalının yerleşim yeri icra dairelerinin yetkili olduğu belirtilerek, takibin yetkisiz icra dairesinde açılmış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, itirazın iptali ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir. İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartı olup, 6100 sayılı HMK'nın 115. maddesi uyarınca dava şartının varlığı yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmelidir. İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takibin Taliki veya İptali K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ilamların icrasına yönelik takibin iptaline ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 26/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takibin taliki veya iptali KARAR ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/8778 sayılı dosyasının birlikte gönderilmesi için dosyanın mahalline İADESİNE, 02.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takibin taliki veya iptali KARAR Alacaklı vekiline Mahkeme kararının tebliğiyle, tebligat parçasının Dairemize gönderilmesi için dosyanın Yerel Mahkemeye İADESİNE, 21.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece, davacının imzaya itirazının icra hukuk mahkemesince kabul edildiği, takibin davacı borçlu yönünden durdurulduğu, bu davanın 21.01.2014 tarihli duruşmasında davalı vekili tarafından açıkça davacı borçlu tarafından ödeme yapıldığının kabul edildiği, davalıya yapılan ödemenin davacıya iadesi gerektiği, alacak miktarının likit olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. İİK’nun 40. maddesi “Bir ilâmın bölge adliye mahkemesince kaldırılması veya temyizen bozulması icra muamelelerini olduğu yerde durdurur. Bir ilâm hükmü icra edildikten sonra bölge adliye mahkemesince kaldırılır veya yeniden esas hakkında karar verilir ya da Yargıtayca bozulup da aleyhine icra takibi yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kesin bir ilâmla tahakkuk ederse, ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski hâline iade olunur.” hükmünü içermektedir....

                Mahkemece, toplanan delillere göre; ara sözleşmede kredi kartı sözleşmesine atıf yapıldığı, bağımsız bir borç değil, asıl borçlunun sorumluluğu yüklendiği, teminat veren davalının bu sözleşmeyi yapmakta bir menfaati bulunduğunun ispatlanamadığından davalının kredi limiti kadar ana paradan ve hesap tarihinden itibaren de temerrüt faizinden sorumlu olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile takibin toplam 1.120,75 TL üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK. 67. maddesi gereğince itirazın iptali istemine ilişkindir. Bir itirazın iptali davasının görülebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış, geçerli ayakta bulunan bir icra takibinin varlığı şarttır. Ortada geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda itirazın iptali davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz edildiği ve bu itirazı olumlu veya olumsuz sonuçlandırılmadığı hallerde geçerli bir takibin bulunamayacağı açıktır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, davalı tarafından kullanılan J blok 19 nolu dairenin maliki olduğunun belirlenmesi sonrasında davalının kooperatife doğal ortak olarak kaydedildiğini, satın aldığı dairenin inşaat çalışmalarından kaynaklanan aidat borçlarının ödenmemesi üzerine girişilen takibin, haksız itiraz nedeniyle durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, taşınmazı dava dışı ...'den tapuda satın aldığını, kooperatife ortaklık başvurusunda bulunmadığını, doğal ortak kavramının hukuki dayanağının olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

                    Bilindiği gibi takibin yapıldığı 13.1.2011 tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK’nun 22.maddesi hükmü uyarınca, yetki sözleşmeleri veya yetkiye ilişkin sözleşmedeki hükümler kamu düzenine ilişkin olan haller dışında geçerli olup tarafları bağlar. Bu bağlamda 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 17.maddesinde; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır." hükmü öngörülmüşse de, anılan Yasanın 448.maddesine göre, bu kanun hükümleri tamamlanmış işlemleri etkilemeyeceğinden, yetki meselesi takip tarihindeki mevzuat hükümlerine göre halledilecektir. Yapılan bu açıklamalar ışığında, sözleşmede belirtilen yetkili icra dairesinde takip yapılmasında ve dava açılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu